ERMENEK BİR FACİA OLARAK ANILACAKTIR

ERMENEK BİR FACİA OLARAK ANILACAKTIR

CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk EYİDOĞAN TBMM’de “Ermenek’te kömür maden faciasında sorumlu olanlar hesap vermelidir” diyerek Meclis kürsüsünde konuşma yaptı.

ERMENEK BİR FACİA OLARAK ANILACAKTIR
 
CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk EYİDOĞAN TBMM’de “Ermenek’te kömür maden faciasında sorumlu olanlar hesap vermelidir” diyerek Meclis kürsüsünde konuşma yaptı.

Eyidoğan şunları söyledi: “Yine yüreklerimizi yakan bir iş cinayeti yaşadık. Ermenek kömür madeni faciası ülkemiz tarihine bir başka acı gün olarak geçecektir. Bugün 9 uncu gün, mahsur kalan 18 maden emekçimiz hala o dehlizlerde.

Facianın ilk gününde Bakan Yıldız, “Ocakları dolduran 11 bin ton suyun nereden, nasıl geldiğini bilemiyoruz” dedi. Eğer bu doğruysa, demek ki Bakana daha önce işletilen eski ocakların yerlerine dair bilgi verilmedi. TKİ Orta Anadolu Linyitleri İşletmesi Müessese Müdürlüğü ve MİGEM in arşivinde eski işletme panolarına ait planlar mutlaka olması gerekir. Bu olmadan yeni işletme ve ocakların üretim ve işletme planları nasıl yapıldı? Bu durumda Bakanlık ve MİGEM ruhsatları verirken saha planları ve jeolojik etüt raporlarını görmezden mi geldi? Eski ocak bilgileri var da Şirket mi umursamadı? Anlaşılıyor ki Devletten özel şirkete döşenen yollarda göçükler var. Bunları Bakanların arz-ı endam ettiği TV’lerde ve basında duymadık. Kimse de “neden yok” diyemedi. Ancak Maden Mühendisleri Odasının, hani o susturmak istediğiniz odalar var ya, işte onların açıklamasından sonra iktidar artık bu ihmali saklayamadı. Sahadaki üst kotlardaki terkedilmiş ocaklarda biriken suyun üretim sırasında yeni ocağa hücum etmesi sonucu bu facianın yaşandığı anlaşıldı. Sorunu yalnız işletmeciye yükleyerek, facialara yol açan devlet-iktidar-özel sektör ilişkilerindeki yozlaşmaları saklayarak çözemezsiniz.

İthal yüksek teknoloji evlere girdi, arabalara girdi, telefonlara girdi. Her yer bilgisayar ve tablet. Ama teknoloji madenlerimize inemedi. Üretim ve korunma için teknoloji yatırımına gelince durum vahim. Dün Maden Mühendisleri Odası Eski Başkanı Mehmet Torun “249 tane daha Ermenek var” dedi. Yani ihmal o boyutta!

İktidar ve bakanları yine gerekli önlemlerin alınacağını söyleyip duruyorlar. Doğabilecek infiali önlemek için parayla pulla önlemler almaya çalışıyorlar. Bu paraları felaketler olmadan harcasanız ve önlem alsanız daha iyi olmaz mıydı? İlla birilerinin mağdur olması mı lazım? Farkında mısınız, bu Hükümet son zamanlarda ihmallerden kaynaklanan kaza mahallerinde gözükmektedirler.

Bu facialar, acayip rödovans sözleşmelerinden, teknoloji yoksunluğundan, her aşamada etütler ve risk yönetimi yapmamaktan ve taşeronlaşmadan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de hala vahşi üretim sisteminin ve kifayetsiz kar hırsının acı sonuçlarını yaşıyoruz. Ölenler bir lokma ekmeğin peşindeki emekçiler, işçilerdir. Yoksul halktır.

Aklı ve akılcılığı yüceltmek yerine, bilgi toplumu olma yolunda ilerlemek yerine kısa vadeli köşe dönmece işler yapılırsa olacağı budur. Nerede bilim ve teknoloji, nerede dünya madencilik standartları, nerede risk yönetimi?

Ermenek’te son bir yılda yapılan iş sağlığı ve güvenliği teftiş raporunun sonuç kısmında şu cümleler var : “… Son teftişte ocak genelinde bacalarda yapılan ilerleme ve hazırlık çalışmalarında kontrol sondajları yapılmadığı hususu tespit edilmiştir. Mevzuatımıza göre yeraltı suyunun tehlikeye neden olacağı ocaklarda, çalışılmakta olan yerler yakınında 25 metreden az olmamak üzere kontrol sondajı yapılır.” Bu raporun tarihi 25 Haziran 2014. Tehlike tespit edilmiş ama kimin umurunda? Daha önce su basması sorunları yaşanmış. Sen şimdi sorunu “yemek aşağıda yenmeseydi bu kayıplar olmazdı” noktasına taşırsan bu ülkede kayıplar bitmez. Sorumluluktan kurtulmak bu kadar basit mi?

Kömür aramada ve işletmede yer üstü ve yeraltı jeolojik, jeofizik ve jeoteknik araştırmalar eş zamanlı olarak mutlaka yapılmalıdır. Açılan sondaj kuyularında ve maden ocağı içerisinde jeofizik ölçüler alınmalı ve hızla değerlendirilmelidir. Özellikle Ermenek gibi karmaşık yeraltı yapısının olduğu yerlerde jeofizik araştırmalar ve sondajlar hiç ihmal edilmemelidir. Galeri içlerinde 7/24 ultrases dinleme, kaya deformasyonlarını izleme, ısı ve gaz ölçme yapılmalı ve üretilen bu veriler güvenlik merkezlerinde anlık olarak değerlendirilmelidir.

Tehlike ve kayıp riskleri belirlenip ona göre önlemler almak yerine, kayıplar olduktan sonra "arama-kurtarma"yla ve “yara sarma”yla uğraşıyoruz.
Dün Başbakan “.. bir kaç saat içinde üç bakanımız da alana intikal etti, AFAD 500 kişilik kurtarma ekibiyle, her türlü imkanla oraya ulaştı” diyor. Madem iktidarın bu kadar gücü ve imkânları vardı da bu madenlerde gerekli etütleri neden yaptırmadı? Neden önlemler aldırmadı?
Türkiye'de inşaatta, sanayide ve madencilikte “Vahşi Üretim” yöntemlerinden vazgeçmeliyiz, yüksek teknoloji kullanan “Çağdaş Üretim” yöntemleri kullanmalıyız. Aksi takdirde iş kazaları ve insan kayıpları sürecektir.

Bu acıların son olmasını, mahsur kalan emekçilerimize bir an önce ulaşılmasını diliyoruz.”


  • Cuma 15.6 ° / 10 ° false
  • Cumartesi 16.1 ° / 9.6 ° Güneşli
  • Pazar 13.7 ° / 2.7 ° Orta kuvvetli yağmurlu