Aldığımız mail de bir dostumuz özel bir hastanede başından geçenleri anlatmaya çalışmış. Bu dostumuzun sağlık sisteminde varolan sorunlara olan hassasiyetinden dolayı teşekkür ederek emaili yayımlıyoruz...
SAĞLIKTA GARİP İŞLER
Aldığımız mail de bir dostumuz özel bir hastanede başından geçenleri anlatmaya çalışmış. Bu dostumuzun sağlık sisteminde varolan sorunlara olan hassasiyetinden dolayı teşekkür ederek emaili yayımlıyoruz...
Gerek Devlet Hastaneleri gerekse özel Hastaneler de yaşananlar deyim yerindeyse tam bir rezalet. Bu ve benzeri şikayetler göstermektedir ki ülkemizde sağlık sistemi çökmüştür.
İşin aslı şudur: AKP hükümeti, “Sağlıkta Dönüşüm” kapsamında adına “Performans Sistemi” denilen bir sistem getirdi. Bu ne demekti:
Ne kadar muayene yaparsan, ne kadar ameliyat yaparsan, ne kadar sezaryen ve kürtaj yaparsan, ne kadar tahlil ve tetkik yaptırırsan, o kadar para kazanırsın...
Email şöyle;
“3O Haziran Pazar akşamı saat 22.00 civarında eşimin rahatsızlanması ve acil olarak Medipol Mega Hastaneler Kompleksi’ne kaldırılması üzerine bende ivedi olarak hastaneye gittim. Gittiğimde acil müdahale bölümünde hareket kabiliyeti tamamen kısıtlı ve serum takılı vaziyette yatıyordu. Bu arada doğal olarak istenen tetkiklerin sunucunu bekliyorduk.
Yaklaşık iki saatlik bir sürenin sonunda hastaneye geldiğine göre % 5 bile bir iyileşme olmadan reçete düzenleyerek eşimi taburcu ettiler. Ancak kendi başına yattığı yerden sağına, soluna bile yardım almadan dönemeyecek durumda taburcu edilen hastamız acil sayılmadığı için bir de fark ücreti ödemek zorunda olduğumuz gerçeği ile karşılaştık. Hastane görevlilerine göre niçin diye sorduğumuzda; hastamız “iyileştirilebilir bir acil hastası olduğu için” bu ücret ödenmeliymiş. Yani “ücret alınmaması için hastanın ölmesi mi gerekiyor?” takdir sizlerin. Bu diyaloglar mutlak surette hastanenin kamere kayıtlarında mevcut olmalı.
Tüm bunları da geçtim ama ikinci büyük problem hastamızın tedavisi için düzenlenen reçetede yazılı olan ilaçları almak üzere Eczane’ye gittiğimizde belirdi. Vakit ertesi günü saat 10.00 civarı. Ama bizi bir sürpriz beklemekte idi. Eczacı ilaçlarımızı veremeyeceğini, çünkü hastamızın halen yatmakta olduğunu, yani taburcu olmadığını söylüyordu. Önündeki ekrana dikkatlice tekrar tekrar bakarak aynı şeyi söyledi. Bir an için benimde kafam karıştı. Acaba hastamız hala hastanede yatıyor muydu?
Sonuçta eczane çalışanlarınca tanınıyor olmamız, sözümüze güveniliyor olması, ya da en kötü ihtimalle aynı binada bulunan Aile Hekimimizin reçeteye yazabileceği türden ilaçlar olması hususları da göz önüne alınarak bir an önce tedaviye başlamamız için ilaçlarımızı verdiler. Bu arada ücretini ödemeyi önerimizi de kabul etmediler. Kendilerine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ve tarih bu gün 3 Temmuz. Eczane, hala sistemde aynı bilginin bulunması nedeniyle reçeteyi sisteme giriş yapamadığını söyledi.
Acaba sorun nerede? Hala kayıtlarında hastamızı yatan hasta olarak gösteren bir durum mu söz konusu? Yoksa hastane kayıtlarında vaktinde veya gecikmeli olarak da olsa hastanın taburcu kayıtları girildiği halde, bunu göstermeyen bir türlü senkronize olamayan Eczanelerin baktığı sistemde mi? (Adı her ne ise bilemiyorum)
Sorun nerede, hangi sistemde olursa olsun bunda hasta ve hasta yakınlarının bir kusuru yok ama konunun tarafı ve mağduru onlar. Ayrıca gerçekten taburcu bilgilerinin sisteme girilmesi bilinçli olarak geciktiriliyor da Sağlık Bakanlığından hak edilmeyen yataklı gün ücretleri mi tahsil ediliyor? Bu da kafalarda bir soru oluşturuyor.”