Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye tepki gösterdi. Satılık kalemler, ne idüğü belirsiz sosyal medya hesapları, okyanus ötesinden hazırlanmış senaryoların uygulanma araçlarıdır. Beştepe-İmralı-Balgat hattında artık şaşıracak bir şey kalmamıştır. Eli kanlı, müebbetlik bebek katili, terörist başından ‘kurucu önder’ diye bahsedilebildiği bir aşamaya geldik. Daha önce söylediğim gibi, Türkiye böyle bir delirmişlikle ilk defa imtihan edilmektedir ve bu aşama içerisinde bir terör devleti doğurtulmaktadır.
Bu nesebi gayrı sahih operasyonda, iktidardakiler ortaklarıyla ‘ebelik’ yarışındadır. Adı SDG, YPG, PYD yahut her ne haltsa onun başındaki, alfabede harf bırakmadılar, üç harf bulan önce terör örgütü kuruyor yeterince emperyaliste biat ettikten sonra, devlet kurma hayaline kapılıyor.
“Bugün, İstiklal Marşımızın kabulünün 104. yıl dönümü. 104 sene önce bugünlerde, bu Meclis’te ‘Ya istiklal ya ölüm’ parolasıyla varlık yokluk savaşı veriliyordu. Bugün ise Gazi Meclis’imizin yetkileri gasp edilerek, Türkiye açık bir izmihlale, çöküşe sürüklenmektedir. Çünkü o gün Sevr’i hazırlayanlarla, bugün Sevr’e ram olanların iş birliği devam etmektedir. Manda ve himayecilik, bugünün saray zihniyetinde hortlamıştır. Vatanı arazi, milleti ise maraba gören bu zavallı zihniyet için milletin esaretinin bir önemi yoktur.
Bugünkü saray sultası, tıpkı o günküler gibi boğazına kadar gaflete batmıştır. O gafleti, kene gibi yapıştığı o koltuktan indirmenin, bizim olan vatanı ve devleti geri almanın tek yolu vardır: O da cesarettir. Despotlar, üç şeyi yaşatarak ayakta kalırlar. Biri yoksulluk, biri cehalet, diğeri de korkudur. Milleti fukaralığa mahkum ettiler, yoksulluğu yönetiyorlar.
Eğitim sistemini yerle bir ettiler, cehaletten besleniyorlar. Ellerinde yetkiyi zalimce kullanıyorlar, korku dağları yaratıyorlar. Hepsini aşacak gücümüz vardır. Bu ülke, imkanları ve kaynakları yönüyle her zorluğu yenecek imkanlara sahiptir. Yeter ki sorunların üzerine cesaretle gidebilmeye muvaffak olalım. O yüzden reçetemiz bellidir ve tektir: Cesaret, cesaret, cesaret.
Emekli maaşları, asgari ücret ve memur maaşları her geçen gün eriyor. Bu yüzden emeklilere müjde diye açıkladıkları bayram ikramiyesi 4 bin lira. Ne kadar dolu dolu duruyor değil mi? Tam 4 bin lira! İlk defa 2018 yılında verdikleri bayram ikramiyesi 1000 lira idi. Aynı yılın sonunda altının gram fiyatı ise 216 lira idi. Yani ikramiye ile yaklaşık 5 gram altın alınabiliyordu. Bugün ise sadece 1 gram altın alınıyor. 2018 yılında verilen ikramiye, asgari ücretin yüzde 60’ından fazlaydı. Yani bugün o rakamı vatandaş alabilseydi 13 bin lira, altına göre söylersek 17 bin lira ikramiye alacaktı.
23 yılın sonunda, çıkıp utanmazca diyorlar ya ‘dolarla altınla ne işiniz var’ diye. Bizim işimiz yok, sayenizde olamıyor zaten. Şehir hastanelerine, yollara, köprüler ve havaalanlarına ödettiğiniz garanti ücretler dolarla, Çin sarımsağı dolarla, Kanada mercimeği dolarla, traktöre mazot, kombiye doğal gaz dolarla, avanelerinizin yazıhanelerinde, nargilecilerin VIP odalarında konuştukları her şey dolarla. Yani vatandaşın cebinden, rızkından yandaşlarınıza aktardığınız milli servet dolarla, euroyla olduğu için sizden başka dolarla işi olan yok. Dolar da senin olsun, euro da senin olsun” dedi.