35 YIL ÖNCE ve 35 YIL SONRA “GÜNDOĞDU MARŞI”
Yıl 1976. Giresun ili, Tirebolu ilçesine bağlı bir köyde öğretmenim. Öğretmenliğimin henüz ikinci yılına girmişim. Eğitim-öğretimde oldukça iddialı, oldukça hırslı ve bu arada öğretmen okulundaki öğretmenlerimin ve çevremin değer yargıları ile donanmış idealist genç bir öğretmenim.
Mesleğimi o kadar çok seviyorum ki, okuldan, sınıftan çıkmak istemiyorum. Bir sınıftan ötekine mekik dokuyorum. Bu arada Tanrının bir lütfü, bana bahşetmiş olduğu yeteneklerimi, resim gibi, yazı gibi, müzik gibi konuşma sanatı gibi becerilerimi öğrencilerime ustalıkla taşıyorum. Bundan dolayı da hem öğretmen arkadaşlarım, hem de köy halkı tarafından oldukça seviliyorum.
Resim ve müzik dersleri sadece kendi sınıfım için değil, tüm sınıflar için en eğlenceli dersler haline gelmiştir.
Ünitemiz, “ Atatürk ve Cumhuriyete Nasıl Kavuştuk.” Öğrencilerime 1. Dünya Savaşı sonrası ülkemizin işgal edilmesini ve “Kurtuluş Savaşı’nı” anlatıyorum. Tabii bu arada müzik dersinde de üniteyi bütünlemesi açısından, emperyalist işgale karşı “Kurtuluş Savaşını nasıl canla başla kazanıp, bağımsızlığımıza kavuştuğumuzu vurgulamak amacıyla “Gün Doğdu Marşı’nı” öğrettim.
Gün doğdu hep uyandık
Siperlere dayandık.
Bağımsızlık uğruna
Al kanlara boyandık.
Yolumuz devrim yolu
Gelin kardaşlar gelin
Yurdumuza düşman doldu
Vurun kardaşlar vurun.
İşçi köylü hep hazırız
Bozuk düzene karşı
Halk Savaşı vereceğiz
Emperyalizme karşı.
Bu marşın sözleri ve müziği çocuklar tarafından o denli sevildi ki, iki gün içerisinde tüm okul bu marşı söylemeye başladı. Hangi sınıfa girdiysem çocuklar, “öğretmenim bize Gün Doğdu Marşını öğretin” diye adeta ısrar ediyorlar. Sonuçta tüm öğrenciler bu marşı eksiksiz öğrenmiş oldular.
Aradan bir hafta geçmişti ki, okula dört müfettiş geldi.
Bizimle kısa bir sohbetten sonra, “Öğretmen arkadaşlar, sizler öğretmen odasından çıkmıyorsunuz, bizim birazcık öğrencilerle söyleşmemiz gerekiyor” dediler. Her biri bir sınıfa girdi. Çok geçmeden tüm sınıflardan “ Gün Doğdu hep uyandık siperlere dayandık…” sesi yükselmeye başladı.
Olayı anlamıştık.
Aradan on dakika geçmeden sınıflardan çıkıp geldiler. Bu kez “Mümtaz Hocam ve Müdür Bey kalsın, diğer arkadaşlar çıksınlar” dediler.
Sonra önüme bir beyaz kâğıt uzatıldı. Üzerinde şöyle yazıyordu:
1”Öğrencilerinize ve tüm okul öğrencilerine ‘Gün doğdu hep uyandık’ diye bir marş öğrettiğiniz tespit edilmiştir. Bu marşta sözü edilen “Halk Savaşı’ndan kast ettiğiniz nedir?”
2.”Bağımsızlık uğruna alkanlara boyandık” sözü ile neyi anlatmak istiyorsunuz.
3.”Başka bir diyeceğiniz var mı?”
Ben ve müdürüm rahmetli Hasan KOÇ savunmamızı yazdık verdik.
Bir hafta sonra bana sürgün, müdürüme kınama cezası geldi.
O yıllarda da ülke yönetiminde DEMİREL’İN, kendisini milliyetçi muhafazakâr diye tanımlayan“MİLLİYETÇİ CEPHE” hükümetivardı.
Ama demek ki, aradan geçen 35 yılda bu ülkede hiçbir şey değişmemiş olmalı ki, İzmir’in Tire ilçesinde “Grevli toplu iş sözleşmeli sendika” hakkı için eylem yapan ve eylemlerinde “Gün Doğdu Marşı’nı” söyleyen EĞİTİM-SEN’li öğretmenler hakkında polis suç duyurusunda bulunuyor. Olay mahkemeye taşınıyor.
İşte AKP’nin 35 yıl sonraki “ileri demokrasisi”…
Egemen güçlerin “ bağımsızlık ve halk savaşı” korkusu, devrimcilerin de bağımsızlık ve özgürlük mücadeleleri hep sürecek. Korktuğunuz er ya da geç başınıza gelecek.
Açlığa mahkûm ettiğiniz emekçi kitleler grevli toplu sözleşmeli sendika hakkını mutlaka alacaktır. Mutlaka emekçilerin arzu ettiği eşit işe eşit ücret, daha eşit bir çalışma ve daha hakça bir bölüşümün hakim kılınacağı bir sosyal düzen mutlaka kurulacaktır. Korkunun ecele faydası yok.
Esen kalın.
15.Mayıs.2011
Mümtaz TEMİZ
