CHP’nin sessizliği bambaşka bir şey, aklıma takıldı bu sessizlik neden ödül almıyor… Kuzuların sessizliği korku filmiydi ama beş tane Oscar ödülü aldı. CHP’nin sessizliği korku filmi değil ama korku duvarı olarak korkusuzların önünde kale gibi duruyor, bu duruşa saygı duyanlar yapılacak kurultayda biliyoruz yeniden kredi vererek halkın kaderciliğine oynama ödülünü yeniden hasta Kemal’lerine vermezlerse ayıp ederler.
Bakınız; CHP'nin sülale boyu akraba partisine dönüştüğünü kaydeden Fatih Portakal, "Delegeler arasında amcalar, teyzeler var. Bunlar 4-5 Kasım'da Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verecek. Böyle anti demokratik liste mi olur ya? Bu nasıl bir siyasi parti?" dedi. Portakal’ın söylediklerinin tamamı doğru ama eksikleri var.
İşte CHP bu… CHP sülale boyu akraba partisi olmakla yetinmeyen, karısı vekil, kocası belediye başkanı olanlarla süslenir, kocası zengin olanın karısı vekil yapılır. Belediye başkanları aş iş verdikleri kadrolarla partinin delegelerini belirlerler. Kocası ilçe başkanı olanın karısı İBB iştiraklerine müdür yapılır. Genel başkan hak- hukuk- adalet zırvaları ile düzene balans ayarı verir, seçmene gözyaşı döktürür. Aynı genel başkan Erdoğan’la girdiği 12'nci seçimi de kaybeden kendisi değilmiş gibi yine benimle devam edeceksiniz dayatmasını yapar. CHP’liler gördüğümüz kadarıyla böyle bir dayatmayı sülale korkusundan sorgulayamaz. eee sülale boyu akraba, karı- koca partisi delegelerden oluşursa sorgulamayı bırakın, genel başkana secde yapılmaması CHP tüzüğünde yer almasa da partinin uleması olan egemenlerce büyük günah sayılır.
CHP’nin yalnız bir tarafı değil her tarafı hastalıklı. Hastalıklı yapıdan değişimle bir şey değişmez. Akraba ve sülalelerden oluşan delegeler değişime vize vermeyeceğine göre, oy veren olarak barı sen kendine gel ve aklını kullan; değişim istemeyen rantiyecilere inatla; kendini ve partini değiştir.
CHP tel tel dökülüyor, CHP iktidar yalakası idi yalaka olmaya devam ediyor. Nasıl mı dersen senin verdiğin oyla ve seçtiğin 36 vekille AKP hizmetinde olduğunu önümüzdeki anayasa oylamasında hep beraber göreceğiz.
Can Atalay, milletvekili seçildi, hâlâ hapiste. AHİM Selahattin Demirtaş ve Gezi tutsaklarını bırakın diyor, iktidar bu kararı tanımıyor… Ana muhalefetten ses yok! Neden derseniz, ana muhalefet haksızlıklara karşı gelemez. CHP egemenlerine göre haksızlığa veya haksızlıklara karşı gelmek, sokaklara dökülmek, hak aramak iktidara kafa tutmak demektir ve kafa tutarsan AKP’gilere karşı ayıp işlemiş olursun.
İşsizlik, yoksulluk, eğitim çarpıklığı, mutfakta tencere değil dert kaynaması, ev kiraları, emekli maaşları, pazar yerlerinin yangın yeri olması, haksız tutuklanmalar ve daha nice kötülüklerin yaşandığı ülkemizde maalesef bu işler ana muhalefetin kapsam alanına girmiyor. İktidara ve muhalefete bu halk bir ders verecekse değişimlerle veremeyeceğine göre sokaklara çıkmakla verilmeli…