“Artık ülkenin geldiği durum ayan beyan ortada, gayrı mağduriyet edebiyatı da yapamıyorlar. Yapsalar da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Artık yaşanan tüm olumsuzlukları ve beceriksizlikleri iç ve dış güçlere de bağlayamıyorlar.” diyen Dağdeviren, ufukta çözülme görünüyor, AKP hızla çözülmeye doğru gidiyor” diye yazdı.
Dağdeviren’in yazısı şöyle:
-Ülkenin geldiği nokta artık ayan beyan ortadayken gayrı mağduriyet edebiyatı da yapamıyorlar. Yapsalar da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Artık yaşanan her olumsuzlukları ve beceriksizlikleri bir takım iç ve dış güçlere de bağlayamıyorlar. Ustaca yürütülen ‘algı’ yönetimi de işe yaramıyor. Görünen o ki, AKP hızla ufka doğru yani, çözülmeye doğru gidiyor.
Ülke insanı pahalılıkla adeta sınanırken, belirsizlik, endişe ve gelecek kaygısı da giderek toplumun her kesimini adeta kuşatıyor. Örnek olması gerekenler ise birbirlerine karşı acımasız bir şekilde hakaret ederek “öç alma” yarışı içerisindeler. Ekrem İmamoğlu olayı ise bunun en bariz bir örneğidir.
Toplumsal anksiyete, (stres-endişe ve korku hali)dönemin karakteristik özelliği haline geliyor. Tedirginlik, her şeye kuşkuyla bakma hali her an, her şeyin olabileceğine ilişkin inancın yayılmasına yol açıyor.
Toplumda oluşan bu kuşkuları gidermek, toplumun geleceğe yine güven ile bakabilmesini sağlamak, elbette yine bu iktidarın elinde ancak, iktidar çevrelerinde böyle bir emare şimdilik görülmüyor.
Ülkede her ne olursa olsun, her ne yaşanırsa yaşansın, yine vatan- millet edebiyatı yapmaktan da geri kalmıyorlar.
Hal böyleyken kimileri trolleriyle birlikte avazları çıktığı kadar birlikte bağırıp çağırıp toplumun bir kesimini ötekileştiriyorlar.
Oysaki vatan-millet kimsenin tekelinde değildir. Hiç kimse bir diğerine ‘ben vatanımı senden daha çok seviyorum’ diyemeyeceği gibi. Çünkü bunun bir ölçüsü yoktur. Çünkü herkes vatanını ve bayrağını elbette sever.
Vatandaş artık bu içi boş sloganlara asla itibar etmiyor. Kimi partili sırça köşklerinden, kuru soğana mahkûm olmuş vatandaş ise Akp’nin hızla çözülüşünü seyrediyor.
Ortaya koydukları ucube bir ekonomik model ile geldiğimiz nokta belli. Bu ekonomik ve siyasal tablo, islamcılar bakımından derin bir başarısızlığı işaret ediyor.
Artık bu tabloyu kendilerinin de görmeleri, ülkeyi daha fazla germekten vaz geçerek, dünyanın kabul ettiği iktisadi yönetime biran evvel tekrar geri dönmeleri gerekiyor.
Her ne kadar seçim tarihi açıklanmasa da önümüzde bir seçim var. Bu seçimde geçmişteki başarıları yeniden gösteremeyeceklerini kendileri de biliyor.
Belli ki korkuyorlar!
Nedeni ise açık, kaybettiklerinde belki bir daha, iktidar yüzü göremeyecekler!