TİP Parti Sözcüsü Sera Kadıgil de mitingde şöyle konuştu:
"Yedi senedir sizlerin teveccühüyle o Meclis'te milletvekilliği yapmaya çalışıyorum. Bir tek gün olsun halk lehine hiçbir şey görmedim. Kimse de yanlış anlamasın. Bir maden şirketinin patronunu milletvekili diye götürüp oraya vekil yapanlardan bir şey bekleyecek de değilim. Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923'ten bu karanlığın ülkemizin başına musallat olduğu güne kadar bu ülkede verilen maden ruhsatı sayısı bin 186. Sadece geçtiğimiz 15 senede bu karanlığın yerli, yabancı maden şirketlerine peşkeş çektiği ruhsat sayısı 386 bin. Yazıklar olsun. İşgal edilse hiçbir işgal kuvvetinin aklına belki de gelmezdi yüz yıllık zeytinlere el uzatmak. Bunların geliyor. Yetiyor mu bu maden ruhsatları bunlara? Yetmedi.
Bu maden ruhsatları yetmeyince o mecliste, 20 kere maden kanununu değiştirdiler. Yetti mi? Yetmedi. Peşine tam 200 kere yandaşlarına ihale dağıtmak için ihale kanunu değiştirdiler. Yetti mi? Yetmedi. Ne yaptılar peşine, ÇED raporları aldılar. Yargıyı ele geçirdiler. Canından olan insanlar oldu bu uğurda. Yetti mi, doydu mu gözleri? Yetti mi? Yetmedi. Baktılar buralarda Muğla'da üç, beş tane vicdanlı cübbesinin onurunu satmamış hakim, savcı kalmış. Baktılar buralarda ihtiyati tedbir kararları falan veriliyormuş. Ne yaptılar? Mahkemelerin kararlarına rağmen polis eşliğinde, jandarma eşliğinde ağaçlarımıza kıymaya kalktılar. En son üç tane maden şirketinin talimatnamesini yasa diye getirdiler. Yazıklar olsun hepinize. En son yaptıkları da bu oldu.
Şimdi Muğla'nın ve Türkiye'nin dört bir yanında ellerinde o metin var ya o metinler, jandarmaları, polisleri dikiyorlar. Sözde ne yapıyorlarmış? Yasayı uyguluyorlarmış.
Hatimoğulları: Bu iktidar adeta leblebi dağıtır gibi maden ruhsatı dağıtıyor
"Mecliste çıkan yasalar bu ülkede bugüne kadar çıkan en zalim yasalar. En son çıkan torba yasaya karşı parlamentodaki bütün muhalefet partileri olarak bir yürek olduk, tek imza olduk ve Anayasa Mahkemesi'ne başvurduk. Bu işgal yasasını, parsel parsel ülkeyi satmak isteyenleri AYM'ye hep beraber şikayet ettik. Biz buradan Muğla'dan AYM'ye bir kez daha sesleniyoruz: Türkiye'nin yarısından fazlasının itiraz ettiği bu yasaya hayır demenizi, veto etmenizi bekliyoruz. Bu iktidar adeta leblebi dağıtır gibi maden ruhsatı dağıtıyor. Bugün Milas'ta, Akbelen'de yaşananlar ne yazık ki Türkiye'nin dört bir yanında yaşanıyor. Türkiye'nin dört bir yanında her yeri tarumar eden bu iktidara bağlı olan yerli ve yabancı birçok şirket Muğla'yı hallaç pamuğuna çevirdiği gibi Muğla'nın 48 köyünü yaşanmaz hale getirmek üzere oldukları gibi aynı şekilde Şırnak'ta da ağaç kesiyorlar. Geçtiğimiz günlerde Şırnak Besta'da Türkiye'deki birçok doğa ve çevre mücadelecisiyle, ekolojistle birlikte bizler ağaçlar kesilmesin diye hep beraber nöbet tuttuk. Muğla'dan Besta'ya, Besta'dan Muğla'ya bizler işte bu mücadele köprüsünü en güçlü şekilde örgütleyebilirsek ancak bu şirketleri koruyan iktidara böyle geri adım attırabiliriz. Bundan hiç şüphemiz yoktur."