Parti, yılların ardından ilk kez birinci parti olmuş, millet umutla gözünü CHP’ye çevirmişken; içeriden gelen sabotajlar, kişisel hırslar, ayak oyunları partinin geleceğini yeniden karartma noktasına getiriyor. Ve yine aynı isimle:
Ve yine başrolde Kemal Kılıçdaroğlu var ve Kılıçdaroğlu’na Soros’çu olduğunu iddia eden Barış Yarkadaş gibi klikler ise figüran.
Kurultay geride kaldı. Zor oldu, sancılı oldu. Ama CHP, bu dönüşüm sürecini yaşamak zorundaydı. Partililer bedel ödedi, gençlik örgütleri mücadele verdi, kadınlar susturulamaz bir direnç gösterdi. Ve nihayet Özgür Özel liderliğinde CHP, 1950’den beri ilk kez sandıktan birinci parti olarak çıktı.
Ama ne oldu?
Yetmedi mi Kemal Bey?
Hatalar zincirini artık sen bile sayamıyorsundur.
Ekmeleddin faciası senin eserindi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasında AKP’nin stepnesi oldun.
OHAL’leri meşrulaştırdın.
“Benim yüzümden içerideler” demedin.
Ve şimdi... CHP’yi yeniden bir kriz sarmalına sokuyorsun.
Üstelik bunu yaparken eline tutuşturulan "Kayyum kartı"nı oynuyorsun.
Kemal Bey, bu halk sana inandı, bu parti seni omuzlarında taşıdı. Ama sen her defasında partiyi değil, kendini seçtin.
Ve şimdi ne diyorsun?
“Kayyum gelmesin diye görevi kabul ederim.”
Hayırdır Kemal Bey, size bu görevi kim verdi?
Parti mi verdi?
Halk mı verdi?
Delege mi verdi?
Hayır! Hiçbiri...
Bu bir görev değil, bu olsa olsa Saray’ın size tebliğidir!
Bu olsa olsa siyasetin karanlık dehlizlerinde oynanan bir senaryonun devamıdır.
Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’nin meşru yönetimi bellidir. O koltuk artık Özgür Özel’indir. Halkın, örgütün, delegenin özgür iradesiyle alınmıştır.
Sizin geri dönüşünüz, bir kurtuluş değil, bir çöküştür.
Bu bir ilerleyiş değil, geriye gidiştir.
Bu, halkın iradesine darbedir.
DARBEYİ KİM YAPIYOR, KEMAL BEY?
Şimdi çıkıp “Ben görevi devralırım” diyorsun.
Darbeci kim o zaman? Kayyum mu, yoksa sen mi?
Meşruiyeti halktan almayan her siyasi girişim, adı ne olursa olsun, darbedir!
Bu söylemler, CHP’ye güç katmaz.
Bu adımlar, halkı ikna etmez.
Bu tutum, liderlik değil, gölge siyasetidir.
Ve affedin ama bu duruş, olsa olsa BOP Eşbaşkanlığı zihniyetine hizmet eder.
YAPMA KEMAL, ETME KEMAL!
CHP, senin kişisel hırslarınla meşgul olamayacak kadar önemli bir dönemeçte.
CHP, artık halk için mücadele edenlerin partisi olmak zorunda.
CHP, gençlerin, kadınların, yoksulların, ötekileştirilenlerin umudu olmalı.
Sizden tek bir beklenti var Kemal Bey:
Bu kez gerçekten susun.
Gölge etmeyin, yeter!
Tarih sizi “mücadele etti” diye değil, “gitmesi gerekirken kalmaya çalıştı” diye anmasın.
CHP sizinle değil, sizden sonra yükseliyor.
CHP'nin yolu artık gençlerin, üretenlerin, halkın yoludur.
O yüzden...
Yapma Kemal, etme Kemal.
Yoksa bu sefer tarih, sizi "CHP’nin son darbesi" diye yazacak!
