Emeklilerin birçoğu ek işlerde çalışırken, iş bulamayanlar ise geçinebilmek için temel ihtiyaçlarından kısıyor. Memur emeklilerin talebi, en düşük emekli maaşının asgari ücretle beraber 35 bin TL olarak belirlenmesi. Seslerini duyurmak için Ankara’ya gelen emeklilerden Ali Paşa Şanlı, emeklilerin 12 bin 500 TL ile geçinemediklerini belirterek, “En düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesini ve intibak yasasının çıkarılarak 5510 sayılı yasanın iptal edilerek geçmiş haklarımızın yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Biz özellikle sermayeye değil, emeklilere bütçe diyoruz” dedi.
Ekonomide yaşanan zorluklar, düşen alım gücü ve enflasyonla mücadelede talebe yönelik baskıların etkilediği maaş zamları nedeniyle emeklileri çalışmak zorunda bırakıyor.
Geçinemeyen, ev kirasını ödeyemeyen, emeklilikte hayal ettiği hayatı yaşayamayan emekliler, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu’nun (KESK) Ankara’da düzenlediği mitingde bir araya gelerek “Geçinemiyoruz” dedi. “Halka bütçe” talebiyle Türkiye’nin dört bir yanından başkente gelen emekliler isyan etti.
"YOKSULLUK SINIRININ EN AZ YARISI OLMALIDIR"
DİSK Emekli-Sen üyesi Fikri Kalender de “5510 sayılı yasayla emeklilerin aylıklarının, asgari ücret karşısında erimeye” başladığını ifade ederek, “Bugün yüzde 40’ı bulan eksik maaş söz konusu. Burada yapılması gereken insanca yaşamı idame ettirilen ücretin verilmesi. Yoksulluk sınırının 70 bin liraları bulduğu, açlık sınırının 50 bin liraları bulduğu bir dönemde en düşük memur maaşı en düşük işçi ücreti diye matematiksel işlem yapmak yanlıştır. Yoksulluk sınırının en az yarısı kadar asgari ücret olmalı, en düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine çekilmeli ve bu taban sayılmalı buna da enflasyon oranında zam yapılmalı” dedi.
“HER ÖĞRETMEN EK İŞ BULMAYA ÇALIŞIYOR”
Kamuda çalışan öğretmen Mehmet Aydoğdu ise öğretmenlerin de geçinemediklerini ifade ederek şunları söyledi:
“Daha önce eğitim emekçilerine promosyon görüşmelerinde bankalar çok daha ucuz ücret veriyorlardı. İşçiler, ‘kredi kartına bulanıyor, ek hesaplara bulanıyor’ diye. Şimdi aynısı bütün öğretmenlerde... Burada sorun herkesin üç-dört defa kredi çekmişliği vardır ancak böyle geçinebiliyoruz. Ciddi anlamda geçinemiyoruz. Her öğretmen kendine göre iş bulmaya çalışıyor ya da kısıyor. Yemeğe gitmiyor dışarı çıkmıyor.
“ÇOCUK AÇLIĞI VAR”
Ben 23 yıldır öğretmenim dünya kadar sıkıntı yaşıyorum. Eşim de çalışmış olmasına rağmen ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorum. Daha önce kredi kartı sorunum yoktu. Hiçbir zaman ek hesap meselem yoktu ama şu anda aynı şekilde ben de bu durumdayım. İşçilerin emekçilerin kendisini alanlarda ifade ettiği sürece halk için bütçeyi Meclis’te istememiz gerekiyor. Şu anda bütçe görüşmelerinde tamamen sermayeye akan bir para var ama halka yok, eğitime yok, çocuklara yok. Çocuk açlığı var. 2 milyon 900 bin öğrenci okula gelemiyor. Bunun gibi dünya kadar sıkıntı var.”
Odatv.com