Tarih: 26.05.2024 14:44

“27 MAYIS BİZE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GETİRDİĞİ İÇİN DEVRİMDİR”

Facebook Twitter Linked-in

1961 Anayasasını bugün bile mumla arıyorsak ve 27 Mayıs bize düşünce özgürlüğünü, sol açılımını getirmişse devrimdir. 27 Mayıs ve sonrası Nazım Hikmeti ilk kez dergilerde okumaya başladık. Türk halkı onun bir vatan haini olmadığını, 27 Mayıstan sonra öğrenebilmiştir. 

 27 Mayıs hakkında söylenecekleri şöyle özetleyebilirim. 

1974’de tankına, tüfeğine karanfil iliştirerek Salazar faşizmini sonlandıran Portekiz ordusu hata mı etmiştir? Evet, diktatörleri devirmek bir devrimse 27 Mayıs devrimdir. İdamlara karşı olan, özellikle siyasi bir kararla verilen o kararlara karşı duran birisi olarak Keşke o idamlar yapılmasaydı. 

Köy Enstitülerini, halkevlerini kapatan, öğretim birliğini yok eden 500 imam hatip okulu kuran, Menderes diktatöryası yıkılmışsa bunun adı devrimdir. Bugünün ağalık sisteminin tohumlarını o gün ektiler, toprak reformu yapılamadıysa, Feodal yapı ve aşiret düzeni bugün devam ediyorsa tek nedeni Menderes ve iktidarıdır.

27 Mayıs neden devrimdir… “27 Mayıs Anayasası” Türk aydınının ve Türk hukukçusunun yüz akı bir anayasadır. Anayasa Mahkemesi, Yüksek Hâkimler Kurulu, Cumhuriyet Senatosu, Devlet Planlama Teşkilatı, Yüksek Planlama Kurulu, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu bu anayasayla kuruldu. Ya bugün bu kurumları ayakta görebiliyormuyuz?
27 MAYISA GELMEDEN ÖNCE YAŞANANLAR…
27 Mayıs öncesi radyolar saatlerce Vatan Cephesi’ne katılan insanları, kedileri, köpekleri, yaşama veda etmiş olanları yayınlayıp duruyordu. Demokrat parti bugünlerin benzeri olan çok başarılı bir bölme, parçalama stratejisi uyguluyordu. Halkın kahveleri, kıraathaneleri, gazinoları hatta camileri ayrılmıştı. Halkı canından bezdiren, özgürlüklerine prangalar vurulan o günün iktidarının devamı bugünün Erdoğan iktidarıdır.

Bakın o günlerde neler olmuş… (17 Temmuz 1958 - 27 Mayıs 1960) ve Demokrat Parti İstanbul İl Başkanı olarak görev yapan (Kemal Aygün) tarafından “ Arkadaşlar Vatan Cephesi’ne katılırsanız çok doğru bir şey yapmış olursunuz ” diyor. O dönemin Haseki hastanesi Başhekimi Dr. Mansur Sayın, arkadaşlar başka çare yok diyor.

Cumhuriyet devrimlerini halkın tuttuğu ve tutmadığı diye ayıran, resmi ilanlarla besleme basın yarattılar. 6-7 Eylül faciası ve kara sayfasının baş sorumlusu da Demokrat Partidir. Ama hiç utanmadan Aziz Nesini ve solcuları olaydan sorumlu tuttular.( Aziz Nesin Türkiyenin Koreye asker göndermesine karşı çıkmıştı.)

 İktidarın antidemokratik eylemlerine ve zorbalığına karşı duran üniversite hocalarını kara cübbeliler diye anan başbakan ve bir hukuk abidesi Ord. Prof. Sıddık Sami Onar’ı üniversite bahçesinde yerlerde sürükleyen bu iktidarın emrindeki emniyet güçleridir. Bunlara diktatörlük dersek, yıkılan diktatörlüğe elbette devrim denir.

DP’nin Urfa’ya atadığı belediye başkanı, “ Orucunu yiyenin katli vaciptir” demiştir. Köy ağalarını milletvekili yapan DP’nin ilk icraatı Arapça ezan olmuştur. Bunun ardından cumhuriyet karşıtı Saidi Nursi’yi ziyaret edip ona saygılarını sundular. Cumhuriyet devrimlerini, halkın tuttuğu ve tutmadığı diye ayıran, resmi ilanlarla besleme basın yaratan  yine DP İktidarıydı.

UNUTULMAZ İNSANLIK DIŞI DAYATMALAR…

Kırşehir DP’ye oy vermediği için ilçe yapıldı. Mecliste tahkikat komisyonu kurup ona mahkeme yetkileri vererek muhalefeti tasfiye etmek isteyen, meclisi yargı yerine koyan DP iktidarıdır.

Köy Enstitülerini, halkevlerini kapatan, böylece iki aydınlanma odağını yok ederek feodalitenin ve aşiret düzeninin süregelmesine yol açan yine adı demokrat olan parti olmuştur.  

Menderes’in meclise dönerek “ Siz isterseniz hilafeti de getirebilirsiniz”  diye seslenişi çok ünlüdür. “ Ben bir odunu da aday koysam seçtiririm” deyişi de hiç unutulmamıştır.

DP yönetiminde ülkenin bağımsızlığını yitirişi de ayrıca uzun uzun tartışılmaya değer.

Şimdi böyle bir iktidarın Türk demokrasisine vurduğu sayısız darbe ana muhalefet partisi CHP tarafından gündeme gelmiyorsa ve böylelerini iktidardan düşürüldüğü gün “ANAYASA VE HÜRRİYET BAYRAMI” ilan edilmişken, bayram değil darbedir deniliyorsa geleceğin karanlık olmayacağını kim diyebilir? 

27 Mayısı kategorik olarak faşist bir yönetim yaratan 12 Mart ve 12 Eylülle bir tutanlar, bakıyoruz korkudan gerçekleri konuşamıyor. 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —