Ama bir yandan da bu sevdamız, içimizi acıtan, derin yaralar açan bir sevdaya dönüşmüş durumda. Çünkü bizi yönetenler, sadece anayasa hükümlerini hiçe saymakla kalmadılar, aynı zamanda halkı yoksullaştırdılar, ülkemizi yaşanmaz hale getirdiler. Yeter artık düşün bu halkın yakasından.
-AKP'nin uzun yıllardır iktidarda olması, çoğu zaman halkı ikiye bölen bir politika uygulamasını beraberinde getirdi. Fakat ne olursa olsun, bir halk var, bu halkın değerleri, kültürel zenginlikleri ve özlemleri her zaman ön planda. Ne var ki, iktidar partisinin Cumhurbaşkanı, halka dayattığı ekonomik şartlarla, adaletin ve hukukun üstünlüğünün tahrip edilmesiyle ülkemizi adeta yaşanmaz hale getirdi. Yasa tanımayan, anayasa hükümlerini yok sayan, halkın emeğini yok sayan bir yönetim anlayışının toprağında bu memleketin yarınının inşa edilmesi bu sağ akılla oldukça zor görünüyor.
-Cumhur ittifakı, her geçen gün daha fazla güç peşinde koşarken, halkın çektiği acıları görmezden gelmekte. Her gün yeni bir zam dalgası, her geçen gün artan işsizlik oranları, her geçen gün daha da derinleşen yoksulluk, artık sıradanlaşmış bir gerçeklik haline geldi. Emekliler, çalışma hayatını geride bırakmalarına rağmen geçim sıkıntısı çekiyor. Tarım sektörü iflas etti, hayvancılık yerle bir oldu, her geçen gün doğanın tahribatı hızla ilerliyor. Madenler, ülkenin doğal kaynakları, sadece birkaç zibidiye peşkeş çekilmiş durumda. Ülkenin zenginlikleri, halkın yerine, bu küçük elit gruplarının cebine gidiyor.
-Bugün, ülke halkı, bu sistemin kıskacında hayatta kalmaya çalışırken, AKP ve yandaşlarının yaptıkları uygulamalar, ülkeyi ve ülke insanını daha da zor duruma sokuyor. Maaşlar, geçinmeyi bile imkansız kılacak kadar düşük. Bu maaşlarla, kira ödemek, çocuk okutmak, bir aileyi geçindirmek mucize haline gelmişken, halkın yaşadığı zorluklar yok sayılıyor. Bu, sadece ekonomik değil, aynı zamanda aklı bir sorundur. Çünkü bir ülkenin insanları, her zaman için kendi yöneticilerinden daha büyüktür. Ama burada durum tersine dönmüş, yönetenler halktan daha büyük, daha güçlü hale gelmiş. Halkın sorunları, bu şımarık kibirlilerin umurunda değil.
-Ve ne yazık ki, bu toprakların gerçek sahipleri olan yurttaşlarımızı sadece yönetim değil, ekonomik kriz de çaresiz bırakıyor. Memleketteki her şeyin paralelinde bir boykot hali var. Her şey boykot ediliyor ama en büyük boykot, halkın sesinin duyulmadığı, taleplerinin karşılanmadığı, haklarının yok sayıldığı bir durumda yaşanıyor. Bize boykot çağrısı yapanları gelin hep beraber boykot yapalım. Bir boykot varsa, bu boykot halkın taleplerine karşı yapılan bir boykottur. Eğer boykot yapılacaksa, bu ülkeyi yönetenlere karşı yapılmalıdır. Bugün halkın talebi, daha adil bir yaşam, daha eşitlikçi bir düzen, daha insanca bir sistemdir.
-Bu noktada önemli olan, halkın kurucu iradeye olan saygısını kaybetmemesidir. Çünkü bu memleket, bizlere, halkımıza aittir. Hiçbir zümre, hiçbir elit grup, bu toprakları bu halk kadar sahiplenemez. Bizim sevdamız, bu toprağın her karışını sevme, bu toprakların insanına saygı gösterme sevdamızdır. Halkı, bu memleketi yönetenlerin elinde birer piyon haline getirmek, onları namertlere muhtaç bırakmak kabul edilemez. Bizler, her şeye rağmen bu memleketi sevmeye devam edeceğiz, çünkü bu memleket, her şeyden önce bizlerindir.
-Sanal gündemlerle halkı oyalamak, gerçek sorunlardan uzak tutmak sadece bir yanılsamadır. Gerçek gündem, halkın ekmeği, çocukların geleceği, emeklilerin hayat standartlarıdır. Gerçek gündem, adaletin, eşitliğin sağlandığı bir sistemin kurulmasıdır. Halkın canı yanıyor, her geçen gün daha fazla zorlukla karşılaşıyor, ancak bu durumu değiştirecek olan bizleriz. Bu memleketin halkı, bu zor günleri aşabilecek güce sahiptir. Ve unutmayın, memleket sevgimizi bitiremezsiniz!
