Suçlu Öcalan! Allah'tan Korkun

Suçlu Öcalan! Allah

Esenler Yavuz Selim Mahallesi’nde bulunan Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nın eski işletmecisi İbrahim Erdem Karabulut gazetemize yaşadığı sorunla ilgili açıklamalarda bulundu




  Suçlu Öcalan! Allah'tan Korkun
 

Esenler Yavuz Selim Mahallesi’nde bulunan Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nın eski işletmecisi İbrahim Erdem Karabulut gazetemize yaşadığı sorunla ilgili açıklamalarda bulundu…
 
 
Esenler Belediyesi çalışanlarının tazminatlarını bile kendisinin ödediğini iddia eden Esenler Yavuz Selim Mahallesi’ndeki Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nın eski işletmecisi İbrahim Erdem Karabulut gazetemize açıklamalarda bulundu:

"Eskide bir kitap vardı, zannedersem okumayan kalmamıştır. Ben devletim sakat bırakırım, Esenler Belediye Başkanı M.Tevfik Göksu da bu mantıkla hareket ediyor. Yani ben âli kıran baş kesenim diyor. Belediyeyi bu mantıkla yönetiyor, yani ben kabadayıyım diyor.
 
Esenler Belediyesi çalışanlarının tazminatlarını Ben Ödedim
 
Bir esnafı kendisine gidip mağduriyetini anlattığında evet kardeşim sen mağdur edilmişsin, ancak benim dönemimde değil, seni bir önceki Belediye Başkanı Mehmet Öcalan mağdur etmiştir. Bir Belediye Başkanı böyle diyebilir mi? Liyakatli bir Belediye Başkanı, bende bir başkasını mağdur ettim ona veriyorum diyebilir mi? Belediyecilikte devam esastır, peki Mehmet Öcalan dönemindeki alacak veya borçlarını hayır ben alacakları almıyor borçları da ödemiyorum diyebilir mi? Böyle bir mantık olur mu? Yani mağdur olduğumu biliyor, fakat ben sizi mağdur etmedim dolayısıyla ben mağdur ettiğim insana öncelik tanıyorum diyor. Bu ifadeler liyakatli bir Belediye Başkanının ifadesi olabilir mi?
 
Böyle Bir Yönetim Olur Mu?
 
Esenler'e yapmış olduğum hayırlı bir hizmeti anlatayım. Bana ait olduğunu ve ciddi bir haksızlığa uğradığımı,167 metre kare binanın bana ait olduğunu, burasının hiçbir süretle ihtar kontrat feshi, yıkılma tebliği yapılmadan, yapımının tamamını kendi cebimde ödediğim binamı yıkıyor. Sonra yapacaklarını söylüyor ama yapmıyor. O Belediye Başkanı gidiyor yerine yeni biri geliyor ve ben bunu sana taahhüt etmedim diyor. Böyle bir yönetim olur mu? Bir başka konu ise, liyakatli bir Belediye Başkanı bunu söylerse, ben sizi mağdur etmedim ama sizden sonra birini mağdur ettim senin işletmeni mağdur ettiğime veririm diyor. Bu ifadeyi yalnız bana değil Esenler Belediyesi'ndeki bütün Meclis üyeleri biliyor. Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Çetinkaya diyor ki, 'ben söz verdiğime de vermiyorum sana da vermiyorum, ben orayı kütüphane yapacağım'. Aldığım bilgiye göre burayı kütüphane de yapamaz, çünkü burası yeşil alan halka açık park yerini kütüphaneye çeviremez. Ancak kılıfına uyduruyorlar dedim. Ya âli kıran baş kesen gibi yönetiyorlar. Efendim ben burayı kütüphane yaparım kim karışabilir bana, haydi mağduriyetim boş sayalım, peki senin mağdur ettiğin adama söz vermişsin ve demişsinki 'orayı sana vereceğim'. İkinci bir mağduriyet yaratıyorsun buna Belediye Başkanlığı denir mi? Toplumun seçtiği bir insanın yaptığı bir hareket midir?
 

