Tarih: 21.05.2025 11:13

İSTANBUL’DA İÇME SUYU: HER YUDUMDA DAHA FAZLA PARA ÖDÜYORUZ

Facebook Twitter Linked-in

Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Cihangir Öztürk: Önceden herkesin rahatlıkla aldığı damacana su, şimdi lüks gibi oldu. Su fiyatları sürekli artarken, buna rağmen neden hala çeşmeden akan suyu içemiyoruz?

Suyun Fiyatı Neden Bu Kadar Arttı?

Eskiden bir damacana su 30 TL civarındaydı, bugün ise 100-145 TL arasında değişiyor. Bu zamlar, gerçekten suyun maliyetinden mi kaynaklanıyor? Hayır. İşin içinde ticari rant, marka stratejileri ve lojistik maliyetleri var. Su hepimizin ihtiyacı, ama büyük şirketler bunu kazanç kapısı haline getirdi.

Su Sektörü Kimlerin Elinde?

Türkiye’de yerli üreticilerin payı her geçen yıl azalıyor. Su markalarının çoğu yabancı şirketlerin kontrolünde. İşte İstanbul’da satılan ve uluslararası firmalara ait bazı su markaları:

- Erikli (Nestlé)

- Damla (Coca-Cola)

- Hayat (Danone)

- Nestlé Pure Life (Nestlé)

- Sırma (Danone)

- Saka Su (DyDo Drinco)

- Turkuaz (Coca-Cola)

Bunlar, Türkiye’de satılan ambalajlı su pazarının büyük kısmını elinde tutan şirketler. Yani bir şişe su alırken, aslında bu firmaların belirlediği fiyatlarla karşı karşıya kalıyoruz.

Çeşme Suyu Neden İçilemiyor?

"Musluk suyu içilemiyor" deniyor, peki neden? Öncelikle bina tesisatları eski ve sağlıksız. Şebeke suyu arıtılmış ve temiz olsa bile, eski borulardan geçtiği için kirleniyor. Bazı binalarda hâlâ kurşun borular kullanılıyor. Su, evin iç tesisatında beklerken bakteri, ağır metaller ve çeşitli kirleticilerle buluşuyor.

 

Durum böyle olunca insanlar ambalajlı suya yönelmek zorunda kalıyor. Belediyeler suyun arıtılmasını sağlasa bile, borular değişmedikçe musluk suyu güvenli olmuyor.

Su Arıtma Cihazları Gerçekten Çözüm Mü?

Bazı insanlar filtreli su arıtma cihazları kullanarak musluk suyunu içilebilir hale getirdiğini düşünüyor. Ama burada da sorunlar var:

 

- Filtreler zamanında değişmezse, su daha sağlıksız hale geliyor.

- Bazı arıtıcılar zararlı maddeleri tam olarak temizleyemiyor.

- Ters ozmoz sistemleri, sudaki mineralleri tamamen arındırarak vücudumuz için gerekli olan besin değerlerini de yok ediyor.

Yani suyu filtrelemek bazen çözüm olabilir, bazen de beklenmedik sağlık sorunlarına sebep olabilir.

Nereye Dönsek Cebimizden Para Çıkıyor

Bir bardak su içmek artık hesap yapmak gerektiriyor. Çeşme suyu içilemiyor, ambalajlı su pahalı, arıtıcılar bile sorunlu. Nereye dönsek ceplerimizden para çıkıyor.

Bu yüzden su politikaları ciddi şekilde gözden geçirilmeli. Şebeke suyu altyapısı iyileştirilmeli, bina tesisatları yenilenmeli ve su fiyatları denetlenmeli. Su, hepimizin temel hakkı, ama şu an ticaretin içinde sıkışmış bir ürün haline geldi.

Artık yetkililer bu soruna çözüm üretmeli, vatandaş da hakkını aramalı. İçme suyu, hiçbir kazanç kapısı olmadan herkesin erişebileceği bir ihtiyaç olmalıdır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —