24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür.
Yurtsever ÖğretmenlerimizinGünü…
24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür.
Üzerimizde ailemizden sonra en çok emeği olan, ülkemin aydınlanması için hiçbir fedakârlıktan kaçmayan öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten dileklerle kutluyorum.
Ülkemizin aydınlanma sürecinde Köy enstitüleri ardından Öğretmen okulları birçok birbirinden değerli öğretmenleri yetiştirdi.Türk eğitim dünyasına adını “Tonguç Baba” olarak yazdıran İsmail Hakkı Tonguç’u, Hasan Ali Yücel’irahmete anıyor aziz hatıraları karşısında saygıyla eğiliyoruz.
Üzerimde büyük emekleri olan Gültekin Gazioğlu…
Gültekin Gazioğlu, fırtınalı yıllarda, korkmadan, ürkmeden öğretmenlerin örgütlü yapısını kuran ve haklarını arayan cumhuriyetçi öğretmenlerimizdendir. Öğrencilerinin birer yurtsever olması konusunda ve beyinlerinde esen sol rüzgârın yaratıcısı, büyük insanın mücadeleci ruhu ışığımız olmuştur. Benim devrimci, yurt sever öğretmenim TÖB-DER’ün efsanevi genel başkanı Gültekin Gazioğlu’nu şükranla ve özlemle anıyorum. Işıklar içinde uyu, bizler senin yolunda yürüyoruz. Yine üzerimizde büyük emeği olan ve fikirlerinden esinlendiğimiz “Sosyalist doğulmaz, sosyalist yaşanır” diyen / Behice Boran öğretmenimizi de özlemle anarak yad ediyoruz.
Öğretmenler, ülkenin yönetenlerinden saygı bekler, öğrencilerinden iyi birer yurttaş olmalarını ve ülkenin çağdaşlaşmasına katkı sunmalarını isterler. Yani Atatürk’ün dediği gibi “ Fikri hür vicdani hür” nesiller yetişmesi için mücadele ederler.
Bugün ülkemizde eğitimin içine eden İŞİD kafalı, gerici siyasiler ve çapsız molla sürüsü bazı öğretmenler yüzünden ne hallerdeyiz.Eğitim alanında çıkarılan birçok gerici yasal düzenleme yanında, 4+4+4 olarak adlandırılan ucube yasa ile laik ve bilimsel eğitime darbe vurulmuştur. AİHM kararlarına rağmen zorunlu din dersi uygulaması, gerici ders programlarının hazırlanması, Milli Eğitim Şurası’nda açıkça deşifre olan karma eğitimi kaldırmaya yönelik uygulamalar, “Değerler eğitimi” adı altında anasınıfı çocuklarına din eğitimi verilmesi ve okulların cemaatlere teslim edilmiştir. Normal okullar içinde imam hatip sınıflarının açılması, anaokullarına kadar türbanın girmesi, her okula mescit açma zorunluluğunun getirilmesi, belirli gün ve haftalara dini günlerin eklenmesi sonucunda,Tevhid-i Tedrisat Yasası yok sayılmış laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmıştır.
İktidarın en tepesindeki kişi " biz muhafazakâr demokrat bir neslin peşindeyiz, bizden ateist nesiller yetiştirmemizi beklemeyin" diyerek Başöğretmen Atatürk”ün çizdiği çağdaş eğitimden sapılarak, gerici bir eğitim sistemine gidime hevesindeler. Osmanlının kulluk anlayışına geri dönüyoruz. Çünkü saltanatının sürmesi için “halkın Koyun birilerinin Çoban” olması işlerine geliyor. Kırk yıl değil ölünceye kadar kölelik devrinin temellerini atıyorlar. Bir siyasi parti ve lideri hangi görüşte olursa olsun, iktidar olduğunda kendi görüşünde bir nesil yetiştirmeye kalkışırsa o ülkenin sonu felaket olur. O ülke faşizme doğru yol alır iç barışı ve huzuru ise sağlayamaz, yoksulluk, soygun, dalan ve geri kalmışlık girdabında boğularak sömürü ülkesi oluyoruz.
Atatürk;”Eğitim, memleketin çocuklarının birlikte ve eşit olarak kazanmak zorunda oldukları bilim ve fendir” demiş. İşte bu anlayışta olmayan öğretmenler, cumhuriyet değerlerini ve laik eğitimin anlamını bilemezler. Dindar ve muhafazakâr bir toplum yaratmak Atatürk’e ve öğretmenlik mesleğine ihanettir. Onlar cumhuriyet karşıtı, Atatürk sevgisi olmayan Ali Kemal’lerdirler, İskilipli Atif’lerdirler. Bu anlayışta olan öğretmenler demokrasiye engel olarak, ülkemizin geri kalmışlığına hizmet edenlerdirler. Tüm bu olumsuzluklara rağmen çağdaş aydın, devrimci, yurtsever ÖĞRETMENLERİMİZ… Gününüz Kutlu Olsun…
