Erdoğan 2023’ü hedef altı, “2023 Yılında Lozan Anlaşması ile Türkiye yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kurtarıp tamamen özgür bir ülke olacaktır…” demişti PKK ise 2012’yi milat i
Yeter artık hesap verin
Erdoğan 2023’ü hedef altı, “2023 Yılında Lozan Anlaşması ile Türkiye yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kurtarıp tamamen özgür bir ülke olacaktır…” demişti PKK ise 2012’yi milat ilan etmişti. Bugünlerin mucitleri net olarak ortada, kimse sucu başka yerlerde aramasın.iktidarda olanlar ülkeyi yönetmediler ve ülkenin nereye gideceğini görmek istemediler. Öyle ki bazen ”bir delinin suya attığı bir taşı 40 akıllı çıkarmaya uğraştı” bazen de iktidarın bu 40 akıllısı köprünün sağlam olup olmadığının hesap yaparken PKK köprünün sağlamlığına sakatlığına bakmadan karşıya geçti. Karşı kıyıda hesaplar yapıldı, ince kıyım için süper güç ve müttefikimiz faşist ABD kontrolünde, BOB eş başkanlığı güdümünde ihanet şemsiyesi oluşturuldu (PKK, PYD, İŞID) ve bunlar gibi eli kanlı insanlıktan nasiplenmeyen, gözü dönmüş çetelerle müttefiklikler kurularak bu günlerin planları yapıldı. Şehitler veriyoruz, gözyaşları oluk oluk akıyor. Ülkemi yönetenler, delikanlı olun, bu emperyalist oyuna kılıf aramayın. Yeter artık, suçlular sucunu günahkârlar işlenen günahının hesabını versin. Biz bedel ödüyoruz sizde hesap ödeyin.
Tüm bu gelişmeler ve hain planlar yapılırken, ülkemi yönetenler iç hesaplarla, ülkenin belini kırmak için birçok oyunun parçası oldu. Adeda kendi ayağına değilde ülkenin kalbine kurşunu” sıktınız, sıktırtınız. Kesilen ceza, ödenen bedeller, yoksul halka, halkımızın geleceğine kesildi. AKP hükümeti, ABD’ den altığı talimatla Askeri vesayet diyerek, kışlanın içine etti, şimdilerde ise gizli “örfi idare”ilanı beşindeler. Muhalefetin uyarılarına ise “işinize bakın, aklınızı kendinize saklayın” nutukları attılar, kendi seçmenine ise havasını bastılar, ayrıştırdı, ötekileştirdiler, bu toprakların kardeşliğine kan düşürdü, kin düşürdüler. Battılar, batırdılar. Millete efendi olmaya kalkıştılar, hizmet etmek için seçildiklerini unuttular. “Anlı şanlı” geçmişimize ihanet ederek geleceğimize dönük ulu orta, büyük bir enkazı miras bıraktılar.
AKP iktidar oldu ama hükümet olamadı, ülkeyi kucaklayamadı. Parti devleti hayalleri terörle masa başı hesapları, “Uzun adamın” hesap verme korkusu “Tek adamlık ve Başkanlık” ülkenin baş belası oldu, bu kadar şehitlerin kanı, ailelerin ve ülke insanının gözyaşı ile buluştu sel oldu. AKP’nin Ekonomik, siyasi ve dış politika karnesi çok kötü. 13 senede yaptıklarıyla zaman zaman övünen kalemleri bile şaşkın, yüzlerinde astar olmadığından yüzlerindeki kızarmışlığı göremiyoruz. Aslında bu beslemeler bile Erdoğan’ın ülkenin en büyük milli güvenlik ve istikrar tehdidi olduğunu biliyorlar, üç kuruşluk menfaatleri uğruna diz çökerek kul hakkı yediklerini kendileri de biliyor. Bu elleri ve yürekleri harama bulaşanlar yağlamaya, sıvazlamaya devam ediyorlar. Ülkemin namuslu, çağdaş, demokrat, yurtseverlerinden “kul” olmalarını, “biat” etmelerini niyaz ediyorlar. Ülkemin içinde bulunduğu çıkmaz nedeniyle bundan sonra neyin ne olacağını biz biliyoruz, ama bunların bildiğini sanmıyorum. Aslında herkes çok iyi biliyor ve RTE ülke için çok büyük risk, bu risk daha büyük risklere gebe olacak.
Türkiye bu girdaptan kaostan çıkabilir. Bu terör belasını bertaraf edebilir. Önce AKP’den kurtulmak lazım, önce bu kafa yapısına formatlamak lazım. Sonra silah depolayan, mayınlı tuzak kuran, yol kesen, kendini devlet yerine koyarak kimlik sorgulayan eli kanlı Kürt milliyetçisi PKK’lılara “bizi uyutamazsınız, sizinle masada değil, hayatın her evresinde mücadele yapacağız” diyen yürekli bir iktidar kurmalıyız. “biz bozulsak da” Aman barış süreci bozulmasın, diyen zavallıların Aydınlık bir geleceğe ve demokrasiye atım atmadığını, karanlık sulara yelken açtığını gördük. Bunun için Erdoğan’ın ve onun düşüncesinde olan kim varsa demokratik ve barışçıl bir şekilde siyasetten temizlenmesi herkesin en yüce görevi olmalıdır. Yoksa ülkem yangın yeri olmaya devam edecektir. Bir kişinin ve çevresinin istikbali için ülkeyi ateşe atmanın siyasi bedeli de, faturası da hepimize kesiliyor…