Halkevleri İstanbul’da “Yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı bir aradayız” diyerek eylemdeydi. Cevahir AVM önünde yapılan eyleme DİSK/Emekli-Sen, DİSK/Enerji-Sen, Uskumruköy Forumu temsilcileri de katıldı.
Eylemde söz alan İBB’de enerji işçisi ve DİSK/Enerji-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Olcay Karabulut, 2018’de yürürlüğe giren 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçirilecekleri yönünde vaatlerde bulunulduğunu ancak bu vaadin gerçekleşmediğini söyledi. Taşeron sisteminin belediyeye bağlı şirketlerde devam ettiğini ifade eden Karabulut, imzalanan sefalet sözleşmeleriyle yoksulluklarının giderek derinleştiğini söyledi.
DİSK/Emekli-Sen Şişli Şubesi’nden Hasan Karasaçan, milyonlarca emekliye 7 bin 500 lira maaş dayatıldığını ve bununla geçinemediklerini söyledi. Karasaçan, dilenci olmadıklarını ve haklarını istediklerini söyledi. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret ve toplu sözleşme haklarını istediklerini ekledi.
Uskumruköy Forumu’ndan Hasan Sarıkaya ise 11 ilde orman alanlarının orman sınırından çıkarıldığını ve kentsel dönüşüm yasasını hatırlattı. İktidarın rant uğruna doğal alanları ve kentsel alanları ranta açtığını ifade eden Sarıkaya, ormanları için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Eylemde söz alan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk
Halkevleri GYK üyesi Fadik Yazar’ın okuduğu açıklamada ise bütçenin halkın vergileriyle oluşturulduğu ancak halkın ihtiyaçlarına göre belirlenmediğine, halk için yapılan harcamaların oranının her yıl düştüğüne, eğitimden sağlığa her temel hizmetin giderek daha paralı ve daha pahalı hale geldiğine vurgu yapıldı.
Halkevciler, bütçenin kamu yararı gözetilerek oluşturulmamasının sonucu olarak halkın tüm ihtiyaçların eldeki tek gelir olan ücretle gidermeye çalıştığını ancak ücret düzeyinin de düşük olduğunu vurguladı. Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğinin altını çizen Halkevciler, kayıtdışı çalışanların asgari ücret bile alamadığını hatırlattı.
Bu düzenin halkın örgütsüzlüğünden güç aldığını ifade eden Halkevciler, yoksulluktan çıkış için örgütlenme çağrısı yaparken şunları söyledi:
Bu sömürü düzeninin tek güvencesi emekçilerin, halkın örgütsüz kalması. Halkı, emekçileri örgütsüz bırakıp sefalete mahkum ediyorlar. Düşünün ki sermayenin karına kar katan işçilerin %90’ı sendikasız, düşünün ki %92’si toplu sözleşmesiz. Bütçe görüşülürken halkın sözü yok, asgari ücret belirlenirken yine yok. Meydanlar tepkilerini göstermek isteyenlere kapalı. Sarı değil gerçek sendikayı seçen işçiler devlet şiddetiyle yüzleşiyor. Örgütlenen, bir araya gelen, hak arayanın mücadelesini bastırmak için devletin bütün olanakları seferber ediliyor. Bugün Agrobay, Özak içilerinin, enerji işçilerinin, moto kuryelerin ve tüm diğer işçilerin, emeklilerin, işsizlerin, halkın sendika, toplu sözleşme ve örgütlenme hakkını işten çıkarmalarla, jandarma polis şiddetiyle, yargılamalarla, baskılarla bastırmaya çalışan sermaye iktidarı hepimize sefalet içinde ve ölümüne bir yaşamı dayatıyor.
Halkevcilerin talepleri şöyle: