Kaya’nın eleştirileri yalnızca bir yönetim kavgası değil; parti içi nezaket, emek saygısı ve örgütsel meşruiyet üzerine bir iddia savaşı olarak okunmalı.
CHP Esenler’in önceki dönem ilçe başkan yardımcısı Aydın Kaya: Seçimlerin ardından gelen telefon konuşmalarıyla başlayan ilişkiler, başta nezaket dilinde sürdürülen temennilerle kapandı. Ancak araya “kıvrak”, “kerameti kendinden menkul” ve yürütme içindeki kimi kişilerin emekçilere yönelik davranışını tanımlayan sert ithamlar girdi. Bu ithamların en çarpıcı kısmıysa —parti içi iradeyi— “ihraç” tehdidi üzerinden zapt etme iddiası oldu.
Kaya’nın anlatısına göre; yıllarca mitinglerde, adliyelerde, belediye nöbetlerinde birlikte mücadele edilmiş kişiler, şimdi “ihraç” tehdidiyle susturulmak isteniyor. Bu tür bir yaklaşım, parti içi demokratik kültüre ve örgütsel emeğe doğrudan saldırıdır. Böyle bir yöntem sürdürülebilir değil; sonuçları hem kişisel hem de kurumsal güvene ağır darbe vurur.
Kaya, hedef gösterdiği kişiyi açıkça “kayyumcu küçük adam” diye tanımlıyor ve ona yönelik sert ifadeler kullanıyor. Eleştirinin özü şu: partinin savunucusu gibi görünenler, örgütün emekçilerine ve mahalli yapısına saygı göstermeyerek, kendi iktidarlarını tesis etmeye çalışıyorlar. Bu durum; mahalle komisyonlarına atanan tartışmalı isimlerden, delegasyon seçimlerinin biçimine, bölgesel vekillerin etkisine kadar uzanan bir dizi soruyu gündeme getiriyor.
Bu iddialar tek bir kişiye indirgenemeyecek kadar geniş bir sorunu işaret ediyor:
Kişiye kul olmanın, hak gasplarının ve örgüt içindeki hak arama kültürünün zayıflaması.
Kaya’nın tehdide karşı cevabı net: Tehdit devam ederse ifşa edeceğini söylüyor — hem tanıkların varlığına hem de anlatılanların içeriğine vurgu yapıyor. “Sen, daha yeni “hırsız belediye başkanlarını mı savunacağız” demiş bir kişisin. Oğlunun “o hırsız belediyelerde (!) çalıştığını ekmeğini oradan kazandığını hiçe sayarak bu sözleri söyledin, hem de bunu benim bulunduğum ortamda söyledin. Namuslu insanlar gibi davran ya da davranmaya çalış be omurgasız kişi.
İyi dinle kayyumcu küçük adam: benim devrimci ahlakım bana anlatılmış şeyleri üçüncü kişilerle paylaşmaya el vermiyor; ama “ arkadaşlarımı bir kez daha tehdit edersen, şahitlerle sabit bu ifadelerine ek olarak anlattıklarını ve seni ifşa ederim! Senin gibi biri için devrimci ahlak tarafından frenlenmeye de gerek olmaz o zaman. Örgüte anlatabilir misin o zaman ne çeşit bir “hain” olduğunu…
O üç kuruşluk şahsiyetinle sakın bir daha şahsiyetli kişileri tehdit etme”
Bu tartışma CHP Esenler’de yalnızca bir iç kavga değil; partinin tabanı, örgüt kültürü ve demokratik işleyişinin sınandığı bir vaka. Sorunlar somut iddialarla gündeme gelmiş durumda ve bu iddiaların şeffaf şekilde soruşturulması, hem mağdur olduğu iddia edilen emekçilerin hakları bakımından hem de partinin itibarının korunması açısından kaçınılmaz. Örgüt içinde hesap verilebilirlik yoksa, “örgüt” olduğu iddiası da sorgulanır hale gelir.
CHP Esenler’in önceki dönem ilçe başkan yardımcısı Aydın Kaya’nın yazdıkları; yalnızca yerel bir mesele değil, demokratik kültüre dair evrensel bir sınamadır.
