BULUT: CHP İSTANBUL İKİ ADAYLA YARIŞACAK!
Son birkaç gündür, İstanbul il örgütünde kongre yarışı bir hayli hızlandı. Önce Bahçelievler il delegeleri arasında bazı arkadaşlar bildiri yayınladı, "şu adayı destekliyoruz" diye. Sonra en az 62 delegenin imzasını toplaması gereken ancak bulamayacağı bir realite olan bazı arkadaşlar da aday çıkma yerine bir destek açıklaması yaptılar, "şu adayı destekliyoruz" diye. Bu türden açıklamalar yapılmasın demiyorum ancak açıklamadan önce kendine solu rehber edinenler, sorguladıkları şeyleri ve önerdiklerini duyurmalıydılar. Yani:
● Seçilecek Adayların, seçildikleri taktirde İstanbul'u nasıl yöneteceklerini adaylardan talep etmeleri daha doğru olmaz mıydı?
● Adayların, seçildikten sonra, ilke ve değerlerinin neler olduğunu sorup müzakereyi seçseydiler daha anlamlı olmaz mıydı?
● Ön seçimlerin, 2024 yerel seçimlerinde uygulanıp uygulanmayacağını, 8 Ekim'deki İstanbul kongresinde Çarşaf listeyi savunup savunmadıklarını sorsaydılar, çok daha anlamlı olmaz mıydı? Eğer sorgulasaydılar, göreceklerdi ki, bu konuya neredeyse herkes kapalı. Peki, kişi olarak değil de kendi yapılarını bu tür desteğe sürüklemek hangi sol temele oturuyor?
● Partimizin sol yelpazesinde bende yer alıyorum ve benim gibi onlarca arkadaş yer alıyor. Bizde Eyüpsultan ilçesinde ve de delege toplantılarında tek tek kimi destekleyeceğimizi isim belirterek açıkladık ama bununla yetindik ve bildirilere dökmedik. Kaldı ki, sol diye birlikte yola çıktıklarımız içinde bazı arkadaşlarımız, partimizin önceki ve bugünkü merkez yöneticilerince tasfiye edilmesine rağmen tek tek kendini var edenlere karşı saygı duyulması gerekirken, cephe almakla var olan sol yapıyı daha da zayıf düşürmüyor muyuz? Oysaki Sol:
1- Öncelikle kendisine karşı yapılan tasfiye anlayışına direnir, var olur, başaramazsa kişileri özgür bırakır.
2- Sol Yelpaze'de bulunduğunu idda edenler, hiçbir ilçede bir tek ilçe başkanı kazanamamasına rağmen kamuoyuna filan kişiyi destekliyorum diye açıklama yapmaz ve yapmamalı.
3- Durumu ortada olan bir yapının, destek açıklaması kendini daha da hırpalatmaktan başka neye yaramıştır? Üzülerek söylemeliyim ki, yanlışlar doğruların önüne geçti.
Ez cümle, bu olumsuzluklar ortadayken, sol yelpazeden yerini her zaman alan biri olarak, bu süreçte özgür birey olmayı, öyle davranmayı, özgür birey olarak Özgür Çelik'i yukarıda yazdığım sorularla birlikte desteklemeyi daha anlamlı bulduğumu belirtiyor, herkesi yoldaşça selamlıyorum.
