İnşaat ruhsatı olmadan temeli atılan, zemin etüt raporuna aykırı şekilde yükselen ve beş kat olarak planlanmasına rağmen altı kat yapılan binalar, aradan geçen yıllara rağmen hâlâ mühürlü. Ancak kamuoyu “Bu binaların akıbeti ne olacak?” sorusuna yanıt bulabilmiş değil.
Müfettiş raporu: İmar Kanunu’na aykırı!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan rapor, projenin hem imar planlarına hem de teknik yönetmeliklere aykırı olduğunu ortaya koydu. Müfettişler, statik hesap raporlarının imzasız olduğunu, yapı ruhsatlarının alınmadığını, zemin etüdünün ise proje uygulamasına uygun olmadığını belirledi.
Bu bulgular sonrası bakanlık, “inşaatın mühürlenmesi ve gerekirse yıkılması” yönünde talimat verdi. Ancak o tarihten bu yana somut bir adım atılmadı.
Vatandaşın mağduriyeti büyüyor
Projeden daire alan vatandaşlar, yıllardır belirsizlik içinde.
120 konutluk projeye para yatıran yurttaşlar, “Paramız, emeğimiz ve umutlarımız toprağa gömüldü. Sorumlular kim? Bu konutların bedelini biz mi ödeyeceğiz?” diye soruyor.
Bazı bloklarda hâlâ oturan birkaç aile ise her an yıkım korkusuyla yaşıyor.
Yeni yönetim sessiz: ‘Koruma mı, ihmalkârlık mı?’
2024 yılında göreve gelen CHP’li Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç ise konuyla ilgili kamuoyuna net bir açıklama yapmadı. İnşaatları başlatan Çat ilçe belediyesinin AKP’li Eski Belediye Başkanı Melik Yaşar’a suçu varsa hesabını ver diyen ise yok. Ülkemizde adaletsizliğin faturası her yerde olduğu gibi bu inşaat alanın da da vatandaşa kesiliyor…
Yerel kaynaklar, “Başkan Kılıç’ın sessizliği ilçede ‘Melik Yaşar’ı koruyor’ algısı oluşturdu” diyor.
Seçim öncesi verilen vaatlerin, bugün neden yerine getirilmediği sorusu da yanıt bekliyor.
Eski Başkan kendini savunuyor
Melik Yaşar ise iddiaları reddediyor. Yaşar, Erzurum Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin denetim yaptığı, “herhangi bir sorun tespit edilmediği” yönünde açıklama yaparak kendini savunmuştu. Ancak müfettiş raporları bu savunmayla çelişti.
Ayrıca dönemin belediye başkan yardımcısı Mazhar Özdemir, sosyal medya hesabından “Belediyede yolsuzluk yapıldı, kamu zarara uğratıldı” açıklamasıyla dikkat çekmiş, eski başkanı Cumhurbaşkanı’nın ismini kullanarak “kanunsuz iş yapmakla” suçlamıştı.
Hukuki boyut: Kim hesap verecek?
Uzmanlara göre proje, açıkça 3194 sayılı İmar Kanunu ve 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’nun ihlali anlamına geliyor.
Bir yapı ruhsatı olmadan yapılan inşaatın devam etmesine göz yumulması, sadece belediye başkanını değil, ilgili imar müdürlüğü yetkililerini ve denetim firmalarını da sorumluluk altına sokuyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesine göre, “görevi kötüye kullanma” suçunun unsurları da bu olayda oluşmuş durumda.
Bakanlık sessiz, kamuoyu tepkili
İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş raporlarını Ankara’ya gönderdiği biliniyor. Ancak o raporların ardından bir yargı süreci başlatılıp başlatılmadığı bilinmiyor.
Vatandaş ise adaletin tecellisini bekliyor.
“Devlet, bu inşaatların mühürlenmesini emrettiyse neden hâlâ orada insanlar oturuyor?” sorusu, Çat’ta herkesin dilinde.
Milyonlar toprağa gömülmesin
120 konutun akıbeti belirsiz. Proje mühürlendi ama çözüm yok.
Ruhsatsız ve denetimsiz bir inşaatın, hem kamu kaynaklarını hem de vatandaşın geleceğini tehlikeye attığı ortada.
Artık herkesin beklentisi aynı:
Ya sorumlular hesap versin, ya da devlet mağdur vatandaşın hakkını korusun, suçu olanlara hesap sorulsun.
