Trabzon'un Devrimci- Yurtsever Doktoru, Son Yolculuğuna Hüzünle Uğurlandı

Trabzon

Trabzon’un yetiştirdiği değerlerden, sol, sosyalist, Türkiye’nin aydın yüzü, Gezi’ye kadar uzanan bir serüvenİ olan Ali Özyurt, 16 yıl mücadele verdiği kanser illetine maalesef yenik düştü.

“CANAN CANDIR” DEMİŞTİ- AMA HEPSİ VEFASIZLIK YAPTI
Ali Özyurt’un, Gaziosmanpaşa merkez camiinde bugün ikindi namazına müteakiben kılınan cenaze namazına, özellikle Trabzon- Araklı’lı hemşerileri yoğun katılım sağladılar. Camının avlusu ve musallat taşının etrafı Sağlıkçıların, Üniversitelerin, Fakültelerin ve STK’ların gönderdiği çelenklerle çiçek bahçesini döndü.  Cenazede bilim insanları, akademisyenler, STK’ların temsilcileri saf tuttular, omuz verdiler, acılı aileye taziyete bulundular ama gözler yıllarca mücadele verdiği, yoldaşım dediklerini aradı, göremedi, onlar yoklardı. Hele hele “Canan Candır” dediği CHP İstanbul il başkanının ve Gaziosmanpaşa ilçe başkanı ve yönetiminin bu değerli bilim insanının son yolculuğunda, bu değerli insanın ailesinin en acılı gününde yanlarında olmamaları yüreklere burukluk düşürürken en yüksek sesle “VEFASIZLIK” bu dedirtti.

ALİ ÖZYURT KİMDİR- GERİDE BIRAKTIKLARI…
 Öğrenciliğini 80’li yıllarda tıp öğrencisi olarak geçiren Özyurt’un, Gezi’ye kadar uzanan bir serüveni var. Bir yanında tıp varken bir yanı ise hep yazıda, yazmakta. Özyurt bazen kedere kapıldığını belirtse de asla durmamış ve var olabileceği her alanda kendisinden bir parça bırakmış, katkı sunmuş.

Kitapları Söz Uçar Yazı Kalır ve Umuduna Yaşamak
Hayatta iken yaptığı söyleşi…(Biz ona borçluyuz galiba)
Özyurt: Gençlere örnek olmaya çalıştım. Kitabımdan 16 yıl önce kanser oldum ve bu benim hayatımda bir dönüm noktası oldu. Diğer mücadelemi sürdürürken kanserle de mücadelemi sürdürmeye başladım.
Ben 63 doğumluyum. 78'in sonuna yetiştim. Hayalim doktor olmaktı. O sırada 12 Eylül Darbesi meydana geldi. Cumhuriyet gazetesi okumaya başladım. İstanbul Üniversitesi'nde İktisat Fakültesi’ne gidiyorum ama kafam hâlâ tıpta. 81'de Cerrahpaşa'yı kazandım. Türkiye'nin her yerinden öğrenciler geliyor, 500-600 tane. Bunların bir kısmı örgütsel bağları olan insanlar ama yer altına çekilmişler. Bir kısmı hapse girip çıkmış. Bir kısmı sol liberal. Birkaç yıl oldukça gizli yaşanıyor. O süre ağırlık olarak dersler çalışılıyor. 83'te Özal'ın başa geçmesiyle hafif bir demokratikleşmeyle beraber okullarda kulüpler açılıyor. Halkevleri, tiyatro, sinema… Örgütlü arkadaşlar bu tip yerlerde örgütleniyorlar kendilerini deşifre etmemek için. Ben de onların arasına girdim.
“KENDİMİ SOLCU OLARAK GÖRÜYORUM”
Selçuk Hoca, ilk kitaba önsöz yazarken ‘romantik aktivist’ yazmıştı. Kendimi solcu olarak görüyorum. 40 yıldır bu çevredeyim. Bu 40 yıl boyunca devletin verdiği maaşla geçindim. Aldığım parayla bağış yaptım. Kimseye kötülük yapmadım. Düşündüklerim ve yaşadıklarım arasında büyük bir çelişki olduğunu sanmıyorum. Liderlik özelliğim yoktu, mütevazıydım. Mücadeleyi ağırlık olarak sağlık alanında verdim. Gençlere örnek olmaya çalıştım. Kitabımdan 16 yıl önce kanser oldum ve bu benim hayatımda bir dönüm noktası oldu. Diğer mücadelemi sürdürürken kanserle de mücadelemi sürdürmeye başladım. İlaçların bir kısmından yarar gördüm bir kısmından görmedim. Hayatta mücadele bitmez. Her alanda mücadele ediyor insan.
KANSER İLAÇLARINI SGK KARŞILAMADI- BU DÜZEN ONA ELBETTE BORÇLU
Kanser ilaçlarımdan biri 40 bin liraydı ve SGK bunu karşılamıyordu. Her ay aldım o ilacı. Emeklilikten gelen paramı buraya harcadım. Ama bu konuda dava da açmıştım. Son paramı da ilaca verdim, yapılacak hiçbir şey kalmamıştı belki de ama davayı kazandım. Şimdi ilaçları SGK alıyor. Ödediğim parayı da iade edecekler. Mücadele biten bir şey değil ve tabii ki kazanımları oluyor.