“Türkiye’nin 15 Mayıs sabahı yüz yüze geleceği ekonomik, sosyal, siyasal ve uluslar arası sorunların büyüklüğü ve derinliği göz önüne getirilecek olursa kendisine bağlanan umutları hayal kırıklığına uğratmakla kalmayıp ortaya çıkma olasılığı yüksek kaos ve karmaşayı ne kadar ve nasıl yöneteceği meçhul düzen içi bir restorasyon girişiminin siyasal sorumluları arasında yer almayacağız!.. Tayyip Erdoğan’da cisimleşen führerci tek adam diktatörlüğünün, AKP-MHP-Ergenekon faşist iktidar blokunun bir an önce yıkılması ve yaptıklarının hesabını vermesi için elimizden gelen çabayı elbette göstereceğiz ama Kılıçdaroğlu ile aynı safta,dahası onun arkasında hizalanmayacağız!..
Bizim için bu seçim süreci, kitlelerdeki politizasyonu devrimci yönde bir mobilizasyona dönüştürmek anlamına geliyor. Deprem ve krizin yıkımıyla ortaya çıkan devlet ve düzen sorgulamasını devrimci bir bilince sıçratmak için atmosferin sunduğu olanakları elimizden geldiği oranda kullanacağız. Bugün Fransa gibi demokrasinin beşiği olarak addedilen bir ülkede bile emeklilik yasası Meclis by pass edilerek geçiriliyor. Bu tutum emperyalist kapitalizmin günümüzdeki tipik siyasal eğilimidir. O açıdan da komünistlerin ve devrimcilerin işi bir führerin gitmesi yerine yeni bir ucubenin gelmesini sağlamak, parlamenter hayaller yaymak değil iflas etmiş bir sistem gerçekliğini döne döne vurgulayarak kitlelerin sezgisel kavrayışlarını devrim ve sosyalizm bilincine dönüştürmeye çalışmaktır.