Ulusal Deprem Konseyi’nin son başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, yedi yıllık süreci Odatv’ye anlattı.
20 kişilik konseyde yer bilimciler, inşaat mühendisleri, mimar, şehir planlaması uzmanları, psikolog, sosyolog, hekim, çevre mühendisliğinden birer temsilci yer aldı.
Genelgenin kendilerine verdiği görevler olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Haluk Eyidoğan şöyle konuştu:
“Depremle doğrudan veya dolaylı konularla ilgili bilimsel verilerden ödün vermeyen bir oluşum sağlayacaktık. Yani deprem riskleri, depremde verilecek kayıpların azaltılmasıyla ilgili çalışmalar yapacaktık.
Bağımsız bir uzmanlar ve danışmanlar kurulu olarak çalışacaktık.
Kamuoyuna güvenli bilgi verme noktasında Ulusal Deprem Konseyi görevli olacaktı. Kamuya danışmanlık yapacaktık.
Genelgeyle kurulduğumuz için bir yaptırım yetkimiz yoktu.
Biz çalışmalarımızla ilgili raporlar yazıyorduk. Zaten çalışmaya başladıktan sonra ‘Deprem zararlarını azaltma ulusal stratejisi” başlıklı bir rapor yayımladık.”
Konseyin toplantılarını TÜBİTAK binasında yaptığını aktaran Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Depremle ilgili kurumlarla bilgi paylaşımı yapıyorduk. Biz konseyin daha etkin çalışması için 2005 yılında bir kanun hükmünde kararname hazırlayarak o dönem afetlerden sorumlu Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’e gittik: ‘Biz daha üretken olmak istiyoruz. Kurumlar arası iş birliğinin daha geliştirilmesi açısından bizim önerilerimizin güçlü olması için bazı yetkiler verin ve hesap da sorun. Kararname konusunu sayın Başbakanla görüşerek bir yapılanma ortaya koyabilir misiniz’ dedik. Ancak bu kararname çıkmadı ve isteklerimiz hiçbir zaman uygulanmadı.”
2004 yılında Ulusal Deprem Konseyi’nin başkanlığına getirildiğini söyleyen Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Aktif bir konsey olmamız gerektiğini belirterek ayda bir toplantı yapmaya başladık. Kurumlara yazılar göndererek deprem risklerinin azaltılması konusunda bakanlık ve genel müdürlüklerin neler yaptıklarına dahil bilgi yazıları istiyorduk. Afet İşleri Genel Müdürü de konseyde olduğu için bir kısım kurumdan istediğimiz bilgiler geliyordu.
Ancak 6 Ocak 2007 tarihinde bir genelge ile lağvedildik. Fakat konseyin bu durumdan haberi yoktu. Arkadaşımın telefonuyla Ulusal Deprem Konseyi’nin lağvedildiğini öğrendim.”
Konseyin neden lağvedildiğini hala bilmediğini ifade eden Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Biz bu işin daha çok geliştirilmesi için kararname hazırlanmasını isterken lağvedilmesini öğrendik. Karar nerden çıktı hangi iradeyle yapıldı bilmiyoruz. Ayrıntılı bir gerekçe de yok. Ulusal Deprem Konseyi’ne ‘güncelliğini yitirdi’ demek ne demek? Yani ‘deprem olmayacak mı’ demek.
Konseyin lağvedilmesi için TÜBİTAK’tan ‘Uygundur’ görüşü alındığını da öğrendik ama bize sormadılar. Ulusal Deprem Konseyi’nin neden lağvedildiğini ben bilmiyorum” dedi.