Tarih: 07.03.2025 16:06

Çapa Tıp Fakültesi’nde sağlık emekçisi kadınlar 8 Mart öncesi eylemde

Facebook Twitter Linked-in

Çapa’da bulunan İstanbul Tıp Fakültesi’nde Monoblok binası önünde SES İstanbul Aksaray Kadın Meclisi’nin çağrısıyla bugün (7 Mart) saat 12.30’da bir araya gelenler 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde eylemdeydi. Eylemde “Haklarımız ve hayatlarımızdan, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz” yazılı pankart taşındı. Açıklamada 2025’in Aile Yılı ilan edilmesine karşı kadınların bu yılı kadın yılı ilan ettikleri vurgulandı. Çocuk bakımının kadının değil, ebeveyn sorumluluğu olduğunu, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, kreş açılmasının gerekli olduğunu hatırlatan sağlık emekçisi kadınlar yaşlı, hasta, engelli bakımının sosyal devletin sorumluluğu olduğunu ifade etti. Ayrıca güvenli işyerleri istediklerini de belirtti.

Açıklamada şunlar söylendi:

8 MART Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nün tarihi, 1857’de Amerika Birleşik Devletleri’nde bir tekstil fabrikasında çalışan yaklaşık 40 bin kadın emekçinin, eşit işe eşit ücret ve daha iyi koşullarda çalışma talepleriyle örgütlenerek greve gitmesi ve polisin bu greve müdahalesiyle çıkan yangında 129 kadın hayatını kaybetmesiyle başlar.

8 Mart örgütlenen, talepleri için direnen ve bu uğurda hayatını kaybeden kadınlara atıfla, kadın mücadele tarihinin simge günlerinden biridir. O günlerden bu yana tüm dünyada kadınlar adalet, eşitlik, hak ve özgürlük mücadelesini yükselterek, her 8 Mart’ta emek sömürüsüne, savaşlara, yoksulluğa, eşitsizliklere, adaletsizliğe ve kadınları yok sayanlara karşı sözünü dile getiriyor, meydanları dolduruyor.

Bizler de bu yıl 8 Mart’ı bugünün sağ, muhafazakâr ve gerici iktidarlarının yoksulluk, istikrarsızlık, şiddet; daha çok kriz getiren ırkçı patriarkal kapitalizmine, savaşlarına ve nefret söylemlerine karşı isyanımız ve öfkemizle mücadeleyi yükselterek, aynı kararlılıkla geleceğe taşıyoruz.

Kadını birey olarak görmeyen, aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip kamusal alandan uzaklaştırmaya çalışan AKP-MHP iktidarının 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesine, bu söylemle ve beraberindeki politikalarla kadınları eve, aileye ve erkeğe tabi kılmanın zeminini oluşturmasına karşı sözümüzü örgütlüyoruz.

Siyasal iktidar bize aile dışında var olma seçeneği tanımıyor. Ne zaman evlenmemizin uygun olduğundan, nasıl ve kaç çocuk doğuracağımız, nasıl yaşamamız, giyinmemiz ve davranmamız gerektiğini, hangi çalışma biçiminin bize göre olduğunu tarifleyerek bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimizi kuşatma çabası içinde.

İktidarın “aile yılı” adı altında kadınların emeğini ve kimliğini görünmez kılmaya çalışmasına,

Bakım emeğinin sorumluluğunu kadına yükleyen çocuk, yaşlı, hasta, engelli bakımının sosyal devletin sorumluluğu olduğunu kabul etmeyen politikalarına,

“Kadınların iş ve aile yaşamını uyumlulaştırması” adı altında güvencesiz, kısmi, uzaktan, esnek çalışmayı esas alan istihdam politikalarıyla ekonomik bağımsızlıklarını kısıtlamayı hedeflemesine;

Şiddete maruz kaldığımızda “aile birliği”ni koruma adına sessiz kalmamızın beklenmesine KARŞI ÇIKIYORUZ.

Esnek ve güvencesiz istihdam değil güvenceli istihdam, güvenli iş yerleri İSTİYORUZ.

Çocuk bakımının kadının değil, ebeveyn sorumluluğu olduğunu, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, kreş açılmasının gerekli olduğunu hatırlatıyoruz.

Kadın Bakanlığı kurulması konusundaki ısrarımızı yineliyor; “2025 AİLE YILI” DEĞİL “KADIN YILI” DİYORUZ.

Şiddetsiz bir yaşam istiyoruz!

Dünya genelinde her 3 kadından 1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor.

Kadınların aileleri içinde, evde, sokakta ve işyerlerinde güvende olması için İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜLSÜN ve kadını şiddet ve istismardan, ayrımcılıktan koruyacak uluslararası standartlar hayata geçirilsin, ulusal mevzuat buna göre düzenlensin istiyoruz!

İşyerinde şiddet ve tacizin önlenmesini düzenleyen ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşmeyle ilgili düzenlemeler yapılarak uygulamaya konulsun diyoruz.

Kadın emeğini görünmez kılan, savaşlarla yoksullaştıran, güvencesizleştiren ve yaşam hakkını elinden alan, otoriter politikalarınızı kabul etmiyoruz.

KESK olarak, kadınların uğradıkları eşitsizlik, ayrımcılık ve sömürüye karşı seslerini daha fazla yükseltebilmeleri, taleplerini alanlarda dillendirebilmeleri için 8 Mart’ın Türkiye’de tüm kadınlar için resmî tatil ilan edilmesini talep ediyoruz.

Geçmişten bugüne mücadele ederek, örgütlenerek, direnerek ve dayanışarak dünyayı değiştiriyoruz: Bizi evle, savaşla, yoksullukla ve baskıyla kuşatmaya çalışan erkek egemen sistemin getirdiği eşitsizliğe, baskıya ve bizi susturmaya, haklarımızı gasp etmeye çalışanlara karşı birleşelim, mücadeleyi büyütelim.

Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir!

Yaşasın 8 Mart! Yaşasın kadın dayanışması




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —