Kusura bakmayın ama gazeteciliğin kurallarından, tarafsızlık ilkesinden ve kamu yararından taviz vermeden yazmaya devam edeceğiz.
Gazetemizde CHP’li bazı isimlerin tavırlarını, açıklamalarını ve meclis kararlarındaki bize göre yanlış oy tercihlerini haberleştirdik. Özellikle, bir meclis üyenizin MHP’ye ve Ülkü Ocakları’na yönelik sözleri; ayrıca Deniz Feneri e.V. ile yapılan protokol ve CHP grubunuzun buna verdiği “evet” oyu habere konu oldu. Bunları yazınca mı kızdınız, alınmışsınız, bize sallamaya başladınız. Ama şunu iyice kafanıza koyun biz sansürlenmeyeceğiz, siz rezil olacaksınız.
Ey CHP’nin sahte kabadayıları, ey zavallılar; şunu unutmayın: Biz gazeteciliğin dışına çıkmadan, kimsenin gözyaşına bakmadan gerçekleri yazıyoruz. Tarafsızlık bizim kırmızıçizgimizdir. Siz ise omurgasız siyasi hamallarsınız. Birilerinin aba altından sobasını görünce çok iyi kıvıranlarsınız. Bu bir ilk değil—daha önce ilçe başkanınızın belediye meclis üyeliği döneminde de benzer “kıvırma” vakalarına tanık olduk. Bir meseleye sert girip sonra geri adım atmak ülkücülerden özür dilediğiniz geri vites yaptığınız gibi kötü alışkanlığınız hâlâ sürüyor.
Deniz Feneri meselesi özelinde: Almanya’da adı geçen dernek ve protokol konusunu haberleştirdik ve gerçeği yazdık yine alındınız. Soru şu: Protokol neden yapıldı, hangi gerekçelerle evet oyu verildi ve bu oy kimlerin inisiyatifindeydi veya bu evet oyunuz kimlerin kararıydı? Bunlar halkın bilmesi gereken sorulardır. Eğer bir yerde hukuken sorunlu geçmişi olan, karanlık bir dünyası olan bir dernekle yasal veya ekonomik bağ kurulmuşsa—bu, CHP gibi halkçıyım diyen partinin yerel yöneticilerinin ve meclis üyelerinin savunacağı bir durum olamaz. Siz kime güvenip, kime hizmet yaptığınızı neye evet verdiğinizi neye hayır diyeceğinizi anlamayacak kadar cahilseniz; bize yazmak düşer.
Ama gelin, işin diğer yüzüne bakalım: Bu evet oylarının, verilmesinde ve arka planında kimler var? Bizim arşivimizde bunun cevapları var. Ama siz bu ikili ilişkileri öğrenmek için daha yürekli olmalısınız.
• 544 parsel meselesi: Turgut Reis Mahallesi’ndeki kamu yararına ayrılması gereken parsel için verilen oy tıpkı bugünün kopyasıydı.
• Esenler Spor lokalinin yeri: TÜRGEV’e peşkeş çekildiği yer için yine aynı “evet” oyları verildi. Hani sizin baro 2’ye evet oyu verdiğiniz gibi.
• Yeni doğan çetesine peşkeş çekilen yer: Bu ihalenin altından imzası olan kişiyi ve ihaleye yol bulmak için Müzeyyen hanımla gizli pazarlık yapıldığını yazdık. Bunlar iddia değil; tüm bu işlerin altında ilahlaştırdığınızı isterseniz tekraren yazalım. Bizim arşivimizde evrakı, tutanağı, gözlemi var — isterseniz yayınlarız. İster misiniz?
Bunları neden yazıyoruz? Çünkü kim akçeli veya alengirli iş yaparsa iki elimiz yakasında olur. Sen ey Tavşan meclis üyesi, sözlerini yalayıp yutan, özürcü ve kıvırcık çocuk, siz ey ilçe başkanı ve yöneticileri biliniz ki bizim radarımıza takıldınız. Eğer siz, “biz muhalefet yapıyoruz” diyecekseniz, muhalefetin gereğini yerine getirin; karanlık yapılar için verdiğiniz evet oylarınızdan dolayı büyük abinizin yolunda kurban edildiniz. Muhalefet adı altında AKP’nin değirmenine bilerek veya bilmeyerek su taşıdınız yahu. Bu çelişkiyi halk görüyor, biz de yazıyoruz.
Size tavsiyemiz yok; zaten tavsiye dinleyecek yapıda ve zekada olmadığınız belli. Ama kamuoyu bilmelidir: Söz konusu o evet oyları ve yapılan protokoller halkın olmasa da biz gazetecilerin takibindedir. Biz yazdıkça siz rahatsız olabilirsiniz; bağırıp çağırabilirsiniz; arkamızdan konuşabilirsiniz. Ancak unutmayın: Halkın vicdanı ve arşivimiz alayınızdan serttir. Hesap günü geldiğinde kaçış yoktur—istemeseniz de gerçekler ortaya çıkar.
Eğer iddia ettiğiniz gibi biz yanlıysak, gelin belgeleri gösterin; mahkemeye gidin; açıklama yapın. Ama eğer halkın zararına olan işler yapıldıysa, biz de yazmaya devam edeceğiz. Arşivimiz hazır — isterseniz tüm belgeleri ve tutanakları yayımlayalım, hakikat ışıldasın.
Gazetemiz, kamu vicdanının bekçisidir; böyle bir ilçe başkanınız, çapsız yöneticileriniz ve o kıvırcık maşa olarak kullanılan meclis üyeniz olduğu sürece “burnunuz karga gibi oradan çıkmaz” Biz tüm baskılara rağmen korkmadan, ödün vermeden yazmaya devam edeceğiz. KAMUOYUNA SAYGIYLA.