Hüseyin Koç

Tarih: 20.09.2024 16:55

CEMAATLEŞEN HEMŞERİ DERNEKLERİ

Facebook Twitter Linked-in

Hemşeri dernekleri genellikle ortak bir memleket, kültür veya kimlik üzerinden bir araya gelen bireylerden oluşur. Bu tür yapıların kurulmasından sonra cemaatleşmesi, farklı gruplar arasında toplumsal bölünmelere "biz ve onlar" algısının güçlenmesine yol açtığı gibi toplumda kutuplaşmayı da beraberinde getiriyor.

Bana kimse diyemez ve anlatamaz; Hemşeri derneklerinin toplumun yarasına parmak bastığını, halkın yoksulluğuna eğildiklerini, cumhuriyet değerlerine sahip çıktıklarını. Dernekler birkaç uyanıkla kurulur ve o kurucular etrafında bir grup cemaat müritleri gibi hemşeriler kümeleşir. Aradan bir ay geçmeden siyasiler dernek merkezine akın eder, çaylar, kahveler ve en şatafatlı ikramlar, Dernek Başkanı siyasilere “Bak benim üye sayım bu kadar” der ve yakınlaşma başlar. 

Çünkü Cemaatleşen hemşeri derneklerinin kurucuları, siyasi arenada da etkili ve saygındırlar. Saygın olan başkanların umurunda değil üyelerin, belirli bir siyasi görüşü veya lideri desteklemek gibi görüşleri, yerel veya ulusal siyasette olan düşünceleri. Umurlarında değildir toplumun acıları, sıkıntıları.  Başkan kime evet derse herkes ona evet demeli anlayışı STK anlayışı değildir.

Biz soruyoruz… Bakalım kaç dernek başkanı veya cemaat lideri sorularımıza cevap verecek? 

Bize göre hemşeri dernekleri kurulmalı ama bir siyasi oluşuma hizmet yapmak için değil, temsil ettiği yurttaşların sorunlarına çare aramak, dertlerine derman olmak için. Öyle değil mi? 

Hemşeri dernekleri kurulmalı ama birilerine yalakalık yapma için değil, geçinemeyen yurttaşların sorunlarını gündeme getirmek için, asgari ücretin altında ezilenlerin, taşeronlaştırılan insanların köleliğine sesini yükseltmek için kurulmalı. Adaletsizliğe karşı koymak için kurulmalı. Öyle değil mi?  

Hemşeri dernekleri, siyaset yapmak için değil, siyasilerin yanlışlarını dile getirmek, doğru yaptıklarının daha doğrusunu yapmaları yönünde eleştirel söz söylemek için kurulmalı ve bu toprakları toprak yapan, kula kulluğa son veren M. Kemal Atatürk’e her şeylerini borçlu olduklarını bilenler tarafından kurulmalı. Öyle değil mi?

Eğitim ve sağlık ticarileşmiş, parasızlıktan okuyamayan, kışın doğalgaz faturası ödememek için doğalgazını kapatan, Pazar artığı toplayan anneler, çocuğuna okul harçlığı veremeyen babalar varken sesini çıkaramayan kişilerin kurduğu dernek STK değildir.  Öyle değil mi?

Size bu cumhuriyeti bağışlayan M. Kemal Atatürk’e her gün hakaretler yapılırken susan bir beyan veremeyen, Milli bayramlarda Atatürk anıtı önünde olmayan dernek başkanları ve yöneticileri “Biz STK’yız” derken utanmazlık yapmış olmuyor mu? Öyle değil mi?

Özgürlüklere vurulan prangayı kabullenen, halk aç ve yoksulken, uyuşturucu almış başını giderken, eli bıçaklı, tabancalı gençler sokaklarda cana, mala zarar verirken sesi çıkmayanlar STK olamaz. Öyle değil mi?

Yani halkın ve yaşadığı şehrin ajandası elinde olmayan, sorunları gördüğü halde görmezden gelen, bir siyasi partiye veya kişilere kulluk yapanlardan STK temsilcisi olmaz. Öyle değil mi?

Siz hemşeri dernek başkanları ve yöneticileri AKREP gibisiniz AKREP.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —