CHP İstanbul İl Sekreteri Soner Özimer’in sözleri yalnızca bir parti mensubunun bağlılığını değil, aynı zamanda yeni bir siyaset anlayışının da ilanı gibiydi.
ÖZİMER AÇIKLAMASINDA;
“Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, yalnızca partimizi değil, bu ülkenin umudunu yeniden ayağa kaldırmıştır. Yolumuz da, solumuz da açıktır! Artık kimse bu yürüyüşe engel olamaz, olmamalı!” ifadelerini kullandı. Bu sözler, yalnızca bir temenni değil, aynı zamanda parti içi statükoya da açık bir mesaj niteliğindeydi.
“KORKUYA KARŞI CESARET, VESAYETE KARŞI HALK!”
Özimer, sadece CHP’lilere değil, demokrasiye inanan herkese, işçilere, köylülere ve emekçilere seslenerek Özgür Özel’in çizdiği yeni siyaset yolunun arkasında durduğunu vurguladı:
“Sayın Genel Başkanımız, korkuya karşı cesaretle, yılgınlığa karşı inatla, vesayete karşı halkla yürümüştür. Bu çarpık düzene karşı gösterdiği kararlılık halkımızın gönlünü fethetmiştir.”
Bu sözlerde özellikle partinin geçmişte zaman zaman içine düştüğü edilgen muhalefet diline yönelik bir özeleştiri de gizliydi. CHP'nin artık yalnızca muhalefet eden değil, iktidara yürüyen bir halk hareketine dönüştüğü mesajı güçlü biçimde verildi.
“47 YIL SONRA GELEN BAŞARI TESADÜF DEĞİL!”
Soner Özimer’e göre 47 yıl aradan sonra CHP’nin yeniden birinci parti olması bir rastlantı değil; gençlere güvenen, kadınlara yol açan, örgütüyle yol yürüyen bir liderin eseridir. Bu söylem, Özgür Özel’in liderliğini kutsarken aynı zamanda geçmiş liderlik anlayışlarına da dolaylı bir eleştiri taşıyor.
“ARTIK BU PARTİ SUSKUNLARIN DEĞİL!”
Özimer, açıklamasını şu cümlelerle tamamladı:
“Bu parti artık suskunların değil konuşanların, sinenlerin değil direnenlerin partisidir. Bu yol halktan kaçanların değil, halkla yürüyenlerin yoludur. CHP artık sadece bir muhalefet partisi değil, bu ülkenin geleceğidir. Biz kaybettiren değil, kazandıran bir siyasetin tarafındayız.”
ELEŞTİRİ OKLARI NEREYE?
Soner Özimer’in bu açıklaması, CHP içindeki bazı tutucu ve değişime direnen yapılara da doğrudan mesaj niteliği taşıyor. “Suskunlar”, “sinenler”, “halktan kaçanlar” gibi tanımlar, yalnızca iktidara değil, yıllarca partiyi içine kapatan zihniyete karşı da bir eleştiri olarak okunabilir. Parti içi vesayet düzeninin sarsıldığı ve tabandan gelen taleplerin artık daha çok görünür olduğu bu dönemde, Özimer’in bu çıkışı yalnızca bir destek beyanı değil, aynı zamanda kurtuluşun adresini işaret ediyor.
Yeni CHP yalnızca salonlara sıkışan bir parti değil; sokakta, meydanda, halkın arasında yeniden var olmak istiyor. Ve bu mücadele, koltuk sahiplerinden çok cesaret sahiplerinin omuzlarında yükselecek gibi görünüyor” dedi.