Hüseyin Koç

Tarih: 18.04.2024 16:12

SORUNLARIN TEMELİ EĞİTİMSİZLİK- KÖY ENSTİTÜLERİ KAPATILMAMALIYDI

Facebook Twitter Linked-in

Geri kalmışlık ve kalkınamama birçok faktörün birleşimiyle ilişkilendirilebilir. Bir ülkede tüm sorunların temeli eğitimle başlıyor, bizim eğitim sistemimiz çökmüş, tarikat ve cemaatlerin yönetiminde çağdışı bir hal almış. Bu çöküşle Cumhuriyetin en önemli özelliklerinden birisi olan fırsat eşitliği de böylelikle ortadan kalmış oldu.

Eğitimsizlik, bir toplumun gelişiminde önemli bir faktör olduğunu ve bugün dayatılan eğitim sisteminin, dayatılan gerici müfredatın faturasını toplum olarak ağır bir şekilde ötüyoruz. 

AKP’li Beyler okul demek bina veya inşat değildir. Bu kadar din ve ahlak kültürü öğretmeni varken atanamamış öğretmenlerin sorunu neden çözülemediği belli. İlim yayma cemiyeti, TÜRGEV, ENSAR gibi cemaat yapılanmaları ile yapılan protokoller eğitimi bu çıkmazın içine sokmuş. Başımıza tüm belaları bu kurumların abileri, ablaları sardığının belli ki dersini AKP iktidarı hiç almamış.

Milli eğitimin 2024 yılı bütçesi 40 milyar dolar ama bu bütçe kimlere kaynak olarak aktarıldığını ne bilen nede denetleyen var, nede sorgulayan var.  Bu kadar bütçesi olan eğitimde ne yazık ki çocuklarımız sıfır çekiyor, bu parayı verimli kullanıp kullanılmamasını denetleyenler ise sarayın eski hizmetlileri ve görevlisi olursa bu hesabı kimse bilemez ve sorgulayamaz. 

Kapatılan Köy enstitülülerinin cezasını çekiyoruz. Anadolu’nun, Aydınlanma ve Kalkınma Projesi olan Köy Enstitülerini kapatmak bugün anlıyoruz ki tarihi bir hata olmuştur.

Bugünün AKP iktidarı bilimsel eğitime karşı gelerek, aydınlanmanın karanlık bir duvar örmüştür. İmam ve hatip yetiştirmek sevdası, eğitimi tarikat ve cemaatlerin cirit attığı ticari bir sektör haline gelmesini neden olmuştur. Köy enstitülüleri fırsat eşitliğini sağladığı gibi, ülkenin çağdaşlaşmasına, üretimine ve aydınlanmasına önemli katkılar sunmuş bir cumhuriyet projesiydi ama kapatıldı. 

Bugün okullar ticarethaneye dönüşmüş, eğitim kalitesi ortadan kalkmış, devlet okulları birilerinin arpalığı olmuş. Dereceye giren çocukların tamamına yakını özel okullardan mezun oluyor. Ticarileşen eğitim sistemi içinde kafası çalışan değil parası olan okuyor. Üniversiteler dünyanın parası olmuş, kitaplar el yakıyor, okul aidatları, yakıt, temizlikçi ve tüm okul masrafları ailelerin sırtına yüklenmiş. Devlet sosyal değil, şahsım devleti olmuş. Yanı okumak bir ülkede lüks olmuşsa, fırsat eşitliği yoksa zenginin çocuğunun okumasının şansının yanında fakir çocuklarının okuyamadığı bir memlekette ne adalet olur, ne gelecek olur. Olan ise yoksulluğun kader olması olur. 

Ülkemizde en vahim olanı ise zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasıdır. Bu eğitim sistemiyle ne doğru dürüst öğretmen yetiştirebiliriz nede geleceğimizi şekillendirebiliriz. 

Bu duygu ve düşüncelerimizle… 17 Nisan 1940 yılında, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un önderliğinde kurulan Köy Enstitülerinin kuruluşunu gerçekleştirenleri özlemle hatırlatmak isterim.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —