Esenler’de İlim Yayma Cemiyetinin kongresinde, Esenler Belediye Başkanı Göksu, yine hedefine İBB Başkanını koydu ve konuşmasında vakıfların siyasi geleceği şekillendirme aracı olarak kullanmaya devam kararını bir kere daha tekrarladı.
Göksu, “Bu vakıflar bu toprakların özü, bu toprakların ruhudur. Bu vakıf medeniyetinin çocukları olarak her birimiz, nerde hangi bir şekilde üzerimizde bir sorumluluk varsa bu sorumluluğu yerine getirmek bizim görevimizdir. Bizim mücadelemiz doğrunun ve yanlışın savaşıdır ve kıyamete kadar devam edecek” söyleminden sonra salonda cumhur ittifakı tarafı olanlar, vakıfçılar elleri patlayıncaya kadar alkışladılar. Millet ittifakında olup gönlü ilim yayma vakfından yana olan siyasiler ise alkış yerine üzüldüler ve alaycı gülümseme ile bu sözleri geçiştirdiler.
EDİTÖR GÖRÜŞÜ ŞÖYLE…
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Esenler’de ne yazık ki, vakıf, dernek ve cemaatler iktidarların arka bahçesi olmuş, vakıflar siyasete yön verdiği gibi eğitim sistemini de etkisi altına aldığını gözlemledik. Ama Esenler’deki muhalefet partileri Eğitim ülkeyi geleceğe taşıyan bir köprüdür ve bu köprü yalnızca doğru şekillendirilirse ve yön doğru çizilirse doğru yere taşır” diyemediği için muhalefette kalmaları normaldir. .
Esenlerde korkusuz birileri çıkıp AKP iktidarında, ekonominin çöktüğü gibi, eğitimin, sağlığın, vakıf ve derneklerin kontrolü altında çöktüğünü, eğitimin vakıf ve cemaatlerin elinde olduğunu söylemesini çok isterdik.
Esenler’de bir siyasi aktörün Milli eğitim Müdürüne, tüm bunları bildiğiniz halde eğitim çağdaş, bilimsel, laik, eğitim normlarından uzaklaşmasına siz neden alet oldunuz demesini bekliyoruz. Esenler siyasilerinin ve halkın Müdür beye AKP’nin arka bahçesi olmasına tepki koymasını sormasını görebilecek miyiz? Esenlerin siyasileri, Esenler halkı, muhalefet bu söylemleri asla söyleyemezler, çünkü korkuyorlar… Korkmuşlar bir kere.
Sivil Toplum Kuruluşu adı altında olan dernekler ise ne yazık ki, vakıf, dernek ve cemaatlerin eğitim sisteminde, siyasette ve ülkenin kaderinde kötü rol veya etkin rol oynadıklarını bildikleri halde sessizlikleri bu yapıların güç kaynağı olduğunu söylersek bize kızmazsınız herhalde.
Esenler, TÜRGEV, Ensar Vakfı, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti gibi yapılarla, yapılan protokollerle anılırken sessiz kalan ve protokollere onay veren muhalefetin suçu yok kim diyebilir?
Eğitim politikamız çağdaş, bilimsel, laik, eğitim normlarından uzaklaşmıştır. Genellikle anlık reform diye başlatılan ama alt yapısı olmayan projeler ya da ideolojik dayatmalarla yapılan düzenlemeler eğitim sistemini kaotik bir yapıya sürüklemiştir.
Bu anlayışla, ne yazık ki, vakıf, dernek ve cemaatler eğitim sisteminde etkin rol oynamaya başlamıştır. Ve bu tehlikeli gidişatın sonunda, uzun süredir siyasi iktidar tarafından desteklenen vakıflar Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve ilçe Milli Eğitim Müdürlerinin yetkilerini kullanmaya başlamışlardır.