Akşener'in masadan kalktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından CHP'de 'değişim' tartışmalarının başladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Değişim söylemlerini dillendirenler uzun süredir değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu." dedi.
CHP Genel Başkanlığı için yeniden aday olan Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
“100 yıllık bir tarih her siyasal partiye nasip olan bir tarih değildir. 100 yıllık tarih içerisinde genel başkanlarımız tutuklandı, hapse girdi. Yılmadık. Şimdi 100. yılımızı kutluyoruz. Türkiye’de hiçbir partiye nasip olmayacak tarihi beraber yaşıyoruz. CHP’yi 100 yıl yaşatan gerçek kuruluşunun savaş meydanlarında Kuvayi Milliye’ciler tarafından gerçekleştirilmesidir. Biz sıradan bir parti değiliz. Biz Kuvayi Milliyecilerin partisiyiz. Biz Atatürk’ün partisiyiz. Biz hiçbir evladımızın yatağa aç girmememesi için mücadele eden bir partiyiz. Biz herkesin inancına, herkesin kimliğine, yaşam tarzına saygı duyan bir partiyiz.
100 yılı yaşatanın örgütlerimiz olduğunu kimsenin unutmaması gerekir. Örgütlerimiz, 100 yıllık mirası yaşatanlardır. Bu salon diğer partilerin kurultaylarına benzemez. Bu salonda 5’li çeteler, oligarklar, uyuşturucu baronları yok. Bundan sonra da asla olamayacaktır. Bu salonda mafya bozuntuları, rüşvetçiler yok. Bundan sonra da olmayacaktır.
Bizim kurultaylarımız her türlü düşüncenin özgürce sorgulandığı kurultaylardır. Bu aynı zamanda aydınlanmanın güvencesini ve sürekliliğini gösteririr. Onların kurultayları ise haber değeri olmayan kurultaylardır. 3 temel noktayı ifade edeyim. Partinin yükünü taşıyan örgütlerdir. Örgütler 100 yıllık birkiminin temel taşlarıdır. Ben dahil hiç kimse; ben dahil, kendisini partisinin üzerinde göremez.
Bir de Türkiye’nin içinde bulunduğu tabloyu 7 madde halinde bilginize sunacağım, örgütümün bu 7 maddeyi Türkiye coğrafyasının her yerinde seslendirmesini istiyorum.
1- Anayasa fiilen askıya alınmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yoktur.
2- Saray devleti, çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya, güçler ayrılığı ilkesi bitmiştir.
3- Yoksulluğu yaymak, milyonları yardıma muhtaç hale getirmek saray devletinin politikasına dönüşmüştür. Yoksulluk, kabullenilen bir kültüre dönüşmek üzeredir.
4- Türkiye fiilen yarı açık cezaevine döndü. Gazeteciler görevini yapamaz halde. Tolga Şardan’a, Can Atalay’a, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, Tayfun Kahraman’a, Çiğdem Mater’e, Emine Özerden’e, Yiğit Ali Ekmekçi’ye ve Barış Pehlivan’a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları!
5- İktidarda kalmak için her türlü hile ve sahtekarlığı yapma adeta sarayın meşhur politikası haline gelmiştir.
6- Ülkenin dış politikası fiilen iflas etmiştir. Bir kan denizine dönüşen Filistin’de bile Türkiye’nin sözü geçmiyor.
7- Yanlış dış politikanın bedeli olarak Türkiye bir sığınmacı deposu haline dönüşmüştür, para karşılığı dönüşmüştür! 85 milyonun iradesi, sığınmacı deposu olsun diye Avrupa’ya satılmıştır!
Bu 7 madde tablonun bir yüzüdür. Saray’ın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin artık sorgulanması gerekir.
Bu tablonun diğer yüzü, biz CHP’lilere verilen görevi göstermektedir. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek ve var olan sorunları çözmek durumundayız. Elbette bütün bunlar olurken asla umutsuzluğa kapılmayacağız. Biz umudumuzla, tarihe yön vereceğiz. Atatürk ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır’ der. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.
Tarihin bize yüklediği zorunluluk. 6 lider oturduk. bu tabloyu kısmen anlattım ve kendilerine şunu söyledim; Ülkede demokrasi yok. Bir sorunlar yumağı haline geldi. Biz 6 lider tarihin bize getirdiği sorumluluğu yapmak zorundayız.
Uzun uzun anlattım. 6 parti bir araya geldik. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz için oturduk çalıştık. Ortak mutabakat metni hazırladık ve halkımızla paylaştık. Güçlendirilmiş parlementer sistem için çalışmalar yaptık. İş, cumhurbaşkanlığı adaylığının seçilmesine gelince masadan kalkmalar ve masaya geri dönmeler geldi. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım. Usta Nazım’ın dediği gibi ateşi ve ihaneti gördük ama yılmadık, yıkılmadık. Yapılan bütün kumpaslara, yalana dolana rağmen, çalıştık, yılmadık, yıkılmadık asla ve asla boyun eğmedik. Yolu doğru olanın yükü ağır olur, hançerle beraber yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen sırtımdaki yük değil sırtımdaki hançerlerdi. Seçim bitti, kazanamadık.
