Yorum: Hüseyin Koç—Serkan Basut
19 Mayıs, sıradan bir tarih değildir. 19 Mayıs, bir milletin bağımsızlığa attığı ilk adım, gençliğe emanet edilmiş bir dirilişin simgesidir. Atatürk, bu anlamlı günü bir tesadüf sonucu değil, bilinçli bir şekilde “Türk gençliğine” armağan etti. Ancak bugün Esenler Cumhuriyet Meydanı’nda gördüğümüz manzara, ne bir emanete sadakati gösteriyordu ne de gençlik adına bir onur tablosu çiziyordu. Aksine, utancın, duyarsızlığın ve vefasızlığın fotoğrafıydı bu.
Cumhuriyet’in temel taşlarından biri olan bu bayramda, CHP Esenler İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen alternatif anma törenine katıldık. Hazırlığımızı en güzel şekilde yaptık; gazetecilik sorumluluğumuzla ve vatandaşlık bilincimizle Ata'nın manevi huzuruna çıktık. Ancak o meydana varınca keşke gitmeseydik dedik. Çünkü manzara içler acısıydı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet’i emanet ettiği gençler, o gün meydanda yoktular. Evet, yanlış duymadınız! CHP Esenler Gençliği, bu anlamlı günde sadece üç-beş kişiyle temsil edildi. Üstelik bu tablo, ilk kez yaşanmıyor. Her milli bayramda aynı duyarsızlık, aynı ilgisizlik, aynı büyük ayıp!
Hatırlıyoruz... 5-6 ay önce CHP Esenler Gençlik Kurultayı yapıldı. Salon hıncahınç doluydu, içeride genç fırtınası esiyordu. Devrimci söylemler havada uçuştu. Mahirlerden, Denizlerden, Atatürk’ten bahseden konuşmalar yapıldı. Coşku büyüktü. Sözler verildi. "Bu gençlik yürüyecek!" denildi.
Ama ne oldu? O gençlik nerede? O sözler nerede? O yeminler neden tutulmadı?
Bugün kürsüye çıkanlar, o günün coşkusunu satır satır unutarak üç kişinin katıldığı bir anmada nutuk attılar. Ne ironik! Devrimciliğin nutku değil, eylemi makbuldür! Devrimcilik; lafla, sloganla değil, mücadeleyle olur. Verdiği sözü tutmayan, meydanları boş bırakan bir gençlik, ne Atatürk’ün ne Denizlerin yolunda olabilir.
Esenler CHP Gençliği, bugün 19 Mayıs’ta tarih karşısında sınıfta kalmıştır. Atasına, bayrağına, devrimlerine, kendi geleceğine kör kalmıştır. Cumhuriyet’in kendilerine sunduğu bu büyük armağana ihanet etmişlerdir.
19 Mayıs’ın anlamını bilen 50-60 yaşlı, yurtsever meydandaydı. Onlar bu anlamlı günün, devrimci kuşağın sesi oldular. Atatürk'ün emanetini ayakta tutmaya çalıştılar. Ama gençlik nerede? Gençlik yok!
Biz gazeteciler olarak soruyoruz: Söz verdiğiniz devrim nerede? Mahirlerin yolunda yürümek, 19 Mayıs’ta üç kişiyle meydanlara çıkmak mıdır? Devrimcilik, Cumhuriyet’ine milli bayramlarına sahip çıkmamak mıdır?
Bu ülkenin gençliği ayağa kalkmadıkça, Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine sahip çıkmadıkça, ne Atatürkçülük olur ne devrimcilik! Bugünkü manzara, siyasi değil; ahlaki bir çöküştür. Esenler CHP Gençliği, siz bu bayramı hak etmiyorsunuz. Çünkü size armağan edilen değerin kıymetini bilemediniz!
Bayramlar sahip çıkana bayramdır. Devrim yolunda yürümek engelleri aşmak, barikatları yıkmak ve prangaları kırmaktır.