Geçenlerde CHP bir kentsel dönüşüm paneli düzenledi. Panelistlerde bu konuda Uzman Profesör Milletvekili ve Esenler'in saygın kişilerinden imar konusunda kendini yetiştirmiş ve geçmişte Belediye Meclis Üyeliği yapmış Esenler halkına emeği geçenlerdi.
Bu kişilerin geçmişi temiz olmasından olacak ki konuştukları yüreğinde temizlik hissi taşımayanlara nerdeyse yalı kazığı gibi battı. Onlar çalmadılar, soymadılar ve Devlet parasıyla atraksiyon yapmadılar. Meclis üyelikleri döneminde ise birilerinin yaptığı gibi ne ihale yolsuzluğu nede hazine arazisi hokkabazlığına soyundular. Esenler’in yarınını düşünerek bütün yanlışlara dik durdular. Toplumun çıkarlarını gözettikleri için ise deyim yerindeyse işlerinden ve kendi birikimlerinden oldular.
Yol bulmadılar, buldurmadılar. Esenler'in hazine arazilerini birilerine peşkeş çekerek Esenlerin arazi yoksulluğuna sebep olmadılar. Daima Savaştılar. Devlet malını deniz görenlerle, haram lokma yiyenlerle, halkı yoksullaştırıp kaderciliğe mahkûm etmek isleyenlerle mücadele ettiler. Panelde konuştular evet ama birilerine yaranmak için değil doğru bildiklerini kamuoyuna aktarmak için.
Konuşulanları çok iyi anlayıp da anlamak istemeyenler bu panelistlerin doğal afetler konusunda hiçbir karşılık beklemeden neler yaptığına bir baksınlar. Önce İzmit sonra Van deprem felaketlerinde yaptıkları çalışmalar ve sundukları projeler ve fedakârlıkları belli. Bağlı bulundukları kurumlarca ödüllendirildiler. Tüm bu çalışmaları devlet parası ile değil alın teri döküp kazandıkları ile yaptılar. Yermek yerine övülmesi gereken durum işte budur. Bırakın da bu tip insanlar çoğalsın, hangi görüşte olursa olsunlar söz söyleme hakları olsun. Olsun ki yürekleri taş kesenlerin, elleri harama uzanarak kul hakkı yiyenlerin insafa gelerek yanlış işlerden vaz geçmeleri sağlanmış olsun.
Paneli izleyenler ne demek islediklerini anlamıştı! Bazı gazetecilerde anlamıştı ama anlamak istemediler. Çünkü onlar görev adamıydı. Görevleri gereği olur olmaz manalar çıkaracaktılar ve çıkardılar da. Zira birilerine dokunulmuştu, yanlış işlere parmak basılmıştı. Bu dönüşümle şekillenecek rant paylaşımından hisse bekleyenler, nemalananlar, şahsi çıkarlarını toplumsal çıkarların üstünde görenler tırnak arası rencide edilmişti.
Konuşmalardan asılsız manalar, bir şeyler çıkarmak isteyenler yazdıklarıyla battıkça battılar. Ukalalığı marifet zannedenler, büyük ağabeylerinin günahlarına ortak oldukları gibi işledikleri haltları bilmeden onları da deşifre ettiler.
Kemer park evleri sanki babalarının çiftliği idi, sanki birilerine zamanında peşkeş çekilmemişti. Park evlerinde fiyatlar yüksek ama Esenler halkından oturanı var mı yok. İthallerle nüfus yoğunluğu arttı sadece.
Panelistlerden biri yanlış mı söyledi, Kayabaşı dedi Taşoluk dedi, Romen açılımından bahsetti. Tüm bunları hafızamızda canlandıralım mağduriyetleri gözümüzün önüne getirelim. Ankara’da Tekelcilerin kazanılmış hakları sanki hak değildi. Bu kadar yanlışı yazın yaza bilirseniz. Yazamazsınız çünkü o zaman önünüze atılacak ganimetten de mahrum kalırsınız. Bilerek veya bilmeyerek halkını ezen yoksulluğa mahkûm edenler hastadır. Bu hastalığı tedavi etmek için iftira ve karalama yaptığınız kişilere ihtiyaç vardır. Bu harami zadeleri ancak onlar tedavi edebilir. Her yerde böyle yüzlerce Ustaya her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Siyasi görüşünüz her ne olursa olsun yanlışlara ses çıkararak dik durursanız işte o zaman adamsınız. Her ne kadar dilimiz sivri olsa da yapılan haksızlıklara dik duruşumuzdandır ki; söylediğimiz sözler menfaat perestlere ok gibi saplanıyor. Af ola…