Hüseyin Koç

Tarih: 12.09.2025 12:38

12 EYLÜL’ÜN KARANLIĞI SARAY’DA BÜYÜYOR

Facebook Twitter Linked-in

O gün tanklarla gelen karanlık, bugün cüppeli yargıçlarla, kayyumlarla, talimatla çalışan mahkemelerle sürüyor.

Kayyum Darbesi, 12 Eylül’ün Devamıdır

12 Eylül 1980’de belediyeler, sendikalar kapatıldı; halkın iradesi ayaklar altına alındı. Bugün ise seçilmiş belediye başkanları birer birer görevden alınıyor, yerlerine Saray’ın memurları kayyum olarak atanıyor. Halkın sandıkta verdiği oy, Saray kararıyla çöpe atılıyor. Ne farkı var 12 Eylül’ün cuntasından?

O gün kitaplar yakıldı, gazeteler kapatıldı, yazarlar zindana atıldı. Siyasi kararlarla ve ABD’nin talimatıyla sağdan da soldan da yüzlerce gencimiz idam edildi. Bugün de farklı değil: Muhalif televizyon kanalları ekran karartma cezalarıyla susturuluyor, bağımsız gazeteciler mahkemelerde süründürülüyor. Dün “yasak” vardı, bugün “RTÜK” deniyor. Faşizmin sadece kılıfı değişti.

İşçiye Kölelik, Emekçiye Açlık

12 Eylül, işçi sınıfının boynuna kölelik zinciri vurdu; grevleri yasakladı, toplu sözleşmeleri askıya aldı. Bugün Saray rejimi, aynı zinciri farklı yöntemlerle takıyor: Grevler yine yasaklanıyor, sendikal örgütlenme baskı altında, emekçi asgari ücrete mahkûm ediliyor. Dün darbe mahkemeleriyle işçi susturuluyordu, bugün patronlarla el ele işçiyi açlığa terk ediyorlar.

Hukukun Katli

12 Eylül’de askeri mahkemeler “hukuk” diye önümüze kondu. Bugün Saray yargısı aynı rolü oynuyor. Anayasa Mahkemesi kararları bile tanınmıyor. Siyasi davalarla muhalifler rehin tutuluyor. Dün Evren vardı, bugün Saray var; Erdoğan var; patron aynı, yöntemler farklı.

Kahrolsun Faşizm!

İşte bu yüzden bugün hâlâ aynı sloganı haykırıyoruz: Kahrolsun faşizm, kahrolsun ABD ve onun işbirlikçileri! Dün 49 yoldaşımız darağaçlarında idam edildi, bugün gençlerimiz cezaevlerinde çürütülüyor. Dün işkencehaneler vardı, bugün de var. Dün gözaltılar, sürgünler vardı, bugün de var.

Umut DirenişteAma bilinsin ki, bu halk o karanlığı yırtacak. 12 Eylül faşizmine zindanlarda, sokaklarda, meydanlarda direnenler nasıl boyun eğmediyse, bugün de Saray rejimine boyun eğilmeyecek. Halkın iradesi kayyumla gasp edilemez, gazetecinin kalemi mahkeme kararıyla susturulamaz, işçinin iradesi grev yasaklarıyla yok edilemez.

Unutulmasın: Özgürlük ve demokrasi ancak birlikte mücadele ederek kazanılır. 12 Eylül’ün mirasçıları Saray’da saltanat sürebilir, ama halkın direniş iradesi, toplumsal muhalefetin ayağa kalması ile eninde sonunda onları tarihin çöplüğüne göndereceğiz.


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —