Tarih: 01.03.2021 19:48

İYİ PARTİLİ KARAPINAR GERÇEKLERİ AKP'LİLERİN YÜZÜNE TOKAT GİBİ ÇARPTI

Facebook Twitter Linked-in

Esenler Meclisinde İyi Parti AKP Düellosu yaşanırken, CHP’liler iyilik meleği olma gayretini elden bırakmamak için büyük uğraş verdiler.

CHP’li Turna kendi partisine ağır ithamda bulunan “iki yılda kümes bile yapamadı diye İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu suçlayan AKP Meclis üyelerine karşı” bindi uçağa Çin’e gitti, Yunan semalarında gezindi, Yunan sağlıkçılarını ziyaret etti, ayağının tozu ile 12 Mart ve diğer darbelere değindi, diğer meselelere teğet geçti ancak bizler CHP’li meclis üyesinin ne dediğini anlayamadık.


İşte iyi partili Mikail Karapınar’ın AKP’lilerin yüzüne tokat gibi yaptığı konuşma metni…
Mikail Karapınar: Terör örgütü PKK tarafından GARA'da kalleşçe katledilerek şehit düşen canlarımıza, bu vatan uğruna can veren tüm şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.Yüce Türk milletinin başı sağolsun. Allah, kahraman Mehmetçiklerimizin ayağına taş değdirmesin! Ve bilinsin ki; içimizdeki Çanakkale ruhu bugün daha da diri...Bu 18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferimizin 106. yıldönümünü kutlayacağız. Ebedi başkomutan, eşsiz lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve aziz şehitlerimizi saygı, rahmet ve sonsuz minnetle anıyorum.
Tarihe yön veren bu savaşların, görünmeyen kahramanları da şüphesiz kadınlardı. Haftaya bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü..Bu ülke için şehit olan kadınlarımız, şehit anneleri ve eşleri başta olmak üzere Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, meclisimizin değerli kadın üyeleri ve tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü yürekten kutluyorum şimdiden...

“ESNAFIMIZ CAN ÇEKİŞİYOR- KEPENK AÇAMIYOR HİÇ UTANMADAN 3. DALGA UYARILARINA RAĞMEN VATANDAŞININ AKLIYLA DALGA GEÇİYORSUNUZ”
Corona virüsü ile mücadele aşılamayla birlikte sürerken Bilim Kurulu Üyeleri de sık sık “önlemleri gevşetmeyin 3. dalga kapıda” uyarısı yapıyor.
Sağlık çalışanlarımız Pandemi hastanelerinde, sevdiklerinden uzakta fedakârca görev yapıyor, esnafımız can çekiştiği halde ülkemiz korona virüs mücadelesine zarar gelmesin diye kepenk açamıyor, 65 yaş üstü evden dahi çıkamıyor ama ülkeyi yönetenler bu uyarılara “adam sende” dercesine riayet etmiyor. Hem de hiç utanmadan...3. dalga uyarılarına rağmen bu ülkenin mevcut iktidarı, ilk günden beri canla başla koronayla mücadele eden sağlık çalışanımızla, kepenk kapatan esnafımızla, aklı selim vatandaşının aklıyla dalga geçercesine hınca hınç dolu salonlarda kongreler yapıyor.
İnanın, Korona mücadelesini kazanan ülkeler bile böylesi kalabalık bir kutlama yapamıyor, tedbiri elden bırakmıyor ama biz 3. Dalga kapımızdayken yeteri önlemler almadan kongreler yapıyoruz elhamdülillah...
AK Parti Genel Başkanı sayın Cumhurbaşkanı, kalabalık kongre sevincini paylaşırken. Bu kongrelerin yapıldığı illerde, vaka sayılarının artışı ise umurlarında olmuyor.

