KILIÇDAROĞLU’NA RAĞMEN SİYASİ DENGELER DEĞİŞECEK

KILIÇDAROĞLU’NA RAĞMEN SİYASİ DENGELER DEĞİŞECEK

AKP ve MHP ile birlikte Hüda-Par ve Yeniden Refah’ın oy ortalamasının yeterli olmadığı seçimlerin çantada keklik olmadığı bizden söylenecek son söz olsun.

Her seçimden önce duyduğumuz sözleri bu seçimlerde de duyuyoruz. “Bu seçim son seçim, köprüden önce ki son viraj” bu nedenle bu seçimin de diğer seçimler gibi sonucu çok ama çok merak ediliyor. Gazeteci olarak kiminle konuşsam tek sorulan şey, “seçimi nasıl görüyorsun? " Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu kıyaslaması yapılıyor, hesaplar bir türlü birbirini tutmuyor. Muharrem İnce’nin bölen birisi olduğunu, özellikle demokrasi isteyen, adalet naraları atanların söylemeleri karşımıza çıkıyor. 

İnsanın ister istemez aklına “ülkemize özgürlükleri, adaleti ve demokrasiyi böyle düşünlerle mi, böyle sokak raconcularıyla, ırkçı ve şovenis oylarla mı gelecek. Yine aklıma “ömründe bir kere olsun toplum yararına veya partisi adına hiçbir başarısı olmayanların, ömrünü ve emeğini halk mücadelesine verenlere yapılan küfürleri yapan fuzuli ama trollük de üstüne olmayan bu tiplerle mi barış sağlanacak, bahar gelecek” diye derin düşünceye dalıyorum.  Siyasette bir günün bile önemini anlamayanlar kolaycılığa kaçarak günlük hakaretleri işitince ister istemez canımızı sıkmıyor değil. 

Seçimleri çantada keklik gören CHP’liler burunlarından kıl aldırmadan hava atmaya, yersiz, yararsız, patavatsızlıklarına devam ediyorlar. Hâlbuki bilmiyorlar karşılarında diktatörlüğünü ilan etmiş Tayyip Erdoğan’ın olduğunu ve görmüyorlar AKP kadrolarının yıllara dayanan marifetlerinin, el çabukluklarının arşı aştığını. CHP’nin çokbilmişleri halen daha farkında değiller AKP’lilerin ve ortaklaştıkları masalarındakilerin, kötülükte, yalan söylemekte artık çıraklıktan ustalığa geçtiklerini.

Muhalefet halen daha anlamamış galiba AKP’nin ajandasında, muhaliflerinin şeceresinin tutulduğunu, en ince ayrıntısına kadar araştırılıp raporlar hazırlandığını. Yanı hamleleri iyi yapmazsan şah mat olacağını anlamamışlar. Muhalifler bunu bir türlü erken keşfedemediği ulu orta ortada. Geçmişe baktığımızda böyle olduğunu çok gördük, gördük yıllarca oyuna gelen Baykal’ı gördük Erdoğan her attığı adımda CHP başta olmak üzere tüm muhalefeti hataya nasıl zorladığını ve Kılıçdaroğlu’nun yumuşak rakip olarak AKP’li Erdoğan tarafından muhatap alındığını.

Tüm bu şeytanlıklara karşılık elbette bugünkü durumun dünden farklı olduğunu görüyoruz. Bugün Kral’ın çıplak olduğu halk aleni görüyor. Yani Kılıçdaroğlu’na ve etrafını sarmalayan yalakalarına rağmen kurulan hanedanlık, sultanlık yıkılmak üzere. Evet, bu saray düzenini yıkacak olan güç CHP olmayacak, yanan mutfak, çarşı Pazar ve halk iradesi olacak. HDP ve sol bu seçim sonrası her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını bilerek Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermesi Erdoğan’ın tüm planlarını allak bullak etti, roller değişti. Hele CHP’lilerin üç gün utanmadan küfürler yaptıkları İYİ Parti’nin görev yerine dönmesiyle Millet İttifakının kazanma şansı zirveye oturdu. 

CHP, İYİ Parti, diğer masadaki partiler, HDP ve sol partilerin birlik içinde omuz verdiği Kılıçdaroğlu ve şürekâsı kazanırsa ki kazanacak ama bu birlikteliğin sayesinde. Muharrem İncenin yokluğu elbette hissedilecek, hissediliyor. İnce’nin yokluğunun hesabını, kimin suçlu olup olmadığını seçimlerin sonunda değerlendirilecek. AKP ve MHP ile birlikte Hüda-Par ve Yeniden Refah’ın oy ortalamasının yeterli olmadığı halde her iki tarafa da söyleyeceğimiz “seçimlerin çantada keklik” olmadığı bizden söylenecek son söz olsun.

Seçimlerin ikinci dura kalmasını hiç istemezsek de, bize göre kriz yönetemeyen, kriz yaratmakta üstat olan Kılıçdaroğlu, hesap verir mi vermez mi, hesap sorulur mu sorulmaz mı bilemiyoruz ama Muharrem İnce faktörü ile Sinan Oğan’ı hep ve çok konuşacağız.

CHP’liler elbette çok konuşacak ama seçimler bittiğinde, 40 yıllık CHP’li olup hak ettikleri halde listeye giremeyenleri, listelere giren devşirme dedikleri CHP’li olmayıp emeksiz vekil yapılanları. Konuşulacak adalet diyenlerin adaletsizliği, demokrasi diyerek ön seçimsiz demokratik olmayan seçimlerin yapılmasına onay veren Kılıçdaroğlu ve avenesi… Ben tekrar söylüyorum tüm sol değerlerimi ayaklar altına alan Kılıçdaroğluna, bizleri yıllarca ezen Erdoğan’a ve solun evrensel ilkelerinden nasiplenmeyen Cumhurbaşkanı adaylarına asla oy vermeyeceğim…