Esenler'deki Sessiz Çığlıkların Tamamı Bana Geldi
 
Diyelim okuma evi yaptı. Belediye Başkanlık makamında oturan birine, bu makamda olduğu süre içinde konuya şahit. Meclis üyelerinin tamamı mağdur olduğumu geçen yönetimin mağdur ettiğini biliyor. Kendisine konuyu yargıya taşımadan önce çözüme ulaştırsın diye aracı olan kişiler ,kendi partisinden 'evet bu adam mağdur edilmiştir' demişlerdir. Bunu yapan insan her on günü üç ay atmış on gün dedikleri üç ay sürmüştür. Belediye Başkanlığı bitme noktasına gelmiştir, bir yıl sonra gidecek ancak konuya çözüm üretememiştir, ciddi bir başkanının yapacağı iş midir? Bu konu defalarca gündeme geldi. Konunun gündeme gelmesiyle Esenler'deki sessiz çığlıkların tamamı bana geldi. Mağdur olmuş onlarca insan çığlıklarını bana duyurdular, basın mensubu olduğumdan sesinizi duyurdunuz fakat biz sesimizi duyuramıyoruz. Sağ olsunlar yerel basın mensubu arkadaşlarım konuyu gündeme getirdiler. Bu konunun basit çözümünü güvenlik önlemiyle almışlar, böyle duydum, yapıyı değiştirip başkasını da mağdur ederek burayı okuma evi yapmışlar.
 
Benden Korkmalarına Gerek Yok
 
Ben gayri resmi hiçbir işin içinde olmam böyle bir yola da başvurmam ben gazeteci ve yazarım yerel basın birliği derneğinin başkanıyım aynı zaman da. Hukuk dışına çıkmayacağım hukuki olmayan hiçbir işin içinde olmam söz konusu değildir. Benden korkmalarına gerek yok hukuk çerçevesinde konuyu her yere taşıyacağım, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı'na ve yetkili tüm makamlara taşıyacağım. Ulusal basın mı çocuk oyuncağı ne yapıyorlar bunlar haksızlığa uğrayanlar tarafından kafalarına yumurta yedikleri zaman ulusal basın çıkıyor, ben bunu da yapmam bir şekilde Ulasal basını da harekete geçiririm. Ben haksızlığa uğramamda kendimi ifade edemeyecek aciz de değilim. Ancak bunlar âli kıran baş kesen edasıyla Esenler'de insanları mağdur etmişlerdir. Sonuçta yargı sürecini başlatmam için bunlara ihtar name çekmem lazımdır. İhtarname çektim verecekleri cevaba göre on beş gün içerisinde yasal sürç başlatılacaktır. Sorunu çözülmemesi halinde bireysel başvuru hakkım dâhil tüm yargı makamları ve yetkili makamlara taşıyacağım. AKP Genel Merkezine dâhil Başbakan'a dâhil biz yüzde elli oy aldık ancak aramızda çürük elmalar da vardır demişti Başbakanımız.
 
Ak Fırat Belediye Başkanı Nasıl?
 
Geçmişte örneği de vardır ve bir çok Belediye de vardır. Örnek mi? Ak Fırat Belediye Başkanı nasıl görevden alındıysa burada da liyakatsız insanları mağdur etmiş bir Belediye Başkanı vardır. Ben bunu kanıtlayacağım, en büyük kanıt şahsım üzerinde gerçekleşmiştir. Düşünün, topluma hizmet etmek amacı olan bir Belediye Başkanı bir vatandaşın 167 metre kere yerini yıkarak herhangi bir bedel de ödemiyor. Burayı yıkarken hiçbir tebliğ, tahliye yazısı göndermiyor. Konu basında da yer almıştır, yıktıkları yerle ilgili her hangi bir belge göstersinler size. Göstermezler çünkü böyle bir yazı veya belge yoktur. 2004 yılında, kontratım 2007 yılına kadardı. 2006 yılında burada kira ödeme çünkü yarısı metroya gitti. Sen burada zarar ediyorsun. 'Parkın diğer köşesine yap' dediler. Ben de 167 metre kare yeri tüm masraflarını kendi cebimden harcayarak yaptım. Kontratımın bitiş yılı 2007'de bana kontratın devamına dair dönemin Belediye Başkan yardımcısı Nuri Öztürk burası bize ait diyerek elektrik ve su alınabilir yazısı verildi. Bu belgede elimde mevcuttur, bunu mahkemeye sunacağım. 2007 yılının üçüncü ayında biten kontratıma aynı yılın dördüncü ayında kabul eden Belediye Başkanlığı binayı sahipleniyor, ancak yıkarken sahibini tanımıyor. Bir Belediye böyle yönetilmez.