“AZİM AKILDIR- İNAT ÖFKEDİR- DEVLET İNATLA DEĞİL AKILLA YÖNETİLİR”
Ekonominin konuşulmasını istemeyen iktidar, gündemi ekonomiden uzaklaştırmayı başardı
"İnadına Kanal İstanbul'u yapacağız" diyerek.
Oysa; azim akıldır. İnat öfkedir. Devlet inatla değil akılla yönetilir. Azim edersen kazanırsın. İnat edersen kaybedersin.
Milletle inatlaşmanın sonu da mutlaka kaybetmektir. 
Hatırlayın, Beştepe'de Temmuz ayındaki toplantısında ne diyordu sayın Erdoğan;
"Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, gerek ve ihtiyaç duyulduğunda her türlü değişikliğin süratle yapılabilmesine imkân sağlayan dinamik bir sistemdir. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı gibi şimdi de 'Biz yaptık öyleyse en doğrusu budur' gibi bir inatlaşmaya girmiyoruz."
Yani, "İnat etmiyoruz, değişime açığız" diyordu.
Bugün ise, "Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız." diyor.
İstanbul'un deprem riski varken, vatandaş ay sonunu zor getirirken, salgınla mücadelede 3. dalga kapımızdayken, işçisi, esnafı, memuru, sanatçısı birer ikişer intihar ediyorken, inadına Kanal İstanbul yaptıracak bir sisteme geçmişiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile anlayacağınız.
Ne deprem umurlarında, ne doğa, ne ekonomi ne de halkın iradesi...
Muhteşem diye lanse edilen tüm projeleri zarar eden ve bu zararları da halkın sırtına yükleyen bu zihniyet, Kanal İstanbul'u hizmet için değil inat olsun diye yapacakmış. Onlar için sıkıntı yok çünkü, zarar eden faturaların hesabı kendilerine kesilmiyor.
Vergiyi vatandaş veriyor, inadı da sayın cumhurbaşkanı ediyor, bu kadar basit....
Sayın Erdoğan, daha öncede “Biz bu şehre ihanet ettik” demişti İstanbul için, şimdi de büyük bir ihanete de inadıyla imza atmaya hazırlanıyor.
Oraya harcanacak parayla İstanbul'da riskli bina kalmaz ama inat olsun diye şehrimize Kanal İstanbul yapılacak.

 
“DEPREM DEĞİL YANLIŞ İMAR ÖLDÜRÜR; DEPREM DEĞİL DUYARSIZ YÖNETİMLER ÖLDÜRÜR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı TBMM'de Deprem Komisyonu'ndaki sunumunda açıkladı İstanbul depreminin korkunç bilançosunu: Toplam 120 milyar TL'lik bir ekonomik kayıp depremin etkisiyle birlikte oluşacak. Türkiye ekonomisinin kalbi İstanbul'da atıyor ve bu yüzden maalesef deprem sonrası kayıp çok daha fazla olacak.
İstanbul´daki 1,16 milyon binanın neredeyse 5'te 1'inin muhtemel bir İstanbul depreminden sonra kullanılmaz hale gelecek, içme suyu, atık su, doğal gaz noktalarında da hasarlar bekleniyor.
Unutulmasın, deprem değil yanlış imar öldürür; deprem değil duyarsız yönetimler öldürür;
Suni gündemleri bırakmalı, depremi öncelikli konumuz hâline getirmeliyiz, acilen. İlçemizde de bu konuda gerekli tedbirler bir an önce alınmalı, kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalı,  Sayın belediye başkanımız Tefik Göksü’nün 2020 yılsonunda vatandaşa teslim edilecek rezerv alanda yapılan konutların bir an önce hak sahiplerine teslim edilmesini akabinde sosyal donatı alanlarında yapılmış eski yapıların kaldırılması gerekmektedir. elbette insanımız mağdur edilmeden ..

“MAZLUM DOĞU TÜRKİSTANLILARIN SESİ KANADA'DAN DA DUYULDU”
İnatla Kanal İstanbul yapmaya kalkanlar, Doğu Türkistanlı kardeşlerimize sahip çıkmıyor inatla ne yazık ki...Bakın, Kanada, Çin'in Uygur politikalarını 'soykırım' olarak tanıdı!
Kanada Türk değil, Müslüman bir ülke de değil.
Ülkemizin müslüman iktidarının ise bu konuda bir politikası yok. Mecliste bu konuyu gündeme getirdiği de...
Üstelik Çin ile olan ticaretleri de münasebetleri de artarak devam ediyor.
Mazlum Doğu Türkistanlıların sesi Kanada'dan da duyuldu ama yine Ankara'dan duyulamadı!
Hani sayın Cumhurbaşkanı, dünyadaki ezilen müslümanların sesiydi?
Uygur Türkleri Kanada Parlamentosu Önünde Çin'i Protesto Ediyor, kendilerine ne bir polis müdahale ediyor ne de bir gözaltı uygulanıyor.
Kanada’da Uygur soykırımı oylandığı gün alelacele meclisin önüne gelen Uygurlara, gösteri izinleri olmamasına rağmen Kanada polisi gösteri izni verdi biliyor musunuz? Çinlilerin muhtemel sabotajlarına karşı da Uygurları korudu.
Bizim ülkemizde ne olmuştu hatırlayın..! Çin’i protesto ediyorlar, kayıp yakınlarının yerlerini soruyorlar diye, polisin müdahalesi yanında bir de hakaretlerine maruz kalmışlardı. Kaldıkları yerler ise ablukaya alınmıştı polis tarafından.
Genel Başkanımız sayın Meral Akşener, TBMM Grup toplantısında Doğu Türkistanlı bir kızımızı kürsüye çıkardığı anlarda ise Meclis TV canlı yayınını kesmişti hatırlarsanız” dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —