Çünkü atanmışlığa karşı çıkıp, başkanlık sistemi denen ucube yapı ile atanmışların seçilmişlere parmak salladığı ve sorumluluk almadığı bu yapının eseridir bu serkeşlik, bu utanmaz tavır.
Utanma ortadan kalkınca adet haline getirdiler bu tarzı. Sorumluluk almak yerine başkalarını suçlayarak geçiştiriyorlar beceriksizliklerini.
Bu tarzı Gazze ve Suriye olaylarında da görüyoruz. İsrail terör devletine ticaret resmi rakamlar ile ortada iken, Filistin’de göstermelik şirket üzerinden ticaret yapma kurnazlığı ortada iken Zarrab gibi çakallara ekonomiyi kalkındırma ödülü verip kendi zadegânlarını ihya eden bu kafa muhalefet belediyelerini silkelemekten bahsedecek kadar utanmadan uzaklaşmış, şirazesini kaybetmiştir. Bu güç zehirlenmesidir. Bu söylediklerini yutmanın verdiği arsızlıkla hadsizce konuşma ve boşboğazlıktır.
Konuyu dağıtmadan AKP döneminde işçi hakları ne olmuş nereden nereye gitmiş onu inceleyelim.
Kimsesizlerin kimsesi garibanların yandaşı olma sloganları ile yola çıkan AKP daha önceki muhafazakâr Amerikancılar gibi sermayenin taşeronu olmuştur. İşçiye emekçiye vermek için bulamadığı paraları vergi afları ile yandaşlarına aktarmıştır.
AKP döneminde: gelir dağılımı bozuldu, asgari ücret ortalama ücret haline geldi, işçiden alınan vergi arttı, sendikal haklar zayıfladı, emekliler emekli olduğuna pişman oldu, kıdem tazminatı eridi, taşeronlaşma arttı.
AKP döneminde ve başkanlık rejiminde bölüşüm ilişkileri kötüleşti. Başkanlık dönemi öncesinde milli gelir içinde emeğin payı yüzde 35,3 iken 2022’de yüzde 25,2’ye geriledi. Buna karşılık milli gelir içinde sermayenin payı başkanlık rejimi öncesi yüzde 48 iken 2022’de yüzde 56,7’ye yükseldi.
Faize karşıyım deyip faizleri yükseltti. Faizden geçinenlerin sayısını çoğalttı. KKM ile milletin varlığını faiz yiyen haramzadelere aktardı.
2005 yılında asgari ücret ortalama ücretin yüzde 46’sı iken 2020’de yüzde 60’ına çıktı.
2000 yılında 2.500 TL olan ilk vergi dilimi yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2023’te ilk vergi dilimi 182 bin 109 TL olarak uygulanmalıydı. Oysa 2023 yılında ilk vergi dilimi 70 bin TL olarak uygulandı.
Sendikal hak olan grev başkanlık sistemi denen ucube yapının başkanlık kararları ile milli güvenlik bahane edilerek engellendi. Hak arayan işçiler dövülüp tehdit edildi.
AKP emeklilik yaşını ve prim gün sayısını artırdı. Emekliler arasında eşitsizlikler yarattı. Emekli aylığı güncelleme katsayısı, aylık bağlama oranları, aylıkların alt sınırı düşürüldü. Aylık artışları resmi enflasyon oranıyla sınırlandırıldı. Enflasyon rakamlarını da kafalarına göre tespit ettikleri ortada. Halkın enflasyonu ile saray rejiminin enflasyonu farklılık arz etmektedir.
2002’de asgari ücret 184 TL iken en düşük işçi emekli aylığı 257 TL idi. 2002’de en düşük emekli aylığı asgari ücretin yüzde 40 üzerindeyken, 2023 Nisan’da asgari ücretin yüzde 88’ine (asgari ücretin altına) geriledi.
1978’de asgari ücretin 7,5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 1982’de asgari ücret ile bağının koparılmasının ardından hızla düşmeye başladı. 2002’de asgari ücretin 4,8 katı olan kıdem tazminatı tavan tutarı 2023 itibarıyla asgari ücretin 2 katına geriledi. AKP kıdem tazminatını da eritti.
Enflasyon rakamları tutmadığı gibi rekorlar kırdı, işsizliği düşüremediği gibi genç işsiz oranını kat be kat arttırdı. Dolaylı vergilerin tüm vergiler içindeki oranı AKP öncesi %59 iken AKP döneminde %64 olmuştur.
AKP öncesi özelleştirme 8 milyar dolar iken AKP döneminde 63,8 milyar dolar olmuştur.
İşçinin emekçinin hakkını gasp edip, sermayeye peşkeş çekip, işçi hakları nerede diye soran bu kafaya, iktidar nerede, ahlak nerede, utanma nerede diye soruyoruz.
