Türkiye 14 yıldır çok kötü yönetildi

Türkiye 14 yıldır çok kötü yönetildi

AKP bugün bize kaşıkla verdiğini mislisiyle burnumuzdan getiriyor ve verdiklerini kepçe ile geri alıyor. Yarını beklemeye, nefes almamıza fırsat vermiyor. Yarınlardan umutlarımızı kestik bir kere…

Türkiye 14 yıldır çok kötü yönetildi
 
AKP bugün bize kaşıkla verdiğini mislisiyle burnumuzdan getiriyor ve verdiklerini kepçe ile geri alıyor. Yarını beklemeye, nefes almamıza fırsat vermiyor. Yarınlardan umutlarımızı kestik bir kere… Günü kurtarabilene helal olsun der olduk.  Dün de bugün de hep ezilen emekçi halkımız oldu. AKP faşizmine direnci olmayan, haksızlıklar karşısında susan ve ağlayan, sızlayan bir toplum olduk. Haklı olduğumuz halde, hakkımızı alamıyoruz, verilenle avunuyoruz, sadaka alırcasına verilenlere dört elle sarılan bireyler olduk. Her geçen gün gayrimeşru yollarla kendi zenginini yaratanlara bir şeyler söylemekten korkar olduk. Yasalar çıkarıyorlar, her şeyi kitabına uyduruyorlar, helal mi haram mı? Bakmadan altında binlerce fakirin ezildiği zenginler yaratıyorlar.  
 
Geçmiş yıllarda emeği ile bir şeyler biriktirenler ve bir şeyler alabilenler bugün bırakın bir şeyler almayı veya biriktirmeyi yaşamın ipine tutunacak alanların kayıp gittiğini göremiyorlar. Yaşanılan bu adaletsizliğe seslerini çıkaramıyorlar. Zamla, zulümle beslenen bu iktidar halkın temel ihtiyaçlarına zam üstüne zam yapmaya istikrar diyor, barış diyor. Yaşama tutunacak boşluk bırakmayan AKP’liler kurmuşlar düzenlerini, iktidarlarını. Çarklar dönüyor, yoksullaşan halk umurlarında değil. Onlar için varsa yoksa orantısız güç, orantısız yandaş zenginler yaratmak, istikrarlı mevziler kazanmak.
 
 Vatandaşın ödediği vergileri az bulan iktidar, vergileri arttırarak halkı canından bezdiriyor. İşsizlik zirveye çıkmış, halkın beslenmesi zamlanmış, öyle ki sofraların ana besini olan ekmeğe bile el uzatarak yoksula yaşama ve beslenme hakkı tanınmıyorlar. Vatandaşın, Hastane masrafları ve eğitim masrafları cilalanıyor, zamlanıyor bir önceki günümüzü arar olduk. Dibe vuran ve her an büyük bir çöküşün beklendiği ekonomideki kötü gidiş yoksullaşan halkın yoksulluğuna kara haber oluyor.  İstikrar diyerek kitlelere mesajlar veriyorlar. Hangi istikrarı? Talan ve yalan istikrarını mı? Terördeki tırmanış istikrarı mı? İhanet istikrarını mı? İşsizlik ve yoksulluktaki istikrarı mı? Türkiye 14 yıldır çok kötü yönetildi, yönetiliyor…
 
Keşke bütün bunlar olmasaydı. Keşke bu iktidara 14 yıllık kaderimiz olmasaydı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemini bu iktidar döneminde yaşadı. Millet olarak yaşadığımız bu gerçekleri, çarpıklıkları, hukuksuzluklar görmüş olmamıza rağmen ve Talana uğramış ve bir yerlere teslim edilmişliğimize bir şeyler yapamamak ve hesap sormamak geleceğimizi birilerine peşkeş çekmek değil de nedir? Ağlayarak, sızlayarak, şikâyet ederek, bir yerleri suçlayarak ülkemizi ve ülke insanımızı yönetenler, birlikteliğimizin sağlanamamasını fırsata çevirerek istedikleri düzeni keyifle yürütüyorlar.
 
Yangın büyüyor, halk yoksulluğa teslim olmuş ses çıkaramıyor. Küçük promosyonlarla kandırılıyor, yoksulaşan toplumun büyük kesimini biat ettirdiler. Bu yaşanan tabloya nasıl istikrar diyebiliyorsunuz? Gelinen Bu durum istikrarı bozar mı bilmiyorum. Ama istikrar diye diye ülkeyi ve ülke insanının kimyasını bir güzel bozdular. Halkı ise klinik vaka haline getirdiler...
 
İktidar partileri, koltuğa yapışıp servetine servet katmak için oynar bu oyunu. Muhalefet partileri ise iktidara gelebilmenin peşine düşerek, pastadan bir pay kapmak için bu oyunun kenarında dolaşırlar “bir gün sıra bana gelecek mi?” diye hesap yaparlar. Üstelik muhalefet partileri, sanki işçilerin ve emekçilerin belini büken kapitalist sömürü düzeni değil de iktidardaki partiymiş gibi davranırlar, politikalarını buna göre yaparlar. Hâlbuki tüm bu sıkıntıların ve belaların sebebi bozuk düzendir, çarpık olan bu sistemdir. Bırakın oyun içinde oyun oynamayı gelin bu sisteme baş kaldıralım ve bu dönen çarkları kıralım. Bu partiyi, şu partiyi karalamaya çalışarak bu düzene balans ayarı vermeyelim.
 
Sömürünün katmerleştiği, öfkenin bu kadar arttığı koşullarda her seçim dönemi vaatler havada uçuşur, ekonomik vaatler kitaplaşır. Seçmenler ise bir rüya alemi içinde dolaşır. Asgari ücretin ve emeklilik maaşlarının artırılması, taşeron sistemin kaldırılması gibi vaatleri oldukça ilgi görür. AKP ise bu vaatlere, özellikle asgari ücretin arttırılması vaadine tepki gösterir, karşı savunma yapar. “Kaynağı nereden bulacaksınız? Asgari ücreti artırmak işçiye zulümdür.” diyerek Türkiye ekonomisinin bunu kaldıramayacağı yalanına başvurur. “ Aldatma ve kandırma partilerinin kölesi, sermayenin esiri olmuşuz ...
Her yer barış olsun, yaşasın demokrasimiz, yaşasın çağdaş, demokratik mücadeleye katkı sunarak yüreğini koyan yurtseverlerimiz ve onların onurlu mücadelesi. Özlemle beklediğimiz güzel günler ve mutlu yarınların gelmesi için mücadele veren tüm yoldaşlarıma selam olsun…



 
 
 
 


  • Pazar 37.7 ° / 23.5 ° Güneşli
  • Pazartesi 37.7 ° / 25.6 ° Güneşli
  • Salı 38.7 ° / 26.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı