www.7-24esenlerhaber.com/Ersel AYDOĞDU
24 Ocak 1993 tarihinde bundan tam 19 yıl önce alçakça bir saldırı ile katledilen, devrimin, bağımsızlığın, demokrasinin, laikliğin ve özgürlüğün, kısacası aydınlanmanın cesur kalemi araştırmacı yazar Uğur MUMCU'yu bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz. Gericiliğin ve bölücülüğün at oynattığı günümüzde bu yiğit kalemi halkımız UNUTMAMIŞTIR, UNUTMAYACAKTIR.
Bugün Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Libya'dan Mısır’a, Irak'tan İran’a kadar birçok ülkenin doğal zenginliklerine daha kolay ulaşmak için Emperyalizm bölgeyi kendine göre yeniden şekillendirmek istemektedir.
Emperyalist güçler ve işbirlikçileri, ülkemizde de boş durmamakta, bir yandan dinsel, diğer yandan ise etnik farklılıkları kaşıyarak ulusumuzun birlik ve bütünlüğünü tehdit etmektedir. Böyle bir ortamda ''Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim...'' diyen kalemlerin katledilmelerini, tutuklanmalarını çok daha iyi anlayabiliriz.
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin maskelerini düşüren Uğur MUMCU'nun, terör üzerine yaptığı araştırmalar, yazdığı makaleler niçin katledildiğini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Artık şu çok iyi anlaşılmıştır ki, ister dinsel, ister etnik olsun her türlü terörün arkasında emperyalizm ve işbirlikçileri vardır. Bugün hala Uğur MUMCU'nun katledilmesinin üzerindeki sis perdesinin bilinçli olarak aralanmamasını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Kalemlerin açık artırmaya çıkarıldığı, ısmarlama yazıların yazıldığı, tek merkezden hazırlanan haberler ile beyinlere uyuşturucu bombardımanının yapıldığı, halkın haber alma özgürlüğünün yok edildiği günümüzde, Uğur MUMCU, Ahmet Taner KIŞLALI, Bahriye ÜÇOK, Turan DURSUN, Muammer AKSOY gibi aydınlarımızın değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü bağımsızlığımıza, cumhuriyetimize saldıranlar, Ulusal Kurtuluş Savaşından kuyruk acısı olanlardır. Bunlar önlerinde en büyük engel olarak bağımsızlıktan, demokrasiden yana olan gazetecileri ve yazarları görmektedirler. 12 Mart faşizminin ''Sakıncalı Piyadesi'' Uğur MUMCU’nun özelleştirmeler ile ekonomik kaynaklarımızın peşkeş çekilmeye başlandığı, etnik ve dinsel kimliklerin ''demokratikleşme'' adı altında ortaya atıldığı bir süreçte katledilmesi sıradan bir terör saldırısı olamaz.
Uğur MUMCU yazdığı bir makalesinde şunları söylüyordu:'' Çağımız kurtuluş savaşları çağıdır. Türk Kurtuluş Savaşı, bütün "mazlum milletler" için örnek olmuştur. Bu savaşım, antiemperyalist niteliği ile Kurtuluş Savaşımızın, devrimci ve ilerici özü, uluslararası kapitalizmin ve çağdışı gericiliğin elinde bozuk para gibi harcanıyor.
Kurtuluş Savaşı'ndan yarım yüzyıl sonra, bu savaşın kutsal amacı suç sayılırsa, söyleyin: 23 Nisanları, 30 Ağustosları, 29 Ekimleri, ne adına ve kim için kutluyoruz?
Hortlayan Damat Ferit midir? Vahdettin midir? Anzavur mudur? Kimdir acaba?''
Emperyalizmin “Ilımlı İslam” ve “etnik ayrılıkçı terör” planlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye etmek istediği bir dönemde; cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin korkusuz savunucusu, kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur MUMCU’ yu, katledilişinin 19. yılında saygıyla anıyoruz.