Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şubesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen Kadın ve Medya konulu panelde açıklamalarda bulundu.
Güllü, burada haber dilinin kadına nasıl yansıdığını örneklerle anlattı. "Benim yaptığım aslında bir kadın politikası ve bugün içinde bulunduğumuz koşullarda hükümetin bir kadın politikası yok, bunu söylemekte bir beis görmüyorum. Çünkü zararlarını ve acılarını çekiyorum" ifadesini kullanan Güllü, "Samsun’daki olayı yaşadık, o davanın süreci içinde cezalanmasını gerektiren hukuki maddelerin ayrıntılı olarak yazılması gerekir. Maddeler üzerinde duralım, mağdurun saç, etek modeli, ilişkileri değil, mağdurdan ziyade failin buna giden sebepleri üzerine gidelim ki biz bu konuların açıklanmasını ve yararlı sonuca dönmesini isteyelim" dedi.
Sorular üzerine TKDF’nin ilk protokolünü Antalya Büyükşehir Belediyesi’yle yaptıklarını ifade eden Canan Güllü, şöyle konuştu:
- "Sadece Büyükşehir’le kalmadan, Alanya’da, Manavgat’ta ve Muratpaşa’da fark etmeyen bir şekliyle sürecin içinde farkındalık ve iş birlikleri organize edildi. İlk amacımız, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının sahada çalışanlara verilmesiydi ve bu anlamıyla da zabıta eğitimi, ilçelerle koordinasyon halinde kalan sosyal hizmet çalışanlarının bilgilendirilmesi çalışmalarını yaptık. Önümüzdeki günlerde Alanya’nın zabıtaları ve sahada çalışan temizlik işçilerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri var.
- Bizim en önemli sıkıntımız, önleyici politikaları yapamamamız ve konuşamamamız. Bunu hükümetin kadın politikasızlığı deyip kenara çekilebiliriz ama yerelde bu konuda kendi üzerine düşen İstanbul Sözleşmesi’nden kaynaklı görevlerini yapmıyor. Çalıştırdığı personele eğitim vermiyor. Kadın erkek eşitliğini sağlamıyor, yerel eşitlik eylem planını yapmıyor. İlk protokolün içine bunların hepsi giriyor ve biz yavaş yavaş başlıyoruz, ilk iş bilinçlendirme. 8 Mart’ta bile acil yardım hattının bir mobil uygulaması ile kadının öncesinde de arayarak ben ne yapabilirim, bu şiddetten nasıl aranırım, ya da kanuni haklarım nedir sorularını yanıtlamaya çalışıyorum."
'Tartıştığımız her gün birilerinin tecavüze uğraması ve öldürülmesi yönündeki değirmene su taşıyoruz'
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan herkesin toplumun geldiği hali göz önünde bulundurması gerektiğini anlatan Güllü, sözleşmenin pazarlık konusu yapıldığını söyledi.
"Türkiye içindeki siyasi pazarlık değil sadece birliğe üye olan olmayan, sözleşmeyi imzalayan imzalamayanlar arasında da dayanışma olduğunu düşünüyorum. İstanbul Sözleşmesi bu tablolara karşın değişmeyecek, kalkmayacak" diyen Güllü, şunları ifade etti:
- "Değişmesi noktasında tecavüze uğrayan 92 yaşındaki kadının baş sorumlusudur. Kaldırılması yönünde siyasi irade ortaya koymaya çalışanların da kendine çeki düzen vermesi ve düşünmesi gerekiyor. Biz tartıştığımız her gün birilerinin tecavüze uğraması ve öldürülmesi yönündeki değirmene su taşıyoruz. İç hukuktan üstün olan bu sözleşmeyle ilgili alınacak karar, Türkiye’nin tek adam rejimine giden yolu açacaktır. ‘İstanbul Sözleşmesi kaldırılsın’ diyen her kişi adına yargıda dava açacağız."
'Antalya turizmin cenneti ama çok sayıda cinsel istismar var'
Canan Güllü, Antalya’da yoğun cinsel istismar suçlarının yaşandığına da dikkat çekerek, medyanın kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetleriyle ilgili kullandığı dile çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
"Antalya açıkçası bizim için hüsran. Turizmin cenneti ama çok sayıda cinsel istismar var. İstismarın yoğun olduğu il ve ilçeler var. Protokol yaptığımız belediye başkanlarına söylediğim zaman şaşırıyorlar. İstismar yoktur, abartıyorlar diye o kılıfın arkasına saklandılar" diyen Güllü, şöyle devam etti:
- "Antalya’da istismar özellikle Korkuteli’nde, Manavgat’ta, Alanya’da, Side’de oldukça yoğun. Antalya ve ilçelerinde koordinasyon kurulları oluşturduk. Sağlıktan, kolluktan, yargıdan görevliler var. Yerel basının önemini çok önemsiyorum. Yerel medya bilincin oluşmasına ışık tutuyor. Medyanın yönlendirici işlevi çok önemli. Bence önce bir ilin yerel medyasına eğilmek, dilini doğru kullanıp kullanmadığına bakmak lazım. Bizim derdimiz pornografi izlemek değil. Yerelden yetişen gazetecilerin yönlendirici, kapsayıcı olmasını sağlamak. Biz size siz bize yön vereceği süreç yerelde en önemli ayak."
'Pandemide komşu ihbarı yüzde yüz arttı, cinsel istismar ihbarı alınmıyor'
Güllü, pandemi döneminde yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddet verileri ile ilgili gelen soruyu şu şekilde cevapladı:
- "Mart ayı için 2019-2020 karşılaştırıldığında psikolojik şiddet %93, fiziksel şiddet %84, komşu ihbarı %100 oranında artan bir sürece gitti. En acı veren tarafı cinsel istismar ihbarı hala bu döneme kadar alamıyoruz, okulların kapalı olması, çocukların aile hekimlerine ulaşamamış olmasından kaynaklanıyor. Çünkü veri kaynaklarımız ihbar olarak genelde oralardan geliyor. Bu anlamıyla şiddet, ‘Cinayetler azaldı, kadına şiddet azaldı’ söyleminin tersine hala artıyor. Çünkü kadın yoksulluğu ile birlikte şiddet artıyor, erkeklerin işten çıkartılması ya da yarı zamanlı ücretlendirilmeleri nedeniyle ekonomik şiddetin de çok fazla yansıdığı bir dönemdeyiz."