Cumhurbaşkanı her geçen gün toplumu kutuplaştırıyor. Neden mi? Çünkü iktidarını sürdürmenin yegâne yolu bu: halkı ayrıştırmak, düşmanlaştırmak, gerçek gündemi boğmak! Yoksulluğu, işsizliği, açlığı konuşmamıza tahammülü yok.
Çünkü AKP’nin cumhurbaşkanı gerçeklerin üstünü örtmezse tabanı uyanacak. Her sabah bir kriz, her akşam bir polemik… Amaç açık: halkın gözünü boyamak, gündemi değiştirmek, iktidarın kirli sicilini unutturmak.
Bu ülkede hayat pahalı, ücretliler yerlerde sürünüyor, işçi emeğinin karşılığını alamıyor, köleleştirilmiş durumda. Ama saraydan bakınca mutlu müreffeh bir ülke tek dert ise; seçilmiş belediye başkanlarını Silivri’ye tıkmak, halkın oylarıyla iş başına gelmiş yerel yönetimlere kan kusturmak, halkın iradesine ipotek koymak. Neden? Çünkü halka hizmet eden belediyeler AKP’nin çürümüş düzenine ayna tutuyor. Cumhurbaşkanı, halkın cumhurbaşkanı değil artık; sadece kendi iktidarının cumhurbaşkanı.
Ülke yanıyor, ama onlar tarikatlara kreş teslim etmenin “milli görev” olduğunu savunuyor. Üniversiteler şirket, hastaneler ticarethane, okullar tarikat yurdu olmuş. Eğitim ve sağlık, cemaatlere peşkeş çekilmiş. Paran varsa okursun, paran varsa tedavi görürsün. Birileri çıkıp “bu düzeni değiştireceğim” dediği an ya hain ilan ediliyor ya terörist. Neden? Çünkü bu sistemin sürmesi için hakikatin yok edilmesi şart!
AKP Anayasa’yı paçavra gibi ezip geçiyor, yargıyı sopa gibi kullanıyor. Siyasi rakiplerini sindirmek için mahkemeleri bir silah gibi kullanmaktan çekinmiyor. Gizli tanıklarla, düzmece gizli tanıklarla, aşağılık suçlamalarla halkın iradesine saldırıyor. Bir gün bile hukukla, adaletle, demokrasiyle yönetmeyi düşünmedi bu iktidar. Aksine, bunları yok ederek ayakta kalmaya çalışıyor.
CHP’yi bölmek için türlü kumpaslar kuranlar, halkı sefalete sürükleyenler, onurlu insanları hapse atıp dalkavuklarla ülkeyi yönetenler, bilsin ki bu düzen sonsuza kadar sürmeyecek. Bu halk, bu adaletsizliğe boyun eğmeyecek!
Bugün yalanla, iftirayla, çarpıtmayla namuslu insanlara hücum edenler, yarın o namusun altında kalacak. Çünkü bu halk onurunu çiğnetmeyecek. Çünkü biz bu ülkeyi tarikat karanlığına teslim etmeyeceğiz. Eğitim bizimdir, sağlık bizimdir, geleceğimiz bizimdir!
Evet, gün gelecek, hesap sorulacak! Ama bu hesap sokakta değil, hukukla sorulacak. Sandıkta, meydanda, anayasa kürsüsünde sorulacak. Bu halk, onurlu mücadelesini şiddetle değil, ama kararlılıkla, inatla, demokratik yollarla verecek. Çünkü halk iktidarı yakındır! Çünkü bizim gençliğimiz var!