Tarih: 02.01.2017 13:03
Unutmayın Gazetecilik hep yaşayacak
Unutmayın… Gazetecilik hep yaşayacak
2017 kötü bir gecede ve üzücü bir olayla başladı. Yılbaşı gecesi Ortaköy' de gece kulübüne saldırı düzenlendi. İnsanların en güzel gecesi zehir oldu. Yine ne hayatlar ne hayaller yarım kaldı.
2016 Gerçekten Türkiye için kâbus gibi bir yıl oldu. Bombalar, şehitler, darbe girişimi, ekonomik kriz daha aklınıza gelebilecek tüm kötü gelişmeler 2016 yılında gerçekleşti. Tıpkı 1993 yılının karanlıklarını ve o karanlık günleri bu yılda yaşadık. Bir yılı Her günü sıkıntılarla dolu, acılarla dolu yaşandı ve yaşadık! İşte o gözyaşları dinmeyen yıl nihayet gitti. İnşallah tüm kötülükleri de beraberinde götürmüştür.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından AKP Hükümeti olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. OHAL’le birlikte basın özgürlüğü de ağır darbeler aldı. OHAL’le birlikte çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle 170’e yakın medya organının kapatıldı, binlerce basın emekçisinin işsiz kaldığı bir yılı geride bıraktık.
2016 yılı basın ve ifade özgürlüğü açısından kötü bir yıl oldu. 2016 senesi boyunca her gün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve DİSK Basın İş, gazetecilerin haksız yere tutuklu olmasına tepki gösterdi. Sendikalar ve cemiyet tutuklu gazetecilerin durumuna işaret ederek, dayanışmanın, örgütlülüğün ve özgürlüğün önemini söylediler.
2016 yılı İktidarın gazetecilere soluk aldırmadığı karanlık bir yıl oldu. Siyasiler ve aydınlar: Hiçbir gazetecinin cezaevinde olmasını kabullenmediklerini belirten açıklamalarda bulundular. Hukukçular ise: “Gazeteciler tutuksuz yargılanmalı, hakkında yargı kararı olmadan gözaltına alınıp tutuklanmamalı. Gazetecilik halkın haber alma kanallarını açık tutmaya çalışan bir meslektir. Bu mesleği parmaklıklar arkasında tutmak fevkalade yanlış bir tutumdur” dediler. Gözü dönmüş AKP İktidarı, 15 yıl boyunca yanlış üstüne yanlışlar yaparak bildiğini okumaya devam etti. Dünyada çağdaş demokrasilerin hiçbirinde görmediğimiz uygulamaları baş da basın olmak üzere tüm halk kesimlerine en ağır bir şekilde baskılar kurarak uygulayan iktidarı defalarca Uyardık” . Bizi bazı totaliter ülkelerle ayni düzeyde göstermeyin. Haksız yere yapılan tutuklamalar ülkemizi yönetenlerin ayıbıdır, utancıdır. Yapılanlar doğru değildir, dünyaya rezil oluyoruz “ dedik. En azından yeni yılda iktidarın bu yanlışlardan dönerek demokratik ve çağdaşlaşma yoluna girmesini bekliyoruz.
Gazetecilik mesleği içinde olan herkesin birlik olmasını ve dayanışmanın önemine değinen Bilim adamları ve bazı köşe yazarları tarafsız ve özgür basının önemine vurgu yaparak uyardılar, ikaz ettiler. Ancak gazeteciler bu dayanışmayı 3-5 meslek örgütü ile sağlamaya çalıştılar. Büyük çapta dayanışmayı bir türlü sağlayamadılar. Gazeteci Arkadaşlarımızın bir kısmı iktidarın nimetlerinden yararlanma uğruna mesleklerine ihanet ettiler, yandaş oldular. Bu ihanet yüzünden gazeteciler birlik olamadılar, haksızlıklara karşı çıkış yapanlar azınlıkta kaldı. Yani basın birliğini Sağlayamayınca gazeteciler parçalanıp bölündüler, meydan At koşturanların alanı oldu. Çağdaş gazeteciler, devrimci, yurtsever gazeteciler bir yıl boyunca yazdılar, söylediler. Gazetecilik bir suç olmadığını vurgulayan kim varsa, doğruları ürkmeden yazan ve söyleyen kim varsa iktidar tarafından teröristlikle damgalandı, yaftalandı ve içeri atıldı.
İktidar yanlışını anlamalı ve bu tutumundan biran önce vazgeçmelidir. Cezaevinde 148 gazetecinin tutuklu olması ülkemizin ve iktidarın ayıpıdır. Ülkemizin yurtsever, demokratları, Gazetecilerimizle beraber, omuz omuza oldular ve onların özgürlükleri için mücadele ettiler. Onların düşünceleri parmaklıkların arasında ancak yürekleri bu ülkenin yarınları için atıyor. İktidarın baskıları istedikleri kadar devam etsin, unutmasınlar gazetecilik hep yaşayacak. Tüm zorlukların üstesinden gelindiği gibi, bu zorluklarında üstesinden elbette gelinecek. Tarih bunu hep göstermiştir.Susmayacağız, susturamazsınız…
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —