Yine o saraylı, sarayında kuş sütü eksik olmayan halkından uzak olan “uzun adam” "2024 emeklilerin yılı olacak" diyerek, emekli maaşlarına yapılacak artışların büyük bir rahatlama sağlayacağını vaat etmişti. Fakat yılın sonuna yaklaşıldığında, emeklilerin ve halk kesimlerinin hayalini kurduğu o "güzel günler"in çok uzağında bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bugün, emekliler için 2024 yılı bir umut yılı olmaktan çok uzak, aksine karanlık bir yıl oldu. Özellikle emeklilerin büyük bir kısmı, maaşlarındaki artışın ardından gelen enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Artan gıda fiyatları, kira maliyetleri, faturaların kabaran tutarları ve günlük harcamalar, emeklilerin en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına sebep olan karanlık bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Yoksullaşan Halk, İleriye Dönük Umutsuzluk İçinde
Halkın büyük kesimi, emekli olsun ya da olmasın, derin bir yoksullaşma sürecinin içine girmiş durumda. Pazar yerleri, marketler, çarşılar; her geçen gün daha da kalabalıklaşıyor ama alışveriş yapan yok, vitrinleri seyreden çok. Düşük gelirli emekliler, her gün daha fazla fiyat artışıyla karşılaşıyor ve geçim sıkıntısının derinleşmesiyle birlikte, hem maddi hem de manevi olarak tükeniyorlar.
Emeklilerin sayısının artışıyla birlikte maaşlara yapılan artışlar ve sosyal yardımlar, bu krizin önüne geçmek için yetersiz. Belediyeler imarethane gibi olmuş, halkın büyük bir kesiminin umudu merkezi hükümet yerine yerel yönetenler olduğu bir ülkede sadaka toplumu olmanın ezikliği içinde yaşamak elbette onur kırıyor. Aylık 10.000 TL, 15.000 TL maaş alan emekliler bile temel gıda maddelerine ulaşmakta zorluk çekerken, düşük maaşla geçinen emeklilerin durumu daha da içler acısı. Çarşıda, pazarda ve marketlerde yaşanan bu yangın, yalnızca emeklilerin değil, tüm toplumun ortak bir sorunu haline gelmiş durumda.
Çarşı Pazarda Yangın Var: İktidarın Yanılsamaları
İktidarın emekli maaşlarına dair büyük vaatleri, kısa vadeli çözümlerle sınırlı kalmış gibi görünüyor. Bugün, halk arasında "2024, emeklilerin yılı olacak" söylemleri birer yanılsama haline gelmişken, çarşılar ve pazarlar adeta yangın yerine dönmüş durumda. Alım gücü düşen emekliler, yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamak için çaba gösterirken, geriye kalan zamanlarını ise hayatta kalabilmek için mücadeleyle geçiriyorlar. Bu hengamenin içinde, devleti yönetenlerin bu durum hiç de umurunda değil.
Emekliler İçin Gerçekten 2024 Nasıl Olmalıydı?
Emekliler için gerçek bir "yıl"ın inşa edilebilmesi için, öncelikle maaş artışlarının enflasyonla uyumlu hale getirilmesi ve yaşam standardını yükseltmeye yönelik ciddi adımlar atılması gerekirdi. Yaşam maliyetleriyle uyumlu olmayan maaş artışları, sadece bir başlangıç noktası olmalıydı. Emeklilerin geçim sıkıntısına çözüm üretebilmek için kapsamlı sosyal politikaların hayata geçirilmesi şart.
Emeklilerin yaşadığı bu zorluklar, sadece bir maaş artışına indirgenemez. Gelişen ekonomik kriz ve halkın içinde bulunduğu belirsizlik ortamı göz önüne alındığında, emeklilerin sadece maaşlarını değil, yaşam kalitelerini iyileştirecek tüm politikaların devreye girmesi ancak sosyal devlet kurallarını hayata geçirecek sol bir akılla bu hengameye son vermek mümkündür. 2024 yılı, emekliler için gerçekten bir "umut yılı" olmalıydı, ama ne yazık ki o umut şu an pek uzak görünüyor. O umudu sarayın şatafatlı sofralarında bitirenleri bu halk 2025’de bitirmezse bu yaşananları vallahi hak ediyor.
Sonuç Olarak: Emeklinin Umudu, Geleceği Belirsiz
2024, emekliler için aslında bir kırılma noktası olabilir, bunun yolu da AKP’yi siyasi mezarlığa göndermekle gerçekleşir. Evet, bu diktatör heveslilerine önümüzdeki yıl verilecek en güzel ders, kesilecek hesap gönderin gitsinle olur. Çarşıda, pazarda yangın yerine dönen bir ortamda, emeklilerin bu yangından sağ salim çıkabilmesi için ciddi, sürdürülebilir ve toplumun tüm kesimlerine dokunan reformlara ihtiyaç var. Şu anki tablonun aksine, emeklilerin 2024’te gerçekten mutlu olmadığı bir yılı 2025’de mutluluğa dönüştürmek ancak sol akılla olur, yıllarca sağın kan emiciliğini görmeyenler umarım 2025’de kış uykusundan uyanır.
