Ormanlık alanda bir tek jandarmanın gölgede durabilmesi için bazı ağaçların kesilmediği öğrenildi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy ve Akbelen’de YK Enerji / Limak-İçtaş ortaklığıyla yürütülen termik kömür projesi için yürütülen maden sahası genişletme çalışmaları, 79 yaşındaki çevre direnişçisi Zehra Yıldırım’ın ölümünün hemen ardından yeni bir yıkımla devam etti.
Zehra Nine, 14 Eylül’de yaşamını yitirmiş, ertesi gün İkizköy Mezarlığı’nda toprağa verilmişti. Onun ölümünden sadece bir gün sonra ise bölgedeki zeytinliklerin sökümüne başlandı.
Merhum Zehra nine ağaçları korurken
Halk TV Muhabiri Yağmur Beril Varol, Akbelen’deki son durumu yerinde inceledi. “İki yıl önce 100 yıllık çam ağaçları tek tek kesildi, dün de geriye kalan zeytin ağaçları söküldü” diyen Varol, artık arkasındaki alanın “orman” denemeyecek kadar çoraklaştığını söyledi:
“Orman namına tek tük ağaç kaldı. Onlar da sadece jandarmalar gölgede durabilsin diye kesilmedi. Artık Akbelen Ormanı diyemiyoruz.”
Varol, direnişin aslında 6-7 yıl önce başladığını, fakat 2 yıl önce ağaç kıyımının fiilen başladığını hatırlatarak, “Kömür için bu kadar büyük bir doğa tahribatı yapıldı” dedi. Varol, zeytinliklerin sökümüne de, TBMM kapanmadan hemen önce geçen ve kamuoyunda “zeytin kıyım yasası” olarak bilinen düzenlemenin ardından başlandığını vurguladı.
Köylülerden Halil Şallı, zeytinlerin hukuksuz bir biçimde ve yanlış zamanda söküldüğünü belirtti:
“40 senedir zeytin işi yapıyorum. Bu mevsimde zeytin sökülmez. Kepçeyle söküp kamyona koydular. Ağaçları katlettiler. Biz tepelerde kolluk kuvvetlerinin arasından sızarak çekim yaptık, ama bizi gözaltına aldılar, saatlerce alıkoydular.”
Köylülerden Aytaç Yakar da yapılanları “katliam” olarak nitelendirdi: