Namerde değil merde bile boyun eğmeden, Yaşamak yaşatmak çok güzel, özgür kalmak, insan olmak, el etek öpmeden yaşamak, Devrimci olmak, sosyalist düşünmek, halkça bölüşmek ne güzel…
Yanlışları Eleştirmezsem,Kendimde Eksiklik Hissediyorum
Namerde değil merde bile boyun eğmeden, Yaşamak yaşatmak çok güzel, özgür kalmak, insan olmak, el etek öpmeden yaşamak, Devrimci olmak, sosyalist düşünmek, halkça bölüşmek ne güzel…
Gazeteciliğe başladığım günden bugüne sayısız köşe yazısı yazdım, haber yaptım. Yanlışı eleştirmek, doğru bildiklerimi korkmadan çekinmeden her platformda söylemek benim genlerimde var. Bu anlayış bende hastalık olmuş, bilmem anlatabildim mi?
Şayet yapılan yanlışları eleştirmezsem ve o gün yanlış işlere bulaşan birileri hakkında bir şeyler söyleyemezsem, eleştirel bir yazı yazamamışsam kendimde büyük bir eksiklik hissediyorum. Yazıyor ve eleştiriyorum, yazdıklarımın bana dönüşü ise küfür, bazense tehdit oluyor. Şunu iyi bilsinler benim veremeyeceğim hesabım yok, kimselere ise eyvallahım olmaz, bir gün bile yapılan yanlışa evet dersem namerdim.
Arsızların, namussuzların tekerlerine çomak soktuğum çok oldu, yaftalandım vatan hainliği ile dinsizlikle, suçlandım. Düzen karşıtlığım hep var olmuştur içimde. bu düzenin değişeceğini umutla bekleyenlerdenim. Ne zaman bilgisayar karşısına geçer yolsuzun yolsuzluğunu, halkın çaresizliğini, aldatılmışlığını yazarsam, işte o zaman kendime geliyor keyif alıyorum ve yaşadığımı nefes aldığımı hissediyorum.
Yoruldum yazmaktan, yoruldum hakkını aradığım “Kuş beyinli” emeği gasp edilen, fakirliği kader diye yakasına yapıştırılmış yığınları savunur yazılar yazmaktan. Bu kadar zulme karşı baş kaldırmayan, isyan etmeyen yığınlara mesaj vermekten yoruldum. Yorgunluğum asla… Mücadele azmimi kıramadığı gibi, verdiğim mücadelenin onurunu yaşıyorum. Çünkü geleceğe bırakacağım tek mirasım ONURUMDUR.
Değerli takipçilerim ve yurtsever okuyucularım…
Ülkemi yönetenler size sesleniyorum Sanki demokrasiyi geliştirmişler, emperyalistlere kafa tutarak küresel sömürüyü bitirmişler, Cumhuriyete sahip çıkmışlar, yargıyı bağımsızlığını kavuşturarak adaleti egemen kılmışlar, komşularımızla iyi ilişkiler kurarak sınırlarımızın güvenliğini almışlar ve ülkemizin toprak bütünlüğünü sağlayarak vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamışlar. Ekonomiyi zirveye, savunma sanayisini dünya ile yarışır hale getirmişler, kendi madenlerini işlemiş, tarımı canlandırmış, çiftçiyi kollamış, emeklisine en yüksek maaşı vermişler. Taşeronlaşmayı kaldırarak ücretli köleliğe son vererek, terörü sorun olmaktan bırakın çıkarmayı kökünden kazımış, terör ithal etmeyen bir ülke yapmış bu iktidar. Bu işleri başarmış olsaydılar yönetenlerimiz, bu Başbakanı ve Cumhurbaşkanını eleştirmek haksızlık olurdu herhalde! Bunun tam aksi bir uygulama ile karşı karşıya isen… Muhalefette yaparım, eleştiride yaparım Aslanlar gibi...
Koyun olmayacağım…İktidar olmadan evvel ayakkabıları yırtık olanlar, şimdilerde bir gün giydiklerini ertesi gün giymiyor. Boşalan ayakkabı kutuları işe yarasın diye atılmıyor, sıfırlanan paralarla dolduruluyor. Ah iktidar nimetleri; gece aç yatan sabahleyin gemicikleri ile açık denizlere sesiz ve derinden yelken açıyorsa, ülkenin namuslu halkı yoksulluğa kucak açmış, kul olmuşsa. Bu boşluktan yararlanan teröristler çukur kazarak sınır boylarında cirit atıyorsa elimde değil muhalif yazmamak; muhalefete bile muhalefet olmamak.
Mal beyanında oğlunun düğün takıları ile uyutulmak istenmemiz isteniyorsa, ben muhalif olmayayım da kim olsun? Dolmabahçe yalanı, arsa talanı, kıyı yağmacılığı, 17-25 Aralıktaki yolsuzluğunun hesabı, ölümlerin fıtrat olduğu, şehitlerin kelle, Esad'ın Esed olduğu, Emevi camiinde namaz kılmaya gitme hevesinin kursağında kaldığı, “Teröristler kadar bizler gururlu, onurlu olmazsak” “hırsızlığın oğuldan mı babadan mı?” sirayet edildiğinin söylendiği bir yerde, nasıl eleştirel yazmayayım…
Cumhuriyet Rejimi ve Laikliğe karşı aleni savaş ilanı varken, dinimizi Siyasallaştıranlar ve istismar edenler makbulken, iktidardakiler tarikat ve cemaatlerle kolkola iken bana yakışmaz muhalif yazmamak. Birileri kandırıldık “Allah affetsin” derken, Bakara süresini“ Bakara makara“ diyerek dinimize hakaret ederken, Torba yasalarla zinayı suç olmaktan çıkarırken, Berkin'lerin ölümüne sevinip, cifçiye “Ananını al git” denilirken gazetecilik yapıyorsan bu olanlara ve daha bu ve benzeri ahlaksızlıklara karşı ben eleştirel yazmazsam, zaten adam değilim.
Ben muhalefetim, eleştiririm kardeşim, yapma yanlış eleştirmeyeyim. Yapma hiç bir alanda ayrımcılık, koruman altında olan kemik yalayıcı yandaş medyayı yaratan sensin be kardeşim. Besleme, vatan hainlerini cumhuriyet düşmanlarını, ballı ihaleler verme sahte dincilere, cüppeli, sakallı İŞİD kafalı yobazlara, koruyup kollarsan bu şerefsizleri bende yazarım en alasından. Çünkü ben halk adına yazıyorum… Muhaliflere de muhalefet yapıyorum.