Sivas şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum...

Sivas şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum...

Herkes iyi bilmeli ki Sivas’ın ateşi asla sönmeyecek ve katiller mutlaka hesap vereceklerdir. 28 yıldır inatla, kararlılıkla bu vahşetin hesabının sorulması için mücadele eden canlara, devrim yolunda yürüyen t&u

Sivas’ı, Madımak’ı unutmak mümkün mü?  Ülkeme düşen ateşi, Cayır cayır içimizde yanan yangını unutmadık, unutturmayacağız.

28 yıldır bu yangın sönmüyor. Eğer Maraş'ta, Alevi- Sünni değerler bir olsaydı, Çorum'da bir olsaydı, Sivas olmazdı. Gezi olmazdı. Gazi olmazdı. Roboski olmazdı. Rojava, Soma olmazdı. Bir olsaydık, insanlıktan herkes, her kesim zerre kadar nasiplenseydi bu katliamların hiç biri yapılamazdı.

35 canımız bizi yakmaya devam ediyor. Burada, utanç müzesi olması gereken yerde 2 katilin isimleri oradan kazınana kadar içimiz yanmaya devam edecek. El birliği ile o isimleri oradan kazıyacağız. O isimler oradan kazınana kadar binadan içeri girilmeyecek. Bu bina utanç müzesi yapılana kadar yanmaya devam edeceğiz.


Israrla halkları birbirine düşmanlaştırdılar, ezilenleri böldüler, kitleleri senden benden diye ayrıştırdılar, düşmanlaştırdılar. Aşağılayan, ötekileştiren dillere karşı her yıl 2 Temmuzda yan yana gelebiliyorsak bu fotoğraf gericiliğe ve faşizme karşı verilen en güzel mesajdır. Ezilen kimliğimizle, insan kimliğimizle, Sünnisi, Alevi'siyle, Süryanisi Yahudi, Türk, Kürt, Çerkez’iyle el ele verirsek, yüreklerimiz bir olursa Sivas’ın ateşini inanın o gün biz söndürürmüş olacağız.
Devletin oligarşi yapısı devletin karanlık güçleri Sivas’ta hiç acımadan 35 sanatçıyı 35 aydını 35 insanı diri diri yaktı. Aslında yanan ülkemin yarınları, çocuklarımızın geleceğiydi. Bu mesele birilerinin söylediği gibi mezhep meselesi değildir. Devletin karanlık odakları kendisine tehlike gördüğü her şeyi yok etmekte kararlıydı. 12 Eylül Amerikancı-faşist darbeden sonra ülkenin aydınları ülkenin ilerici yurtseverleri üzerindeki baskılar mevcut hükümetler tarafından da bugün olduğu gibi hep devam etmiştir.


Bugün geldiğimiz nokta ise 12 Eylül darbesinden daha acıdır. Madımak Davasının zamanaşımına hayırlı olsun diyen başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Sivas katliamına bakış açısını da görmüş bulunmaktayız. Faili meçhulleri aydınlığa çıkardığını söyleyen sağcı, gerici ve dinci başbakanlar bugüne kadar hangi meçhulleri ortaya çıkardığını açıklamayışlarını, onları koruduğunu yine onlardan birisi olan Peker'in söylemesi gerçeğin kendisidir.
Bugünün iktidarı yarattığı yeni rejime karşı çıkanları tutuklayarak, susturarak hiçbir faili meçhulü ortaya çıkarmış değildir. Bütün faillerin meçhulleri bellidir ve ellerini kollarını sallayarak sokakta dolaşmaktadır.

Sivas katliamı ülke tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
Katliam esnasında asker ve polisin olayları seyretmesi ve akabinde katliamı gerçekleştirenlerin göstermelik yargılamalarla tutuklanmadan salıverilmeleri ülkemiz adına bir utançtır. Hatırlanacağı gibi 1993 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller “Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir şekilde zarar gelmemiştir” derken, müşterek ortağı Mesut Yılmaz’ında bir futbol karşılaşmasında “Bu kadar ölü olur” sözüyle vicdanları bir kez daha yaralamışlardır. Aynı şekilde davanın zaman aşımına uğramasına “Hayırlı olusun” diyen dönemin Başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanı yaptığı açıklama ile katliamı yeterince desteklemişlerdir. Herkes iyi bilmeli ki Sivas’ın ateşi asla sönmeyecek ve katiller mutlaka hesap vereceklerdir.


28 yıldır inatla, kararlılıkla bu vahşetin hesabının sorulması için mücadele eden canlara, devrim yolunda yürüyen tüm yoldaşlara şükranlarımı sunuyorum, Sivas şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum.



  • Cuma 15.6 ° / 10 ° false
  • Cumartesi 16.1 ° / 9.6 ° Güneşli
  • Pazar 13.7 ° / 2.7 ° Orta kuvvetli yağmurlu