Bu “karanlık hainlerin” yayımladıkları Metin, içerikten çok tehditkâr imalarla, kin ve kibirle doluydu. Esenlerin CHP çürüklerinden cemaatçi, tarikat yapılanmasının ayakçısı “Bülent Ütebay, kazdığı çukur kendine mezar olacak” İlçe başkanlığı yaptığı dönemlerde siyaset değil, mahalle kabadayılığı yapan bu kirli şahsı bakalım kim kurtaracak? yıllardır parti içinde koltuk, klik ve çıkar peşinde koşanların bu sonu örgütün çok ama çok hoşuna gitti…
CHP İstanbul İl Yönetimi’ne mahkeme kararıyla kayyım atanmasına yol açan sürecin mimarlarından, Gürsel Tekin çevresindeki isimlere ve Sorosçu siyaset anlayışının simgesi haline gelen, devrik lider Kılıçdaroğlu’nun sadık kullarına nihayet bir fatura kesilmesini bekliyordu. O fatura gecikmeli de olsa masaya kondu.
Ve beklenen adım geldi.
CHP’nin Esenler’de bir dönem Alikıran-başkeseni edasıyla at koşturan "AT CAMBAZI" eski İlçe Başkanı Bülent Ütebay ile Sultanbeyli eski İlçe Başkanı Özgür Erdem, kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Açık konuşalım: Biz gazeteciler olarak bu karara “oh olsun” diyoruz. Çünkü bu isimler ve benzerleri, bir dönem parti içi infaz mekanizması gibi çalıştı. İnancı, mezhebi, kimliği siyasetin malzemesi yapan; örgütü kutuplaştıran; halkın geleceğini kendi küçük hesaplarına rehin verenler bunlardı.
Bu yapıların “siyaset” diye yaptığı şey, hasiyet cellatlığından başka bir şey değildi. Edindiğimiz bilgilere göre, bu süreç sadece iki isimle sınırlı değil. Diğer eski ilçe başkanları hakkında da ihraç talebiyle disiplin işlemleri başlatıldı. Liste kabarık ve manidar:
Zeynel Kızılkaya, Mehmet Ali Yüksel, Doğan Tekel, Deniz Bakır, Bülent Ütebay, Özgür Erdem, İbrahim Ovacık ve İstanbul siyasetinde adı fazlasıyla bilinen bazı eski ilçe başkanları…
Bu gelişme, ilginçtir ki örgütte öfke değil, sevinçle karşılandı. Çünkü taban, yıllardır sırtında kambur olan bu isimlerin CHP’ye yükten başka bir şey olmadığını çok iyi biliyor.
Şimdi soru net:
Bu bir gerçek arınma mı, yoksa geçmiş günahları örtmek için yapılmış gecikmiş bir vitrin temizliği mi?
CHP, samimiyse bu dosyaların arkasını getirmek zorunda. Aksi halde bugün ihraç edilenler “günah keçisi”, asıl sorumlular ise yine kulislerde cirit atan dokunulmazlar olarak kalır.
