“Kardeşliğin tahkimine dair tespit ve çözüm önerileri raporu” adı ile hazırladığı raporda kendi fikirlerince tespitlerini komisyona ileten Alimler ve Medreseler Birliği, Kürt sorununun temelinde; ulusal ve laik cumhuriyet rejimi ve bu rejimin oluşturduğu ileri sürülen sorunların olduğu, PKK terör örgütünün de buradan yararlanıp palazlandığı söylendi.
“Nitekim Türkler ile Kürtler, diğer kavimlere mensup kardeşleriyle İslam ortak paydasında buluşup 1071 Malazgirt Savaşı’nda Bizans’a karşı birlikte omuz omuza savaşmıştır” denilen raporda şu ifadelere yer verildi:
“Büyük bir değişim, dönüşüm, başkalaşım, özden kaçış ve yeni bir kimlik arayışı süreci olarak değerlendirebileceğimiz cumhuriyetle beraber benimsenen resmi ideoloji ve bu doğrultudaki politikalar, daha büyük sıkıntılara sebebiyet vermiştir. Ancak bu süreçte en çok mağdur olan halk Kürtler olmuştur.”
Cumhuriyet “Batıcılık” ve “Türkçülük” temelinde yeni bir ulus kimliği inşa etmesiyle Kürt kimliğinin inkâr edildiğinin ileri sürüldüğü raporda Gazi Mustafa Kemal hedef alınırken şunlar söylendi:
“Kürt halkı, yeni kurulan cumhuriyet sınırları içinde Türklerle kardeş olarak yaşayabilmesini İslam’a bağlılık esasında görmüştür. Tek parti rejimi ise Kürtlerin böylesine bağlı olduğu İslam’a karşı adeta savaş açmıştır.
Kürt halkı hem Kürt oluşundan ve hem de dindarlığından dolayı büyük zulümlere ve asimilasyona uğramıştır. Dolayısıyla ortada bir sorun vardır. Ancak bu sorunun kaynağı inkârcı, asimilasyoncu ve tek tipçi politikaları doğuran ‘Kemalist-ulusalcı’ zihniyettir.”
KAYBETTİKLERİNİ AÇIK AÇIK GERİ İSTEDİLER
Cumhuriyet öncesine dönüşü getirecek taleplerin de yer aldığı raporda şunlar söylendi:
"Devlet yetkililerinin Kürt meselesini silah bıraktırma veya çatışmasızlığa indirgememesi gerekmektedir. Kürtlerin İslami ve insani hakları pazarlık konusu yapılmadan tanınmalı ve güvence altına alınmalıdır."
“ Tekçi ulus-devlet anlayışından vazgeçilmelidir."
"Yeni bir anayasa hazırlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilmelidir. Anayasanın 66. maddesinde yer alan vatandaşlık tanımı değiştirilmelidir."
"Kürtçe eğitim dili olmalıdır. Anayasanın 42. maddesinde değişikliğe gidilerek, anadilde eğitim ve öğretim yapılmasının önündeki engeller kaldırılmalı, anadilde eğitim güvence altına alınmalıdır."
"Medreselerin resmi eğitim kurumları olarak faaliyet göstermelerine izin verilmelidir.”