Gelecek Partisi olarak İstanbul'da kesin kazanacağımız bazı ilçeler var. İstanbul’da iki ilçemizde ipi göğüsleyeceğimize inanıyorum. Tabii ki ilçeler bazında ama İBB’de böyle bir iddia ortaya koymuyorum. Bizler kaybettiren olmak istemiyoruz.
İSTANBUL’U AKP’YE KAPTIRMAK ÜLKEYE EN BÜYÜK KÖTÜLÜDÜR
Aklıselim insanlarız ve ben dün olduğu gibi bugün de güçlendirilmiş parlamenter sistemden yanayım. Böyle Ucube bir sistem, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi bir sistem içerisinde tutup da bütün yetkilerin tek adamla toplanmasına Dün karşı çıktığım gibi bugün de karşı çıkıyorum. Arzu ederdim ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne de güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi yapının devam etmesini yani büyük şehirde her partinin temsil edebileceği bir yapının olmasını arzu ederdim. Bunu başarmak elbette elimizde, daha 50 küsur günümüz var biz onu başarabiliriz başarabileceğimizi de inancım tamamdır. Türkiye'yi sevk ve idare edenlere, tüm yetkileri tek adamın elinde bulunduran bir anlayışa, bu ucube yapının eline İstanbul gibi büyük ve çok önemli bir metropolü bırakmak bu ülkeye en büyük kötülüdür.
Cumhurbaşkanı hükümet sisteminden yana olup bütün yetkileri kendi elinde toplamış birine Dünya başkenti olan İstanbul'u tekrar bırakırsak Korkarım ki anayasal değişikliği de beraberinde teslim etmiş oluruz.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemi değil de ucube, işin içinden çıkılmaz bir sistemi başımıza bela ettiler. AKP yerli ve milli bir anayasa yapalım derken diktatörlüğünü ilan ettiğini gördük. 12 Eylül askeri anayasasını değiştirelim dediler ve devrim Anayasası değil de bir ihtilal Anayasası olduğunu iddia ederek bu anayasanın 92 maddesini değiştirdiler. Değiştirmedikleri 4 özel madde kaldı, bu seçimleri onlar kazanırsa kalan o 4 özel maddeyi inanın değiştirmeye kendilerinde kudret bulmuş olurlar. Ben kendi ellerimle onlara o kudreti vermemek için mücadele edeceğim.
İki Partiye sıkışmış bir ülke varken diğer taraftan kibir denilen bir illetle karşı karşıyayız. Bir tarafını kibrinin ötesinde üniter yapımızın bozulma ihtimali var. Devleti hızlıca bir Orta Doğu Ülkesi haline getirmeye doğru hızlı bir gidiş var. Ben hakimim savcıyım diyen ve hukuk tanımayan bir anlayışın olduğu yerde demokrasiden söz edemezsiniz. Ben ekonomistim deyip faiz sebep enflasyon sonuç diyerek devletin ekonomik yapısı ortada. Erdoğan’ın ve etrafını sarmalayan kişilerin kibirlerini görmezlikten gelebilirim ama benim için devletim- bayrağım ve misak-ı milli ile çizilen topraklarım kıymetlidir.
BAKINIZ CAN ATALAY KONUSUNDA TAM BİR HUKUK KATLİAMI YAŞADIK. Demokrasiye inanmış hukukun üstünlüğüne inanmış hiç kimse alınan o karara saygı duyamaz. Ben içime sindiremedim, insan olan, hukuka inanan kimse içine sindiremez. Dolayısıyla millet tercih etmiş, oylarını vererek git beni Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi'ne temsil et demiş. Kimin haddine engel olmak. Ne yapmış adam ve şaibeli bir karar vererek vekilliğini düşürüyorsunuz, Anayasayı ve kararlarını tanımıyorsunuz. Anayasanın olmadığı yerde hükümet olur mu meclis olur mu?
Vatandaşlara süslü kelimeler kullandılar “daha güçlü olacağız verin yetkiyi görün etkiyi” dediler. Her Seçim döneminde yerli ve milli bir anayasayı da yaptılar.
VATANDAŞLIK 40 BİN DOLARA DÜŞMÜŞ OLDU
Dış devletlerden bize çalışmaya insanlar gelecek zannettik, bu memlekete ne olduğu belli olmayan mülteciyle doldurup mültecilere Türkiye Cumhuriyeti kimliği verdiler. 400 bin dolara vatandaşlık verdiler vatandaşlık 40 bin dolara düşmüş oldu. Ceddimin kanlarıyla sulanan bu toprakları birilerine vatan olarak satmaya kalktılar. Ben Bundan 3 yıl önce İstanbul zengin şehri olacak ve Türkiye Cumhuriyeti devletine dünden bugüne kadar hizmet etmiş insanların emekli olduktan sonra İstanbul'da yaşama şansları kalmayacak dediğinde Herkes bana gülüyordu. Esenler'de bile 15 bin liradan aşağı kira yok emekli maaşı 10.000 lira Bu yaştan sonra emeklimizi 65 yaşındaki insanımızı işe mi göndereceğiz. Köle olmak, kula kulluk yapmak için mi emekli primi yatırmıştı.
Benim her zaman bu Necip milletin ferasetine inancım sonsuzdur. Yarınlardan elbette umutluyum. Bu işgüzar iktidar başımızdan gidecek ve mutlu yarınları birlikte kuracağız. Türkiye'nin eski güzel günlerine Hatta ötesinde güzel günlere kavuşacağına inancım sonsuzdur, umutluyum. Ulu önderimizin söylediği gibi müreffeh bir Türkiye'yi yaratmak çok zor değildir biraz zaman alacaktır. Biz Kurtuluş Savaşı'nda ekmeğini bölüşmüş bir milletiz Biz ekmeğimizi gene bölüşürüz. Birileri süslü cümle her seferinde daha fazla yetki daha fazla Kudret isteyerek yetkiyi veren İnsanların yaşamlarını değil kendi etrafındaki kendi beslemelerinin mutluluğunu sağladılar. Biz AKP iktidarı ile 2001 öncesine doğru geri gidiyoruz.
2007 2008'e kadar güzel şeyler yaptıklarına inanmıştım ancak bunları göstermelikmiş. Bu topraklarda ki her vatandaşın eşit ve özgür birey olduğunu kabul ederek yönetimsel bir yönetime doğru gitmemiz lazım birlikte yönetmek durumundayız.
Bak eskiden diyorlardı ki işte biz Müslüman coğrafyanın lideriyiz. Bugün Gazze’deki saldırılardan sonra esir takasları kuruluyor barış görüşmeleri yapılıyor Türkiye hiçbir yerinde yok, güçlü dedikleri devletimiz nerede? Paran yoksa gücün yok ve sözünde yok demektir.
AKP ile bu siyasi anlayışla Bu yönetim şekliyle tünelin ucunda ışığı görmüyoruz, tüneli ucunu bize ışık olacak olan içine girdiğimiz seçimlerdir. Bunlar fazla tutunamazlar giderler giderlerse bu devletin sevk ve idare etmeye liyakatli yurtsever kadroları hazır. Devletimiz her şeyin üstünde tutarız devletimiz ve bayrağımız bize bundan 100 yıl önce hediye edilmiştir ve biz o Cumhuriyeti koruyacağız her şeye rağmen Kor uyacağız” dedi.