Tarih: 03.09.2024 18:55

KILIÇLI TEĞMEN

Facebook Twitter Linked-in

Bizim Yaşar Böyle yazmış… 

Teğmenlerin yemin tartışmasının özü şu: 

Türkiye’de askerin laikliği koruma görevi var mıdır, yok mudur? Elbette var ve bu işin lamı çimi yok! 

Bırakın Askerleri, devletimizin kurucu temeli olan laikliği her vatandaşın gözü gibi koruma görevi vardır. 

Devletimizin tanımı, ‘laik, demokratik, sosyal bir hukuk Devleti’dir. Bu cümledeki ‘laik’, ‘demokratik’ ve ‘sosyal’ sıfatları, ‘hukuk Devleti’ni niteler, tarif eder.

Nasıl bir ‘hukuk devleti’, sorusuna cevap verir. 

Dolayısıyla, laikliğin teminata bağlanacağı merkez, hukuk olmalıdır. Ve laikliğin teminatı 'sivil alan' olmalıdır.

Yeni Anayasa tartışmalarının yaşandığı bu günlerde; konuya böyle bakmakta fayda var. 

Hukukun ve emrindeki iç güvenlik unsurlarının da hukukun emrinde laikliğin teminatı olarak güçlendirilmesi gerekir. 

Ve fakat her zaman en büyük teminat millettir. 

Milletin kendisinin laikliğin teminatı olmadığı her hal, çatışmalara, tartışmalara, sıkıntılara gebedir.

Ben Laikim.

Türkiye’de sosyolojik bir İhvanizasyon tehdidi olduğunu da düşünüyorum. Ancak bununla mücadele siyasal ve toplumsal olmalıdır. 

 

Bir kesimin her sıkıntı halinde, Silahlı Kuvvetler’ in ardına sığınıp, kendi görevini ona cirolamaya çalışmasını da 'utanç verici' buluyorum.

 

Türkiye toplumunda bir süredir sivil bir laiklik ve vatandaşlık bilincinin yükseldiğini görüyorum. Öyle ki, bu eğilime dindar partiler de bigane kalmıyor. 

 

Dolayısıyla, bu toplumsal olgunlaşma fırsatının askerin kılıcına indirgendiği tartışmaları, sivil toplumun olgunlaşmasında bir engel teşkil edeceği endişesiyle izliyorum. 

 

Laikliğin anlam, önem ve kapsamının bütün boyutlarıyla tartışması gereken siyasiler; konuyu yine gencecik teğmenlerin kılıçlarına bırakma eğiliminde. 

İşinizi yapın Baylar ve Bayanlar.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —