Hüseyin Koç

Tarih: 14.06.2024 21:51

ERDOĞAN, YUMUŞAMAZ/ HESAP SORULMALI

Facebook Twitter Linked-in

Şimdi bunlara baktığımız zaman aslında Sayın AKP’li cumhurbaşkanı Erdoğan istediği kadar parti genel başkanlarıyla görüşsün, istediği kadar görüştükleri “inandık yumuşayacak- sivil anayasa yapacağız” desinler buna salaklar bile inanmaz. Bu saatten sonra ne yaparlarsa yapsınlar bu iktidar, bu iktidarın ayakları sandığa gömülmedikleri taktirde Türkiye’de hiçbir şey değişmeyecek. Balans ayarı veren muhalefet siyaseten yerle bir olan Recep’in kurtarıcı rolüne bilmeyerek soyunması ise dengeleri allak bullak yaptı.

Ana muhalefet lideri yumuşama savsatasıyla inanın gündemi rayından çıkardı, yerel seçimlerde sersemleyen Erdoğan’ın toparlanmasına yardımcı oldu. Gündem 1 Mayıs öncesi anayasayı tanımamakla, Can Atalay’ın, Selo’nun, gezi tutuklularının rehin tutulması ve özgürlüklerin yok sayılmasının yanı sıra ekonominin çıkmaza girmesiydi. Böyle olunca 1 Mayıs’ta Saraçhane’den boynun bükük dönersin ama birileri o Saraçhane’nin surlarında rehin kalır, bedelini sizin havanız yüzünden gencecik çocukların ellerine vurulan prangalı yiğitler çeker. Ama siz o Saraçhane’nin ertesi günü bir yumuşama masasında buluştunuz. iki kafadar süsleniyor beyaz ekranlar önünde anamızı ağlatan, yoksul halk kesimlerinin üstüne yağmur bombaları gibi yağan adamla sarmaş dolaş fotoğraf veridiniz, sahi kim yumuşattı kimi?

Ülkemiz iş cinayetlerinde dünya birinciliğine doğru koşarken işverenler kârlarına kâr katmaya devam ederken, Emekli bayrama maaş almadan bayrama girerken Özgür Özelin yumuşaklığı karşımıza çıktı. Halbuki seçmenler ve her yurttaş; “Biz bu kadar yanlışı yapana karşı ne yapmalıyız. Muhalefetimizi daha sert ve hesap soracağız” demesini bekliyordu. AKP’nin semirenlerini ve Cumhurbaşkanının düzeni öyle hukuk tanımaz hale gelmiştir ki Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamadıkları gibi tüm yurttaşları kendi kulu yaptığı bir ortamda, Recep gibi birisinden demokrat yaratamazsınız. Ne yazık ki FETÖ’nun ve tarikatların kandırdığı sazanlar Özel’i kandırıyor, Özel ve egemenleri ise bizi kandırıyor. 

Atatürk’ün çizdiği yoldan savrulan Cumhurbaşkanı Diyaneti eğitimin başöğretmeni ilan ettiği bir ülkede bilimsellik ve çağdaşlık ortadan kaldırıldı, din siyasallaştı, siyaset dinselleşti.  ÇEDES proje ve protokoller, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenleri, eğitim emekçilerini ve velileri dinli, dinsiz diye ayrıştırdı. Cami ziyaretleri, sınıfların içinde Kâbe ve mezar maketleri ile yapılan dini ritüellerle gericilik hortlatıldı, bilim yuvaları mollaların yuvasına dönüştürüldü. Laik eğitimden sapılarak dini kural ve referanslara göre ortaya konulan saçma sapan bir müfredatla, ülkemizin aydınlanması karanlığa dönüştürüldü, bilimsellikten uzaklaşılarak din devletinin temelleri atıldı.

Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul, evine ekmek götüremeyen, kirasını ödeyemeyen, Pazar yerlerinde çürük meyve toplayan yığınlar bir tarafta… Diğer tarafta ise Sarayında ejder meyvesi Pataşur içerisinde Çerkez Tavuğu, Zencefilli Somonlu Suşi, Tartalet içerisinde Antakya usulü Humus, Susamlı Levrek Simidi, Aydın usulü kuzu çöp şiş... iki tarafın yaşamı böyle, böyle bir yaşama ve çarpıklığa alışan asla yumuşamaz, yumuşamayacak olan böyle birileri ile aynı masada oturmak bana göre adamlık değildir… Biraz adam olun, bu çarpıklığı aklamaya değil hesabını sormaya aday olun yahu…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —