Dervişoğlu ayrıca, "Erdoğan’ın dostu Trump’la yeni maceralara yelken açacağı anlaşılmaktadır. Sadece onunla değil, Netanyahu da artık aynı gemidedir. Şimdiden tarihe not düşüyorum. Bu üçünün birlikte poz verdiği günleri de göreceğiz" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ANKA’nın aktardığına göre; Dervişoğlu, TBMM’de grup toplantısı salonuna 31 Mart’ta hayatını kaybeden Volkan Konak’ın şarkısı ile girdi.
Dervişoğlu Meclis’teki grup konuşmasında, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın 28 Mart tarihli ihale takviminde 280 bin elektronik kelepçe alımına dikkat çekti.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi web sitesinde yayımlanan listede ihaleye konu alımlar ve miktarlarına da yer verilmişti.
Takvime göre 7 Nisan tarihi (pazartesi) günü saat 11:30’da 280 bin adet, “Elektronik İzleme Sistemi ve Elektronik Kelepçe Hizmeti” talep edildi.
Dervişoğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün geçen hafta 280 bin adet elektronik kelepçe alım ihalesine çıktığını belirtip “Neye hazırlanıyorsun Sayın Erdoğan? Muhalif dediğiniz Türk evlatlarına hapishaneler, zindanlar, Silivriler yetmedi de şimdi bizleri evlerimize mi hapsedeceksiniz” dedi.
Dervişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Geride bıraktığımız bayram; çalışan, emekli, işçi, işsiz hiç kimse için bayram değildi ama özellikle haksız, hukuksuz ve keyfi şekilde tutuklu ve gözaltında bulunanlar için bayram değildi. Gençlerimiz için, onların aileleri için bayram değildi. Hepsine bir kere daha selam olsun. ‘Cumhuriyeti yıktırtmayacağız’ diyen, ‘Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz’ diyen, hak ve hukuk arayan, adil bir Türkiye’de insanca yaşamak isteyen, ‘İstibdada karşı hürriyet’ diyen Türk gençlerine buradan selam olsun.
Bu vesileyle herkese ama özellikle ‘yetkisiz yetkililere’, bedelsiz ünvan taşıdığını zannedenlere sesleniyorum: O ünvanlar bedelsiz değildir. Dava adamlığı, reislik, güya büyük hedefler koymak, 20’li yaşlardaki gençleri hızara vermek değildir. Bu vicdansızlığı durdurun. Durdurabilirken durdurun. Durdurun ki o itiraz dalgası, sizi boğacak bir isyan seline dönüşmesin. Unutmayın; tutuklama, gözaltı ve soruşturma yazan ve imzalayan sizler için birkaç sayfa kağıttan ibarettir.
Ancak o birkaç sayfa kağıt ve imza, yıllardır nefessiz, hayalsiz ve umutsuz bırakılan gençlerimizin, hayatlarının ve geleceklerinin tamamen karartılması için yeterlidir. Saray kadıları, size diyorum. Partizanlık ve tek adamcılık bir kariyer yolu değildir. Hiçbir zaman olmamıştır ve en çok da böyle olduğunu zannedenleri yok etmiştir. Siz gençlerin başını yerken, put bellediğiniz adamlar ayakta kalacak zannetmeyin.
Yargıda halen hak ve vicdan davası güdenlere, evlat, kardeş sahibi olanlara da ayrıca sesleniyorum. Engelleyebilirsiniz, hakla vicdanı buluşturabilirsiniz. Empati kurabilirsiniz. Elhak, masanızda duran kalın mevzuat kitaplarına bağlı kalarak da bunu kolayca yapabilirsiniz. Çünkü en doğru içtihat vicdanınızdır. Eminim ki siz de o yaşlarda aynı şeyi düşünüyordunuz. Bu çarka dişli olmadan, sizin de itirazlarınız vardı, ‘Artık yeter’ diye çalışan bir vicdanınız vardı.
Hatırlatıyorum ki, siz de kendinize hatırlatın. İşte bu sebeple, buradan söylüyorum ve altını çiziyorum, makamlarınızın diyeti uğruna, çocuklarımıza dokunma kalkmayın. Kendi evlatlarınızı yurt dışında okutmak uğruna bu gençlerimizi vatanlarına küstürmeyin. Kendi akıl ve vicdan esaretinizin bedelini gençlerimizin esaretiyle ödemeye kalkmayın. Biz, İYİ Parti olarak, başta partimizin hukukçu kurmaylarıyla tüm evlatlarımızı en kısa zamanda özgürlüklerine ve ailelerine kavuşturmak için, elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Bu konuda büyük çaba sarf eden ve tatillerini cezaevi kapılarında geçiren, hem gençlerimizle hem de onların aileleriyle yakından ilgilenen tüm milletvekillerimize, başta Grup Başkanvekillerimiz Sayın Turhan Çömez ve Sayın Buğra Kavuncu, Seçim ve Hukuk İşleri Başkanımız Sayın Hakan Şeref Olgun olmak üzere ayrı ayrı teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Ancak görüyoruz ki, gençlerimizin ve ailelerinin bir takım başka endişeleri de vardır.
Ve şimdiden dile getirmeyi, toplumsal dayanışmayı hayata geçirmek adına zorunlu görüyoruz. Bu gençlerimiz, hemen hepsi kıt kanaat geçinen ailelerin evlatlarıdır. Birçoğu bursla okumakta, yurtlarda kalmaktadırlar. Bu yozlaşmış iktidar ahlakı, onları burslarından da mahrum etmek isteyebilir. Ve kaldıkları yurtlardan atabilecek kadar zalimleşebilir.
Dahası, dün YÖK, üniversitelere yolladığı yazıyla boykota iştirak eden hocaları ve öğrencileri cezalandırmak için jurnalciliği devreye sokmuştur. Anlaşılıyor ki 12 Eylül’ün bütün yöntemleri devrededir. O yüzden, saraydaki emir komutaya yaranmak isteyen, önünde jurnal dosyaları biriktirme heveslisi, tek adam ve tek adamcıklar bilsinler ki, sizden öncekiler de o dosyaların altında kaldılar, sinek gibi ezildiler.
Sizler de o dosyaların altında aynı şekilde ezilirsiniz. Biz bu gençleri öyle ya da böyle okutup mezun ederiz. Ama siz kendi çocuklarınızın bile yüzüne bakamazsınız. Sizin ağababalarınız da bakamadılar. Yüzsüz yaşadılar, yüzsüz öldüler. Arsız yaşadılar, arsız öldüler.
Erdoğan’ın dostu Trump’la yeni maceralara yelken açacağı anlaşılmaktadır. Sadece onunla değil, Netanyahu da artık aynı gemidedir. Şimdiden tarihe not düşüyorum. Bu üçünün birlikte poz verdiği günleri de göreceğiz. Çok zaman geçmeyecek. Trump, Erdoğan ve Netanyahu’yu aynı fotoğraf karesinde göreceğiz.”
Dervişoğlu, grup toplantısı sonrasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Cunta başkanı’ olarak hitap etmesi ve sonrasında gelen tepkileri değerlendiren Dervişoğlu, ”Bunda alınacak gücenecek bir şey yok, bu bir durum tespitidir” ifadelerini kullandı.
Cezaevinde tutuklu bulunan ve sağlık sorunları yaşayan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat hakkında konuşan Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Derhal serbest bırakılmalıdır bu durumda biri. Mahir Polat derhal serbest bırakılmalıdır çünkü Allah korusun olumsuz bir şey olursa şayet Türkiye bunun bedelini ödeyemez.”