Daha nefes alamadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemlerini dillendirenler uzun süredir değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu. Hayatın kendisi değişir zaten. İlk değişimi, 2019, en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. En büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. Örneğin ne diyolardı? Bu cehape varya, Sivas’ın ötesine gidemiyordu diyorlardı. Peki bugün, bugün oralardan milletvekili çıkardık. Hangi değişimden söz ediyorsunuz? Girilemeyen yerlere girdik. CHP Türkiye coğrafyasının her yerinde konuştu, tartıştı. Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Asla yan yana gelemez dedikleri insanlarla yan yana geldim, kucaklaştım. Dilimizi değiştirmek zorundaydım. Biz sadece muhalefet eden bir parti görünümündeydik. Ama öyle köklü bir değişim yaptık ki Türkiye’nin en temel sorunlarına çözüm üreten bir parti olduk. Biz hangi sorun varsa Türkiye coğrafyasında o sorunlara akılcı çözümler üreten tek partiyiz.
Değişimci olunca değişmeyen arkadaşların çok sık dillendirdiği bir şey var; “CHP sağa kaydı”. Bunlar sağın da solun da ne olduğunu bilmiyor. Çok açık ve net. CHP halkın partisidir. 6 okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa’nın en güçlü sosyal demokrat partisi CHP’dir. Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. biz muhalefet politikamızı da değiştirdik. Sosyal kimlikler üzerinden politika üretmeye başladık. Bazı arkadaşlarımızın sosyal kimliğin ne olduğundan haberi olmayabilir.
Her bir sosyal kimliğin sorunlarına akılcı politikalar üretmek için seferber oldu. Bizim sağa kaydığımızı söyleyenler! Çöpten kağıt toplayanların yanına kim gitti? Bu kardeşiniz gitti. Sendikaların bile doğru dürüst sahip çıkmadığı taşeron işçileri örgütledik. İktidar en son kadro vermek zorunda kaldı. Bu sağcılık mıdır solculuk mudur?
Biz kimsesizlere sahip çıktık, onların sesini yükselmek için mücadele ettik. Hangi siyasi parti apartman görevlilerinin yanında gitti? Ben, haramzadelerin sofrasına oturmadım. O insanların sofrasına oturdum. Onlar da bizim Halil İbrahim sofrasına oturdu, dertlerini anlattı.
Türkiye coğrafyasının her adımını karış karış gezdim. Gezmeye de devam edeceğim. Herkesin sorunlarını dinledim. Bugün geldiğimiz noktada sorun yaşayanların ilk başvuru adresi CHP oldu. Ben Anadolu’nun benzer hayatlarına sahip bir coğrafyadan geliyorum. Kardeşlerimin, evlatlarımın ne yaptığını kimse bilmez. Ben nasıl yetiştiysem onları da öyle yetiştirdim.
Benim sırça köşklere ihtiyacım yok, benim evim benim sarayımdır. Saray’ın sofrasına gidip diz çökmedim. Doğru bildiğimi hak için adalet için savunacağım!
7 mart 2023 grup toplantısında şu cümleyi kurdum:
Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak zordur. Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak için emeklinin, memurun, işçinin hakları yendiği zaman Bay Kemal gibi TÜİK önüne giderek direneceksiniz. Deprem bölgesinde 2 gece geçireceksiniz. Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak için elektriği, suyu kesilen milyonlarca insanın sesi olacaksınız. Elektriğinizi kesip 1 hafta elektriksiz yaşayacaksınız. Bunları biz yaptık. Biz şimdi sağcı mı olduk?
Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak için başka partilerin CHP’ye müdahale etmesine izin vermeyeceksiniz. Kimlerin neyi beklediğini, CHP’yi nasıl karıştırdıklarını çok iyi biliyorum. Bu örgüt Türkiye’nin çimentosudur. Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak için SADAT’ın kapısına dayanıp meydan okuyacaksınız. Bay Kemal’in yol arkadaşı olacaksan Bay Kemal’i arkadan hançerlemeyeceksin. Hangi badireleri atlattığımızı, verdiğimiz mücadeleleri ne çabuk unuttunuz? Kimse unutmasın! Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi sağlam olarak limana götüreceğim.
Tüzük kurultayında değişim nasıl olur, sadece Türkiye değil tüm dünya görecek! Yüzde 50 cinsiyet kotası getireceğiz. En zayıf halkamız bugüne kadar çözmekte en zorlandığımız kısım ev kadınları… Evlere girmemiz lazım, sorunlarını onlardan dinlememiz lazım. 6-7 ayda 100 bin yeni kadın üyeyi partimize kaydettik. Kadın üye sayımızı artırın. Her yerde her zaman ön seçim olacak. Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. İç denetim mekanizmasını getireceğiz.”